DEM Parti’den 11. Yargı Paketi'ne ret
DEM Parti’den 11. Yargı Paketi'ne ret
İçeriği Görüntüle

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ekonomide yaşanan sıkıntılara vurgu yapan Yücel, özellikle tekstil sektöründe konkordato ilan eden firmaların sayısındaki artışın endişe verici boyutlara ulaştığını ifade etti. Yücel, “En önemli ihracat kalemlerinden biri olan tekstil sektörü son 25 yılın en ağır sürecini yaşıyor” diyerek hükümetin ekonomi politikalarını sert sözlerle eleştirdi.

Yücel’in konuyla ilgili yaptığı açıklama şu şekilde:
“Türkiye'de pek çok alanda alarm zilleri çalıyor. Ama iktidar hepsine gözünü kapamış, kulaklarını tıkamış durumda. Öyle bir noktaya gelindi ki hukuksuzluklar arttıkça, zaten kırılgan olan ekonomimiz de bu güvensizlik ortamından etkileniyor. Sanayi, tekstil gibi ekonominin lokomotif sektörlerinden gelen kritik açıklamalar uzunca bir süredir işçinin emekçinin dikkat çekmeye çalıştığı yıkımı gözler önüne seriyor. Sanayide istihdam düşerken, Mehmet Şimşek’in uyguladığı ekonomi programı tekstil sektörünü çok kritik bir eşiğe getirdi.

Ekonomide felaket geliyor

Toplumun her kesimi; İşçiler, işçi sendikaları, esnaf odaları, memurlar ve bazı memur sendikaları uzun süredir ülkedeki ekonomik buhrana yüksek sesle tepki gösteriyor. “Nas” denilerek faizler bir anda inerken, enflasyon fırlarken, “Kur Korumalı Mevduat” ile birileri zenginleşirken sessiz kalan iş dünyası da nihayet ses çıkarmaya başladı. Şimdi bakıyoruz Erdoğan'ın giyim tarzına methiyeler düzen, kravat seçimi hakkında dakikalarca konuşan bazı iş insanları “ekonomide felaket geliyor” diyor.

Tekstil fabrikaları Denizli'den İzmir'e, Bursa'dan Gaziantep'e…

Aslında felaket çoktan geldi, yıkıp geçmesine de maalesef az kaldı. Yabancı yatırımcı gelmiyor. Pek çok kişi Türkiye'deki fabrikasına kilit vurup yurt dışına yatırım yapıyor. 19 Mart'ta hukuk darbesi yapılırken susanlar şimdi ‘ülkede hukuk olmazsa, hukuk güvencesi sağlanamazsa yatırımcı gelmez, ekonomi düzelmez’ demeye başladı. Bakın tekstil bu ülke için en önemli sektörlerden biri. Tekstil fabrikaları Denizli'den İzmir'e, Bursa'dan Gaziantep'e birçok şehirde binlerce kişi için ekmek kapısı...

Kepenkler bir bir iniyor

En önemli ihracat kalemlerinden biri olan tekstil sektörü son 25 yılın en ağır sürecini yaşıyor. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliğinin verilerine göre 2025'in ilk 6 ayında 300 tekstil firması konkordato ilan etti. Artan enflasyon, artan üretim maliyetleri ve yanlış ekonomi politikaları sonucunda tekstilde ortaya çıkan tablo çok acı… İstanbul'da Merter'de, Laleli'de kepenkler bir bir iniyor. Tekstilin kalbi duruyor. On binlerce insan işsiz kalıyor. AKP ise büyüme ve istikrar masalları anlatmaya devam ediyor. İşsizlik artarken, enflasyon emeklinin, işçinin belini iyiden iyiye bükerken, yoksulluk günden güne derinleşirken daha birkaç gün önce Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Amerika’da açıklama yapmış, ‘Enflasyonda iyi bir ilerleme kaydediliyormuş.’ Yahu arkadaş, ülkedeki ekonomik çöküşü görmeniz için daha ne olması gerekiyor? Yıllardır ekonomi alanında çalışmış profesörlerin, hocaların, alanlarındaki yetkinlikleri tartışmasız olan ekonomistlerin, ekonomideki tespitlerini ve uyarılarını görmezden gelen iktidar iyice halktan kopmuş durumda ki; Milyonlarca vatandaşın yaşadığı yoksulluğu, pazar tezgahlarında çürük diye ayrılan sebze meyveleri toplayan emeklileri de görmüyor… Çünkü halktan kopuklar… Çünkü halkın içine çıkamıyorlar… AKP’ye göre her şey güllük gülistanlık… AB’de yüzde 3.5 olan gıda enflasyonu Türkiye’de yüzde 36… Ekonomi profesörleri, hocalar, ekonomistler doğru değerlendirmiyor… Yoksulluktan kırılan halk da, ne yaşadığını bilmiyor öyle mi? AKP’ye göre öyle…. İktidar istediği kadar gerçeklerden kaçmaya çalışsın… Ekonomik buhran bir virüs gibi her alana, her sektöre yayılıyor… Birbirine sıkı sıkıya bağlı bir zincir gibi hukuka vurduğunuz her darbe ekonomide yankılanıyor… Ekonomideki her darbe de sırayla bütün sektörleri vuruyor. Bir kişi koltuğunu koruyacak diye 86 milyon feda ediliyor. Bakın bir ülkede; Açlık sınırının 28.000 lira, Yoksulluk sınırının 91.000 lira olduğu bir ülkede, Asgari ücret 22.104 liraysa, En düşük emekli maaşı 16.881 liraysa; Toplam nüfusun yarıdan fazlası asgari ücret, asgari ücret civarında ücret ve emekli maaşıyla hayatını idame ettirmek zorunda kalıyorsa, orada artık iktidarın değişme vakti gelmiş ve geçiyordur.

Kaynak: HABER MERKEZİ