Bayraklı Belediye Meclis Üyesi Av. İpek Kul Bayar, İzmir Büyükşehir Belediyesi Ekim ayı ikinci oturumunda kadın cinayetleri ve adalet sistemindeki ihmallere dikkat çekti. Bayar, geçtiğimiz yıl Van’da kaybolan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümüne dair adli tıp raporunun ancak bir yıl sonra dosyaya girdiğini, raporda iki farklı erkek DNA’sı tespit edilmesine rağmen hala faillerin belirlenemediğini vurguladı. Kadın cinayetlerinde faillerin cezasızlıkla ödüllendirildiğini belirten Bayar, İstanbul’daki Ayşe Tokyaz cinayetinde de benzer ihmallerin yaşandığını hatırlattı. Konuşmasında İzmir’de aynı gün iki kadının öldürüldüğünü ve bir başka kadının ise vatandaşların müdahalesiyle son anda kurtarıldığını aktaran Bayar, “Her sabah daha adaletsiz bir sabaha uyanıyoruz” diyerek kadın cinayetlerine karşı etkin mücadele ve İstanbul Sözleşmesi’nin önemini bir kez daha hatırlattı.

Bayar'ın konuşmasının tamamı şu şekilde:

"Her sabah daha adaletsiz bir sabaha uyanıyoruz. Kadına, çocuğa, hayvana yönelik sistematik şiddet artarak devam ediyor. Ülkemizdeki adalet terazisinde kadınların, mağdurların kesesine yitip giden hayatlar ve adalet arayışı düşerken, faillerin kesesine ne yazık ki cezasızlık düşüyor.
Geçtiğimiz hafta kamuoyuna yansıdığı üzere Rojin, yirmi iki yaşındayken Van'da üniversite öğrencisi iken, tam bir yıl önce bugün kayboldu ve Rojin’in adli tıp raporu, bugün bir yıl sonra, 10 Ekim'de dosyaya girdi. Bugün, Rojin’in kaybolmasının üzerinden tam bir yıl geçmişken, adli tıp raporuyla Rojin’in bedeninde şüpheli iki erkek DNA’sının tespit edildiği bildirildi. Oysaki bu rapor, Rojin’in faillerinin başına ne geldiğinin tespiti için en önemli araçtı. Babasının kamuoyunda defalarca kızının intihar etmediğine yönelik açıklamalarına rağmen, bugüne kadar bu şüpheli ölüm aydınlatılamadı ve ne yazık ki bu, kamuoyuyla paylaşılmayan ve bir yıl sonra dosyaya giren rapor sonucu da olayın anlaşılmasını çok daha güç bir hale getirdi.

Kadın cinayetleriyle ilgili, yine Temmuz ayında İstanbul'da, bir valizin içerisinde cesedi bulunan Ayşe Tokyaz cinayetinde de, faillerin cezasızlıkla ödüllendirildiği ve bir kadının bir daha hayattan koparılmasına fırsat verildiği bir durumla karşılaştık. Ayşe Tokyaz'ın katil zanlısı, daha önce görevden uzaklaştırılan bir polis memuruydu ve Diyarbakır'da bir kadın cinayetinin baş şüphelisiydi. Ancak etkin soruşturma ve yeterli delil toplanamadığı için tutuklanmadığı sonucu, Ayşe Tokyaz'ın da hayatına mal oldu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde 1 milyar 250 milyon TL’lik borçlanma
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde 1 milyar 250 milyon TL’lik borçlanma
İçeriği Görüntüle

Bizler her fırsatta İstanbul Sözleşmesi'ni gündeme getirirken, aslında etkin soruşturma ve delil toplamanın önemini de vurguluyorduk. Çünkü sözleşme aynı zamanda bu güvenceyi sağlıyordu ve olmaması durumunda yaptırımı düzenliyordu. Ancak şu aşamada ne yaptırım var ne de sözleşme var.

Kadın cinayetleri, her ne kadar şu an gündem dışında konuşuyor olsak da, aslında gündemimizin çok önemli bir parçası. Çünkü 6 Ekim 2025 günü İzmir’de, aynı gün iki kadın öldürüldü ve bu kadınlardan bir tanesi eşi tarafından; bir tanesinin eşi aleyhine aldığı bir uzaklaştırma kararı mevcuttu, ancak bu karar da onu korumaya yetmedi. Yine Eylül ayında, Bayraklı ilçemizin Cengizhan Mahallesi’nde bir kadın, şüpheli bir erkek şahıs tarafından alıkonulup götürülmeye çalışılırken, vatandaşımızın duyarlılığı sayesinde son dakika olay önlendi. Bugün çok şükür ki o kadının akıbetiyle ilgili kötü bir gündemi konuşmuyoruz. Tüm bunları meclisimizin gündemine taşımak istedim."

Kaynak: HABER MERKEZİ