Uzun zamandır yazmıyordum, avuçlarımın kaşıntısı iyice artmıştı.

İşte bu esnada sevgili dostum İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal yetişti imdada: "Ne zaman bizimle yazmaya başlıyorsun?"

Hemen kabul ettim tabii.

Kabul ettim bu teklifi ama tozu toprağı kaldırmak öyle kolay olmuyor, hemen yazamadım...

Yazacak öyle çok şey var ki kafam allak bullak ne yazayım, hangisini yazayım derken iki haftadan fazla zaman geçti...

Daha darbe marbe teşebbüsleri yok ortada, Millet Meclisi tek parça...

Ahmet abi de hayatta...

Biraz üşengeçtik, biraz atıllık derken yazamadık işte...

Oysa memleket köşe yazmak için cennet, mesele bitmiyor...

Sanki Ahmet abiye hoşçakal demek için beklemişim gibi hissediyorum...

İlk yazımda ona hoşçakal diyeceğim hiç aklıma gelmezdi...

Belediye İş 2 No’lu Şube Başkanı Ahmet Mutoğlu...

Geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti...

Çok sevdiğim bir abimi ve bir sınıf önderimi yitirdim dün.

Sınıfının asla unutamayacağı örnek bir başkandı...

Tanıdığım en mücadeleci adamlardan biriydi.

İki ay evvel kalp krizi geçirdi, yedi defa kalbi durdu, kurtaramaz mutlaka bir hasar kalır diye düşündü herkes, bir ay sonra yarı ölü girdiği hastaneden yürüyerek çıktı... 

Yoldaşları ve ailesiyle vedalaşabilmekmiş son mücadelesi, bilemedik...

Azraille bile mücadele etti, ilk raundu kazandı da...

Yeni dönem sendikacılar gibi değildi, sınıf mücadelesinin en çalışkan en mücadeleci adamlarından biriydi.
Pek tatil, dinlenmek falanda bilmezdi rahmetli...

Bu sendikaların gösterişli yazlık tesisleri vardır, yaz geldi mi sendika şube ofisine döner otel, bütün başkanlar orada...

Ahmet Başkanın gittiğini duymadım ben hiç.

Pazar günü, yani herkesin tatilde olduğu gün, işçi dostlarıyla toplantı yaparken geçirdi ilk kalp krizini...
Dostlarının arasında düştü yola ilk önce...

Belediyelerde işe girmeyi kim istemez, çok kişinin işe girmesine vesile olmuştur, hatta siyaseten rakiplerinin çocuklarına bile...

Ama kendi kızları belediyede çalışmıyor.

Bir kızı Türkcell’de, diğer kızı da kendi imkânları ile girdiği bir bankada çalışıyor...

Eminim hiç aklından geçmemiştir kızlarını belediyeye işe sokmak...

İlk işe girdiğimde önyargılıydım Ahmet abiye... 

Çok mafyavari gelmişti, alçak gönüllülüğünü fark edememiştim ilk başlarda, sonra tanıdıkça mücadelesine hayran oldum...

Yazdıklarım ve söylediklerimle ilgili bazı sıkıntılar yaşadığım zamanlarda bir iki tehdit aldığım olmuştu. Ahmet abiye söz ettiğimde; "dikkat etmek lazım Ozan, düşmana inat bir gün daha fazla yaşamak gerek" demişti...

Her ölüm erkendir ama Ahmet abininki çok erken oldu...

İşçi sınıfı büyük bir önderini, Belediye İş Sendikası çok büyük bir emektarını yitirdi.

En son bayramda konuşmuştum, toplu sözleşme bitiminde yeniden radyo programıma konuk olacaktı, hem biraz daha toparlamış olurum diyordu.

Olmadı.

Mücadelen kaldığı yerden devam edecek demeyi çok isterdim Ahmet abi ama en son sen kalmıştın, yerinin dolacağını sanmıyorum.

Hoşçakal sınıf arkadaşım, hoşçakal yoldaşım...

En azından hiç unutulmayacaksın.