10 ilimizi etkileyen binlerce vatandaşımızı kaybetmemize neden olan depremin yaralarını sarmaya çalışırken ülkemiz gençliği bir yandan da geleceklerini korumaya çalışıyor. İktidarın yüz yüze eğitime ara verildiğini duyurmasıyla birçok KYK yurdunda öğrencilerin odalarının apar topar boşaltılması istendi.  

Pandemide olduğu gibi yine ilk gözden çıkarılan eğitim oldu. Öğrenciler eşyalarını toplamaya çalışırken bir yandan da alacakları eğitimin niteliksizliğinden eve çıkma ve iş bulmaya kadar yaşayacakları mağduriyetler nedeniyle kaygılı. Kaldı ki çözüm afetzedelerle dayanışma gösteren öğrencileri kapının önüne mi koymak? 

İyilik anlayışı bu hale mi geldi? Ailesinin yanına dönmek zorunda kalan, dönemese kaldıkları şehirde ev tutup geçinmek zorunda kalan öğrencilerin mağduriyetlerinin, bozulan psikolojilerinin hesabını kim verecek? 

Bir şeyin kıymeti kaybettikten sonra anlaşılıyor. Boşa giden emekler, giden canlar, kaybolan hatıralar… 

Bu ülkede kayıp vermeden kazanç olmayacak mı yani…

Hiçbir faydası olmayan bir yöntemi öğrencilerin önüne ısıtıp ısıtıp koymak memleketin durumunu özetliyor gibi…

Kayıpları maddi manevi tekrar tekrar yaşanan bu duruma dur denmesi gerekiyor. Pandemi dönemi yaşananları hatırlamamak mümkün değil. Gençlerin üniversite hayatı, gelecek planlarına kısıtlama getiriliyor. 

Yaşanan karanlık bilimin ışığı ile açılmalı.  

Öğrenciler pandemi döneminde bozulan psikolojilerini daha tamir edememişken uzaktan eğitime dönmek akıl kârı değil. Bir mağduriyeti başka bir mağduriyetle çözemezsiniz. 

Bir mağduriyeti gidermeye çalışmakta olan iktidar bir başka mağduriyet yaratmaktadır. Öğrenciler eğitim haklarından mahrum bırakılmamalıdır. Daha 10 ilin enkazı kalkmadan bir enkaz da eğitimde oluşturulmamalı. Yurtlar öğrencilerin yuvası olmaya devam etmeli.