Çeşme Belediyesi ve Kamu Teknoloji Platformu iş birliğiyle düzenlenen Uluslararası Kadın Liderler Zirvesi, yerel yönetim temsilcileri, akademisyenler, sanatçılar ile sivil toplum ve iş dünyasından kadın liderleri bir araya getirdi. Zirve'nin kapanış konuşmasını yapan Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, “Buradayız, gitmiyoruz, gitmeyeceğiz. Sayılarımız artacak, renklerimiz çoğalacak, hikayelerimiz güçlenecek" dedi. Kadınların toplumun her alanındaki görünürlüğünü artırmak, eşitliği güçlendirmek ve dayanışmayı pekiştirmek amacıyla gerçekleştirilen zirvede; kadınların ekonomik, siyasal ve sosyal alanlardaki etkinliğinin artırılması, ortak politikaların geliştirilmesi ve dayanışma ağlarının güçlendirilmesi konuları ele alındı. İki gün süren zirve boyunca yapılan paneller, oturumlar ve atölyelerde kadın liderliğinin geleceği tartışılırken, programın kapanış konuşmasını Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli yaptı.
"Kadınlar olarak birçok alanda ötekileştirici anlayışla karşılaşıyoruz"
Başkan Denizli konuşmasında, kadınların değişim ve dönüşümün öncü gücü olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Artık kapanışa geldiğimiz için, ben de bu vesileyle bir teşekkür etmek istedim. Bu etkinliği, daha önce de söylediğim gibi, Çağrı’yla birlikte bir hayalin peşinden giderek hayata geçirdik. Dolayısıyla en başta söylediğimi tekrar etmek istiyorum: Sadece biz kadınların dönüşmesi değil, öncelikle erkek zihniyetinin kadın meselesinde dönüşmesi gerekiyor. Bu dönüşüm, bizim mücadelemize güç katarak yolumuzda ilerlememizi sağlayacaktır. Çünkü ne yazık ki sorunların kaynağı biz değiliz; erkeklerle, yani erkek zihniyetiyle mücadele etmemiz gerekiyor. Bence asıl dönüşmesi gereken de bu zihniyettir. Hikayelerinizi dinlemek benim için çok keyifliydi. Her oturum ayrı bir değer taşıyordu. Feride Hocamların, Nazan Hocamın, Buket Hanım’ın oturumları çok etkileyiciydi. Mevta Hanım’ın farklı bir perspektiften kadın mücadelesini anlattığı oturum da oldukça öğreticiydi. Zaten diğer dijital içerik üreticisi, meslektaşlarım ve katılımcılarımız sayesinde, farklı sektörlerdeki kadınların benzer sıkıntılar yaşadığını bir kez daha gördük. Kadınlar olarak birçok alanda ötekileştirici anlayışla karşılaşıyoruz. Sadece kadın olduğumuz için kendimizi birkaç tık daha fazla kanıtlamak zorunda kalıyoruz. Bu durumun yavaş yavaş dönüşmeye başladığını görmek güzel ama hâlâ uzun bir yolumuz olduğunu düşünüyorum. Bugün burada farklı sektörlerden kadın arkadaşlarımızın deneyimlerini paylaşması, birbirimizi dinlemek, anlamak ve duyabilmek… Çünkü bence ülkemizin en büyük sorunlarından biri bu: Birbirimizi dinlemiyoruz; sadece konuşmak için sıramızın gelmesini bekliyoruz.
