Van Gölü, hem iklim değişikliğinin tetiklediği kuraklık hem de çevresel kirlilik nedeniyle her geçen gün daha fazla su kaybederken, gölde gözle görülür bir çekilme yaşanıyor.
İklim değişikliği Van Gölü'nü de etkiledi
Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise en geniş sodalı gölü olan Van Gölü’nde iklim değişikliğinin etkileri somut şekilde hissediliyor. 3 bin 712 kilometrekarelik yüzey alanına sahip gölde, son yıllarda yağışların azalması ve buharlaşmanın artmasıyla ciddi seviyede çekilme yaşanıyor. Gölün sığ kesimlerinde bu çekilme yüzlerce metreyi buluyor.
Su seviyesi düştü, tarihi yapılar yükseldi
Van Gölü’nün suları altında kalan tarihi yapılar, geçmiş dönem yerleşim alanları ve oluşumu yüzyıllar süren mikrobiyalitler, su seviyesinin düşmesiyle birlikte yeniden ortaya çıkmaya başladı. Kıyı şeridinde yaşanan değişim, uydu görüntülerine de net şekilde yansıyor.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, Şubat ayında beklenen kar yağışının mevsim normallerinin yüzde 60 altında gerçekleştiğini belirtti. Akkuş, "Van Gölü 3 bin 712 kilometre kare yüzey alanı ile beraber ülkemizin en büyük gölü ve en fazla buharlaşmanın gerçekleştiği göl. Van Gölü kapalı bir göl, dışarıya hiçbir su çıktısı yok. Bundan dolayı Van Gölü'nün su bütçesini kışın yağan kar yağışı oluşturuyor. Bu sebepten dolayı Van Gölü'nün çok basit su bütçesi var. Kar ve yağmur yağışlar göle su girdisini oluştururken buharlaşma ile beraber göl den su çıktısı geçekleşiyor. Geçtiğimiz kış mevsimi, özellikle Şubat ayı mevsim normallerin çok çok altında bir yağış gerçekleşti. Şubat ayındaki yağışlar, geçen yıllara göre yüzde 60 daha az gerçekleşti. Yaz mevsimindeki sıcaklıklar göldeki buharlaşmayla beraber su çıktısı olunca Van Gölü'nün biraz daha geri çekildiğini görüyoruz" diye konuştu.
"Limanlara giriş çıkış zorlaşıyor"
Su seviyesindeki düşüşün en fazla balıkçı limanlarını etkilediğini belirten Dr. Akkuş, "Su kaybını esas önümüzdeki Eylül-Ekim ayında bunu çok daha bariz göreceğiz. Van Gölü'nün yüzey suyunun muhtemelen şimdikine göre biraz daha düştüğünü, geriye doğru çekildiğini göreceğiz. Bu durumda en kötü etkilenen şüphesiz balıkçı limanları oluyor. Çünkü göl kenarında olan balıkçı limanlarındaki teknelerinin limana girişi ve çıkışı git gide zorlaşıyor. Çünkü su seviyesi biraz daha geriye çekildiği zaman maalesef limanlara giriş çıkış zorlaşıyor" diye aktardı.
"Van gölü için her bir damla kirlilik bile fazla"
Van Gölü’nün karşı karşıya olduğu bir diğer tehdit ise çalışmayan arıtma tesisleri. Gölün kapalı havza yapısına sahip olması nedeniyle göle karışan her damla kirli suyun burada kaldığını belirten Dr. Akkuş, "Van Gölü için aslında en büyük tehlike çalışmayan atık su arıtma tesisleri. Van Gölü kapalı bir göl ve göle giren her bir damla kirlilik burada maalesef kalıyor dışarıya çıktısı yok. Bu sebepten dolayı çekilme kadar en büyük tehlike Van Gölü kenarındaki çalışmayan arıtma tesisler. Bu saatten sonra Van gölü için her bir damla kirlilik bile fazla. Arıtma tesislerin her birinin çalıştırılması gerekiyor" açıklamasında bulundu.