Hafta sonu bizimkilerle bu sefer Çeşme Deliklikoy’da kamptaydık.

Bileğine kadar kum dolu sahil, anlatacaklarıma rağmen tertemiz buz gibi soğuk deniz, ve Nomads ile eğlenceli dopdolu doğa ile iç içe bir kamp. Akşamı güneşin batmasını heyecanla bekledim. Yıldızları seyredecektim. Şehirde şehir ışıkları nedeniyle göremediğimiz, çocukluğumuzun anısı yıldızları.

Küçükken evimizin üstünde gece keyfi yapardık. Annem, babam, kardeşlerim uzanır yıldızları seyrederdik. Hatta tam yıldızları seyrederken bir uçak geçer, babam her geçen uçağa dediği gibi “ Bu uçak Ankara’ya gidiyor.” derdi. Zaten öyle diye diye beni yolladı Ankara’ya.

Çocukluğumdan yıllar sonra belki de Ankara’da öğrendim yıldızların, yıldızların görünebilir olmalarının özellikle göçmen kuşlar için ne kadar önemli olduğunu. Şehir ışıkları göçmen kuşların uçuşunu, doğru yolda ilerlemelerini engelliyordu. Buna ışık kirliliği diyorlar. Ne kadar pisiz. Hava kirliliği, su kirliliği, gürültü kirliliği (şu an maruz kalmakta olduğum), ışık kirliliği, toprak kirliliği, radyoaktif kirlilik vb.

Deliklikoy’dan yıldızları, meteorları seyretmenin hayalini kuruyordum. Muhteşem bir kamp idi ve akşam daha da mükemmelleşecekti yıldızlarla.

Hep birlikte hazırladığımız yemek yendi. Ateş yakıldı, sazlar alındı, ateşle birlikte türküler de yakılmaya başlandı. Uzandım çocukluğumdaki gibi çevirdim yüzümü yıldızlara. Çok güzel bir görsel, büyük bir mutluluk, ben başka bir alemde. Bütün yıldızlar göz kamaştırıyor. Kuşlar rotasını değiştirsin, bu rotayı kullansın derken, o ne, havai fişeklerle irkildim. Kahretsin burada da mı? Evet. Burada da.

Evlenen çiftler bu sahilde gün boyu garip garip pozisyonlarda fotoğraf çekiliyorlar. Fotoğrafçılar organizasyon sırasında kullandıkları konfetiler, balonlar ve diğer tek kullanımlık aksesuarlarını toplamadan öylece sahile bırakıp gidiyorlar. Bu yetmezmiş gibi bir de bu, havai fişek.

“Arkansas eyaletinde, yılbaşı gecesi 3bin civarında kuş ölü bulunmuştu. Yetkililer, kızıl kanatlı siyah kuşların havai fişek gösterisinin gürültüsü nedeniyle yuvalarından çıkarak korkuyla kontrolsüz bir şekilde uçmaya başladıkları ve duvarlara, araçlara çarparak öldüklerinin tahmin edildiğini söylüyor”. Benim en kitlesel katliam bu. Daha niceleri vardır kim bilir.

Bu havai fişekler sesi, duman ve ışığıyla kuşları korkutuyor, sağır ediyor ve şok sonucu ölümlere yol açıyor, ağacın üzerindeki kuşlar nereye kaçacaklarını şaşırıyor, panikten duvarlara, kayalara çarparak ölüyor, hatta uçma sırasında kuşlar yanarak bile ölebiliyor.

Evlenirken, yeni bir hayata adım atarken bile, ki bu adım sözüm ona yeni bir üretim sürecinin başlangıcı ama bu üretim sürecine bile yok ederek, katlederek başlıyoruz.

Bizlerin evlenmesinden doğaya ne. Git kapalı alanda o fotoğraflarını çektir eğlencenizi de doğada yapma. Havai fişekle çok mu mutlu oluyorsun? Bir vicdanını sorgula bu anlık ve saçma mutluluğunun doğaya olan faturasını hesapla. (Ben damat tarafıyım da ondan bu yazdıklarım hep)

Buna bir dur denmeli. Ne yapılması gerekiyorsa yapılmalı havai fişeklerin her yerde kullanımı yasaklanmalı ve bu açık ortamda özellikle deniz kenarında özel günlerin fotoğraf, kutlama organizasyonları yasaklanmalıdır.

`En mutlu günümde binlerce kuşu öldürdüm, sahili kirleterek birçok canlıyı katlettim. Çok güzeldi. En mutlu günümdü`