Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ndeki eski Halkbank önünde EHP, EMEP, HDP, TİP, TÖP, HDK, Kaldıraç yanısıra İHD, ÇHD ve ÖHD’nin düzenlediği açıklamada “OHAL yarattığınız yıkımı örtemez! Dayanışma yaşatır” pankartı açılırken, “OHAL değil dayanışma yaşatır”, “OHAL değil sermaye öldürür”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atıldı.

Açıklamayı kitle adına okuyan Deniz Uslu, AKP iktidarının ve tek adam yönetiminin, kendi kurumlarını deprem zamanı harekete geçirmediği gibi halkın dayanışmasını da engellemeye çalıştığını belirterek, “Yandaş medyasına ‘Yüzyılın felaketi’ gibi başlıklar attırarak kendi beceriksizliğinin üzerini örtmeye çalıştı. Halkın, belediyelerin, sivil kuruluşların yardımlarının önü kesildi, el konuldu. Bazılarının önündeki kurum isimlerinin değiştirildiğini  iktidarın  reklam aracı yapıldığını gördük. Tüm bunların üzerine iktidar, 10 ilde 3 ay boyunca OHAL ilan ederek, halkına ne kadar yabancılaştığını ve tepkisinden korktuğunu gösterdi. Can kurtarmada, deprem için toplanan vergileri halkına layıkıyla ulaştırmada, devletin tüm imkanlarını halk için seferber etmede olağan davranamayan ve asgari gerekleri bile yerine getirmeyen hükümet, ilan ettiği OHAL ile baskı ve sindirme politikasında yine ‘Olağanüstü’ bir refleks göstermiştir” diye konuştu.

“OHAL İLANI, TÜM ÜLKENİN OHAL İKLİMİNE ÇEKİLMESİ DEMEK”

OHAL ilan edilmesi, sadece 10 ilin değil tüm ülkenin OHAL iklimine çekilmesi ve depremin de bir lütuf bilinip seçimlere OHAL uygulaması ile gidilmesi  demek olduğunu söyleyen Uslu, “Yine OHAL ilanından sonra insanların enkaz altından yardım çığlığı attığı, birbiri ile haberleştiği twetter kapatılarak insanların canına bir kez daha kastedilmiştir. Depremin ardından yaşanan cezaevi isyanları ve can kayıpları ile ilgili doğru ve zamanında bilgi alınmasının önüne geçilmiştir.  Kendisine hiçbir yardım ulaşmayan depremzedeler, en temel ihtiyaçlarını karşılamak istediğinde yağmacı olarak damgalanmış, mülteciler linç edilme korkusu ile bulunduğu enkazdan bile yardım çağrısında bulunamaz duruma getirilmiştir” dedi.     

“YAŞANANLAR BİR DOĞAL AFET DEĞİL BİR KATLİAMDIR”

İzmir’e de deprem sonrası göçün yoğun bir şekilde yaşanacağına dikkat çeken Uslu, “Öncelikle deprem bölgesinde insanların kalabilmesi için gereken tüm yaşam şartları sağlanmalıdır. Göç etmek durumunda kalanların ise geldikleri illerde mülteciler de dahil olmak üzere her türlü ihtiyaçları merkezi ve yerel idareler tarafından karşılanmalıdır” diye konuştu.     

Eğitimin uzaktan devam edilmesi kararının da kabul edilemez olduğunu belirten Uslu, “İktidar bu şekilde mağduriyetlere yenilerini eklemektedir. Oteller, boş binalar, misafirhaneler depremzedelerin barınmasına ayrılmalıdır” dedi.

Esas olarak rant politikalarının da yıkıma sebep olduğunu söyleyen Uslu, “Depremde vergilerimizin gittiği duble yolların nasıl kâğıt gibi yırtıldığını, ‘Buraya havaalanı yapılmaz’ diyen uzmanların ne kadar haklı olduğunu maalesef çok büyük acılar pahasına bir kez daha gördük. Yıkımın ve can kaybının bu kadar büyük olmasının sorumlusu, insanlığın bunca yıllık birikim ve deneyimini, kişisel ve politik hırs ve çıkarlar uğruna yok sayan, bilimin gereklerini yerine getirmeyen, uzmanların görüşlerini dikkate almayan hatta onları tutuklayarak cezalandıran mevcut iktidardır. Yaşananlar bir doğal afet değil bir katliamdır” diye konuştu.
Depremzedelerle dayanışmalarını sürdüreceklerini belirten Uslu, yaşam hakkı  için herkesi örgütlenerek mücadele etmeye çağırdı.     

“TÜM SORUMLULAR CEZALANDIRILMALI”

 Uslu, son olarak şunları kaydetti:
•    Halka mezar olan binaları inşa eden müteahhitlerle birlikte, onay verenler de dahil olmak üzere tüm sorumlular tespit edilip gereken cezalara çarptırılmalıdır.
•    Bölgede başta kolluk güçleri olmak üzere şiddet olaylarına karışanlar tespit edilmeli ve gereken cezalara çarptırılmalıdır.
•    İlimiz İzmir de içinde olmak üzere bütün kentlerde depremin yıkıcılığını azaltacak önlemler hızla alınmalı, gereken düzenlemeler yapılmalıdır.
•    OHAL kararı geri çekilmelidir. Yurtların boşaltılmasından vazgeçilmeli, eğitim, öğretim zamanında ve yüz yüze olmalıdır.
•    Seçimlerin hukuksuz bir şekilde ertelenmesi girişimlerinden vazgeçilmeli, bunca yıkımın mimarı ve sorumlusu olan iktidar ömrünü uzatma çabalarından vazgeçmelidir.”

Editör: Özlem Çimen Durmaz