İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İzmir İl Müftülüğü arasında “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES” kapsamında yapılan protokolle 842 okula, yani İzmir’deki her 3 okuldan 1’ine “manevi danışman” adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi gönderilmesi kararlaştırılmıştı.

Yapılan bu protokol, Türkiye İşçi Partisi (TİP) İzmir İl Örgütü ve TİP’li Öğrenciler tarafından bugün İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünden protesto edildi.

Burada yapılan açıklamayı TİP İzmir Gençlik Sekreteri Baran Köseoğlu okudu.

WhatsApp Image 2023-06-07 at 22.24.05

‘Gerici bir uygulama ile karşı karşıyayız’

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

Saray rejiminin 21 yıllık iktidarı süresince eğitim,  tartışmalı birçok uygulama ile hızla gericileştirilmiş ve dinselleştirilmiş bir hale gelmişken, seçimlerin hemen ardından yine laik ve bilimsel eğitimi hedef alan gerici bir uygulama ile karşı karşıyayız.

İzmir İl Müftülüğü’nün “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” kapsamında İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptığı protokole dayanarak okullarda “manevi danışman” görevlendirilmesinin ardından, Eskişehir ve Antalya’da da müftülükle yapılan protokol kapsamında benzer görevlendirmeler yapıldığının haberleri gelmekte. Projenin, seküler kesimin ağırlıkta olduğu ve seçimlerde iktidar bloğunun geriletildiği bu illerde hayata geçirilmesini, devletin din ve eğitim kurumları aracılığı ile toplumu dizayn etme çabasının devamlılığı olarak değerlendiriyoruz. Edindiğimiz bilgiye göre ilimizde 842 okula manevi danışman adıyla imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi görevlendirilmiştir. Türkiye İşçi Partisi olarak,  İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğünün laik ve bilimsel eğitime aykırı uygulamalarını reddediyor, İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür’ü hesap vermeye davet ediyoruz. 

WhatsApp Image 2023-06-07 at 22.24.05 (1)

‘Anayasanın laiklik ilkesi zedeleniyor’

Milli Eğitim Bakanlığı onaylı bu ve benzeri protokoller, özellikle, her yaz tatili öncesi gerek TÜGVA, TÜRGEV, Hizmet Vakfı gibi gerici kurumlar, gerekse doğrudan Diyanet üzerinden projelendirilerek Anayasanın laiklik ilkesini zedelemektedir. Ayrıca iktidar, anayasa güvencesi altındaki inanç özgürlüğünü,  toplumsal yaşamın her alanında hayata geçirdiği,  tek din, tek mezhep anlayışı ile ihlal etmektedir. Eğitimde eşitlik ilkesini de zedelemekte ve yönetimindeki kurumları iktidarının kalıcılığını sağlamak için araçsallaştırmaktadır.

‘Halkın kırmızı çizgilerini savunmaya devam edeceğiz’

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı, kamu gücü ve olanakları ile bir cemaat yaratma çabasını derhal terk etmelidir. Pedagojik yaklaşımdan uzak, formasyonsuz kişilerce yürütülen projelerle laik, bilimsel, kamusal eğitimin ihlaline izin vermeyeceğiz! İktidarın dindar ve kindar bir nesil yetiştirme hedefine karşı; laikliği, halkın kırmızı çizgilerini savunmaya devam edeceğiz!