"Buradayız, gitmiyoruz, gitmeyeceğiz"
Ben burada tüm kadın deneyimlerini dinlemekten büyük keyif aldım. Kendi adıma çok şey öğrendim ve iki günü dolu dolu tamamladığımı hissediyorum. Akademisyen arkadaşlarımızla da konuştuk; etkinliğin çok akademik olmadığını söylediler ama aslında tam olarak da istediğimiz şey buydu. Çünkü amacımız akademik makaleler yazmak değil, günlük hayatta yaşadığımız sıkıntıları, başarıları ve mücadeleleri paylaşmaktı. Ben 'öncü kadın' değilim. Özel bir yanım da yok. Ailem sayesinde iyi bir eğitim aldım, her zaman siyasete meraklıydım. İlk polis dayağımı 17 yaşında yedim. Ama bu beni diğerlerinden farklı kılmıyor. Öncü kadın hikayelerini bilerek, onlardan ilham alarak ilerlemeye çalışıyorum. Hayatımda bir daha dünyaya gelsem yine aynı kişi olmak isterdim. Gerçekten öncü kadınların hikayelerinden beslenerek ama kendimizi özel konumlara yerleştirmeden, günlük yaşamlarımızda benzer sıkıntıları paylaşıyoruz: Evde de işte de siyasette de. Bir de şunu söylemek istiyorum; medyada kadın olmanın zorluklarından bahsederken çok etkilendim. En ufak bir davranışınız bile eleştiriliyor. Bu görevi isteyerek aldım, elimden geldiğince de hesap vermeye çalışıyorum. Hesap vermekten korkmuyorum ama hakkımı da yedirmem. Haksızlık yapıldığında cevap veriyorum, bundan da çekinmiyorum. Son olarak, özellikle sosyal medyada kadınların çok sık maruz kaldığı sözlü şiddete değinmek istiyorum. 'Çok zayıfsın, çok şişmansın, çok sinirlisin, burnun şöyle, sesin böyle…' gibi yorumlar o kadar anlamsız ki. Ben en başından beri yorumları hiç okumuyorum. Okumuyorsam görmüyorum, görmüyorsam da sinirimi bozamıyorlar. Kimsenin, bir kadının dış görünüşüyle, konuşma tarzıyla, kişiliğiyle ilgili yorum yapmaya hakkı yok. Sinirlerimizi bozamazlar, bozdurmayacağız da. Çünkü buradayız, gitmiyoruz, gitmeyeceğiz. Sayılarımız artacak, renklerimiz çoğalacak, hikayelerimiz güçlenecek. Her yıl, Çeşme Belediyesi ve Kamu Teknoloji Platformu iş birliğiyle, yeni hikayeler ve deneyimlerle yine bir araya geleceğiz. İki gün boyunca burada olduğunuz, katkı sunduğunuz ve bizi dinlediğiniz için hepinize çok teşekkür ediyorum.”

"Buradaki bilgiler ve deneyimler bir politika metnine dönüşsün"
İki günün değerlendirmesini yapan Kamu Teknoloji Platformu Başkanı Çağrı Işıklıoğlu, “Uluslararası Çeşme Kadın Liderler Zirvesi önemli bir adım. Çünkü burada yapılan çalışmalar, özellikle sonucu olarak diplomatik, politik ve akademik bir etkiye dönüşecek. Ümit ediyoruz ki, bu iki günlük zirvede elde edilen sonuçlar, oturumlardan derlenen bilgiler ve deneyimler bir politika metnine dönüşsün. Sonrasında, dönüşen bu politika metninin özellikle uluslararası ve ulusal anlamda kadın haklarını destekleyecek ve bu yönde baskı unsuru haline gelecek bir organizasyona dönüşmesini ümit ediyoruz” dedi.
Etkinliğe katılan erkek sayısının daha fazla olması gerektiğini dile getiren Işıklıoğlu, “Ben öncelikle ev sahibi ve destekçimiz Çeşme Belediye Başkanımız Sayın Lal Denizli'ye, bize böyle bir imkân sağladığı için teşekkür ediyorum. Sonrasında, iki gün boyunca 9 oturumda hem moderatör hem de konuşmacı olarak bizimle birlikte olan tüm misafirlerimize ve panelistlerimize teşekkür etmek istiyorum. Ama en büyük teşekkür de gerçekten salonları dolduran kadınlara ve erkeklere… Az sayıda erkek vardı; umarım bu sayı ilerleyen dönemlerde artar” diye konuştu.
“Uluslararası Kadın Liderler Zirvesi Akademi’yi kurduk”
Işıklıoğlu, zirvede alınan bir kararı da açıklayarak, şunları söyledi:
“Uluslararası Kadın Liderler Zirvesi Akademi’yi kurduk. Bu akademi, bir yıl boyunca dönem başkanı ve zirveye katılan moderatör ve konuşmacılarla çeşitli etkinlikler yapacak. Örneğin, buradaki bir moderatörümüz ve konuşmacımız, dönem başkanımızla birlikte Şanlıurfa’ya gidecek, kadınlarla bir araya gelip deneyimlerini aktaracak ve onların lider olma motivasyonunu artıracak.
Bununla birlikte bir delegasyon kurduk ve bunu açıklamaktan mutluluk duyuyorum. Kurduğumuz bu delegasyon, Zirve’nin sonuç bildirgesi raporunu—ki bu raporun hazırlanmasında sonuç bildirgesi kurulumuza da teşekkür ediyorum—özellikle Avrupa Birliği Bölgesel ve Yerel Yönetimler Kongresi, Sosyalist Enternasyonalite Kadın Meclisi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve çeşitli akademik ve bürokratik alanlarda bir politika unsuru olarak sunacak. Bu açıdan, Zirve’nin sadece insanların gelip sohbet ettiği, çay çorba içip gittiği bir etkinlik değil, akademik, politik ve diplomatik sonuçları olan bir organizasyona dönüşmesi bizi çok mutlu ediyor ve başarımızı taçlandırıyor.”





