Geride bıraktığımız Çarşamba günü, İzmir Kent Konseyleri birliği aylık olağan toplantısını Çeşme’de gerçekleştirdi. Toplantının ana gündemi Urla ve Çeşme’de acele kamulaştırma işlemi ile başlayan Çeşme Turizm Projesi’ydi. Bu toplantıda Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran ve Halkların Demokratik Partisi İzmir Milletvekili Murat Çepni’nin de bulunması ayrıca önemliydi.

Toplantının ardından; İzmir Kent Konseyleri Birliği, Çeşme Belediyesi önünde bir de basın açıklaması gerçekleştirdi.

Acele kamulaştırma ile Çeşme Turizm Projesi arasında ufak bir ayrım söz konusu olmaya başlıyor anladığım kadarıyla. Çeşme’de yaşayan insanların; Çeşmelilerin yararına olacak, Çeşme’nin kent dokusuna zarar vermeyecek bir proje ile ilgili bir sıkıntısı bulunmuyor. Ancak açıklanan taslak projenin detayları ile ilgili Bakanlık tarafından hiçbir şey sunulmuyor. Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran da Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ile yaptığı görüşmede bu konuda bilgi alamadığını toplantıda yaptığı konuşmada aktardı. Fakat acele kamulaştırma ile ilgili herkes hemfikir: Hukuki değil!

Kültür ve Turizm Bakanlığı, “Çeşme’yi Cannes gibi yapacağız” diyerek “dev” bir proje ortaya koyuyor. Ancak bunun karşılığında bölgede yaşayan insanların topraklarını; sadece “savaş” ve “üstün kamu yararının” olması gerektiği durumda gerçekleştirebileceği bir biçimde kamulaştırıyor. Gerçekten çok enteresan!

‘ÇEŞME’DE SEZON 2 AY DEĞİL’

İlk olarak Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un dile getirdiği ve Çeşme’ye proje yapılmasını savunanların özellikle savunduğu bir durum var. O da Çeşme’de turizm sezonunun sadece 2 ay olduğu yönünde. Oysa durum aslında hiç de bu şekilde değil. Örneğin; Çeşme Kent Konseyi Başkanı Ömer Önal, Çeşme’de turizmin Nisan ayında gerçekleşen Alaçatı Ot Festivali ile başladığını ve Ekim ayı ortalarına kadar sürdüğünü ifade etti.

Yine bu bölge Balçova’dan çok önce kaplıca turizmi ile de öne çıkıyor. Geçmişte Ege Bölgesi’nin çeşitli şehirlerinden insanlar Çeşme Ilıca’da bulunan kaplıcaları tercih etmiş. Zaman içerisinde deniz turizmi kaplıca turizminin önüne geçmiş.

Mesela Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmir’de uğradığı suikast girişiminin ardından Ilıca’da toplam 8 gün kaldığı bilinen bir gerçek.

ORAN: ‘SİYASİ ÖMÜRLERİ BUNA YETMEYECEK’

Toplantının önemli satır aralarından biri ise acele kamulaştırmalar ile ilgili sunum yapılırken Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran’ın söze girmesiydi. Oran, Yarımada’nın AKP tarafından tehdit altında olmasına ilişkin bir söze girerek “Siyasi ömürleri buna yetmeyecek” ifadesini kullandı.

Toplantıya katılanlar tarafından olumlu karşılanan bu cümle, önümüzdeki süreçte proje ile ilgili tartışmanın çokça yaşanacağı anlamına geliyor.