14 Ağustos’ta İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan aşağıdaki açıklama düştü medyaya:


“İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yapımını sürdürdüğü Konak Tramvayı'nın zorlu etaplarından biri daha geride kaldı. Hat imalatları kapsamında Alsancak Garı önünde 31 Temmuz'da başlayan, Sait Altınordu Meydanı ile Vahap Özaltay Meydanı arasındaki bölgeyi içine alan etap 2 hafta içinde tamamlandı. Çoğunlukla 24 saate yayılan bir çalışma temposuyla hat imalatlarını bitiren ekipler, asfaltlama çalışmasını da tamamlayarak bölgedeki trafik akışının normale dönmesini sağladı. Bu bölümdeki çalışmaların İzmir Enternasyonal Fuarı'nın başlayacağı 18 Ağustos'ta bitirilmesi planlanırken, Büyükşehir Belediyesi ekipleri olağanüstü bir çabayla yolu iş takviminde öngörülen süreden 4 gün önce bitirdi.”
 
Açıklamanın yukarıdaki bölümünün son cümlesi dikkat çekiciydi; öngörülen süreden dört gün erken bitirilen çalışmadan söz ediliyordu. “İşte bu!..” dedim kendi kendime ve ekledim; “demek ki istenirse olabiliyormuş…”
Muhtemelen İzmir’deki önemli projelerin yavaş ilerlediğini idrak eden ve eleştirilere kulak kabartan Büyükşehir Belediyesi, kent merkezindeki trafiği olağanüstü etkileyen tramvay inşaatını hızlandırma kararı aldı.

Tramvay inşaatı bittiğinde İzmir’in nasıl nefes alacağını, sıkıntıların geçici olduğunu hep beraber yaşayıp göreceğiz. Burada bir sorun yok.
Sorun, hakikaten de İzmir’deki büyük projelerin -ki, birçoğu ulaşımla ilgili- ağır ilerlemesi (Metronun Göztepe-Üçkuyular arasındaki bölümü de İzmirlileri çileden çıkarmıştı. Bu noktada teknik sıkıntılar da vardı ve demek ki işin bir de iletişim boyutu var. Yapılanı olduğu gibi yapılamayanı da nedenleriyle izah etmek gerekiyor).
Tramvay inşaatında belki şöyle bir yol izlenebilir miydi diye düşünmeden edemedim: Önce Karşıyaka veya Konak hattına başlanır ve güç bir noktada mobilize edilerek gece-gündüz çalışmayla çabucak bitirilir ve bilahare ikinci hatta geçilebilirdi. Eşzamanlı olarak iki hatta birden yürütülen projede ister istemez güç bölündü. Bilmiyorum ama muhtemelen iki noktadaki inşaat da aynı firmanın yükümlülüğünde…
Metro ve tramvay örneklerinden yola çıkarak iki noktada bundan böyleki projelerde dikkat edilecek iki boyut öne çıkıyor:
 
1)Gelişmeleri güçlü ve samimi iletişim teknikleriyle halkla paylaşmak,
2)Büyük ve parçalı projelerde gücü ve imkanları mobilize etmek, ulaşımı birkaç ay felç edecek adımlardan kaçınmak.
 
Büyükşehir’in büyük projelerinde müteahhit firmalara çok farklı enstrümanlar devreye sokarak işleri öne alma şansı da her zaman var. Meseleye bu açıdan da bakılabilir.
Özetle, İzmir Büyükşehir’in işlerinin kaplumbağa hızı ile yürüdüğü imajını silecek olan da yine İzmir Büyükşehir’in kendisidir. Alsancak Garı önündeki tramvay çalışmalarının dört gün önce bitirilmesi, umarım bundan böyle öngörülenden çok daha erken bitirilecek projeler için de bir ilk adım olur.