CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, sosyal medya hesabı X'ten dikkat çeken bir açıklama yaptı.

Özkan şu ifadeleri kullandı:

DEVRİM

Siyaset kazanında tartışma başladı.
Değişim mi yaşanıyor…
Devrim mi?
Görüşlerimi yazayım. Sonra demedi demesinler.
Değişim, iyi olmak zorunluluğundan kopuktur.
Nitelik aranmaz.
Beterin beteri de değişimle gelir.
Kendi tarihi vardır.
Değişik evrelerden geçmiştir.
Bir bütünü temsil etmez.
O zaman diliminde yapılanlarla ilgilidir.  
Rüzgar gibi.
Önemli değişimlere yol açabilir. Değişimin nasıl yönetileceği konusunda temsilcilik “Rüzgar Gülü”nündür.
Algı yönetimi ve bürokratik oligarşi ondan el almıştır.
Değişimle beraber fır fır dönerler.
Yenisi mi eskisi mi önemli değildir.
Pozisyonu korumak, pay almak önemlidir.
Devrim!
Algıların değil, gerçeğin kırılmasını, yolun değişimini esas alır.
Devrim; hızlı, güçlü ve nitelikli bir sonucun adıdır.
Karıştırmamak önemli.
Sonuçlar açısından nitelik sorunu vardır.
Değişim niteliksiz de olur.
Devrim asla.
Kimi siyaset erbabı değişimi sever. Onun için yaşar.
Bunun için yancılık siyasetin liyakat yerine getirdiği kurumun adıdır.
Karl Marks:
“Eski rejimin dostu olmadan da meşrutiyet rejiminin düşmanı olunabilir.”
derken bunları, değişimcileri anlatmıştır.
Meşruiyete karşıtlık, zorbalık, zalimlik ve adaletsizlik, beterin beteri yolculuğunun dinamosudur.
Marks, bunlara karşı bir ilaç olarak da “Eleştiri kırbacı”nı göstermiştir.
Değişimciler ile devrimciler arasında
“Onarılmaz kopuş. Aşılmaz uçurum” vardır.
Örneğin.
Vahdettin değişimci…
Atatürk devrimcidir.
Değişimci beslendiği bataklığı korur. Kurutmaz.
“Sistemi kurtarmak için o sistemin temelini feda etmeye razı olur.”
Devrimci bu zillete karşıdır.
O halde:
-(Et propter vitam vivendi perdere casusas)
Hayatta kalmak için hayatın anlamından vazgeçenlere, karşı…
Hayatı anlamlı kılmak farzdır.
Çatışma yoksa ilerleme yoktur.
Varoluşsal bir sorun kapımızdaki.
Bu nedenle:
Yaşasın devrimciler.

Fikirlerin çatışmasından geleceği aydınlatacak yıldırımları yaratma zamanı gelmiş.
Hatta biraz da geç kalmışız.
Bu zamanda ne yapmalı?
Yırtacağız bütün diplomalarımızı.
Alfabetik çocuk olacağız bilgi için.
Unutacağız ödediğimiz bedelleri.
Çektiğimiz acıları. Acının bilgeliğine iman ile öğrettiklerini unutmadan.
Yenilerine hazırlanacağız.
Bataklıktan beslenip ona karşıymış gibi duranlara inat, bataklığı kurutmak için kolları sıvayacağız.
Devrim için çalışacağız.
Onlar,  biz de devrimciyiz, diyecekler. Onlara bir yıkım ekibi olduklarını, eyyamcılıklarını, işbirlikçi olduklarını haykıracağız.
Onlara, paranın her şeyi alıp sattığı bu kokuşmuş düzeninin parçası olduklarını hatırlatacağız.

Yıktıklarını…
Sattıklarını…
Korkaklıklarını…
Göstereceğiz.

Yaşasın gerçek diye avaz avaz bağıracağız.

Nasıl yapacağız?

Atatürk’e, Türkiye Cumhuriyeti’ne, Cumhuriyet Halk Partisi'ne, mirasına, geleceğine, geleneğine devrime sahip çıkarak.

Devrimci tutum takınarak.

Değişim ile…
Tarihi ve hayatları tasfiye etme saçmalığının görevlilerine…
Devrimciliğin nasıl bir nitelik olduğunu bir kez daha göstereceğiz.

Editör: Özlem Çimen Durmaz