İzmir Halkevleri, kente yönelik ulaşım politikalarına tepki göstererek 40 istasyon ve 20 aktarma noktasında topladıkları 5 bin imzayı İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’ne teslim etti. Açıklamayı Halkevleri üyesi Erdem Engin yaptı. Halkevleri, art arda gelen İZBAN ve toplu ulaşım zamlarının, aktarma sisteminin kaldırılmasının ve bozulan seferlerin İzmirlileri ekonomik olarak daha da zorladığını belirtti. Engin, özellikle İZBAN’da bir yıl içinde yapılan yüksek oranlı zamların, artı para sistemi ve aktarmanın kalkmasıyla birlikte ulaşımı “soyguna dönüştürdüğünü” söyledi.

"İZBAN, İZMİRLİLERİN ÇİLESİ HALİNE DÖNÜŞÜYOR"
Engin, "Biz bu kentte uçup giden kiralara, elektrikten, doğalgaza, suya gelen zamlara, enflasyon ile eriyip giden açlık sınırının altında asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonlarca İzmirliyiz. TCDD ve belediye arasında anlaşmazlık bahane edilerek her yıl krize dönen İZBAN ulaşımına önce artı para sistemi getirilmiş, bir lise öğrencisi parası olmadığı için raylardan atlarken hayatını kaybetmişti. İktidarın politikalarının yerel uygulayıcısı olan belediye benzine gelen zamları, işçilerin maaşlarını bahane ederek ulaşıma yılda en az iki kez zam yapıyor. En son ulaşıma yapılan zam ile TCDD ile anlaşma sağlanamadığı belirtilmiş, İZBAN kendisinin zam yapmayacağını ancak aktarma sistemini kaldırdığını açıklamıştı. Metro, eshot ile aktarmalı ulaşımda uyumlu olarak çalışan İZBAN, İzmirlilerin günde en az bir kez ulaşıma çift ücret ödemesine neden olmuştu. Kısa süre öncede İZBAN ücretlerine %24 zam yapıldı. 20 kilometre sonrası her kilometre başına da zam yapılırken en uzun mesafe Aliağa-Selçuk arası tam bilet ücreti 115,9 TL’den 246 TL’ye çıktı. Sık kullanılan hatlar arasında olan Menemen-Halkapınar arasında yolculuk yapan İzmirlilerin ilk binişte kartında 200,34 TL olması gerekiyor. Karşıyaka’dan Alsancak’a gelmek için kartımızda en az 161,87 TL olması gerekiyordu. Tepkilere neden olan fahiş zamlar nedeniyle İZBAN’a yapılan zamda yeni düzenleme yapılarak kilometre başına alınan ücret 1,86’dan 1,17’ye düşürüldü. Ancak Sabah 05.00-07.00 ve 19.00-20.00 arasında uygulanan Halk Taşıt Uygulaması’nın da kaldırıldığı İZBAN’da rahat bir ulaşım vaadi bozulan trenler, aksayan seferler ile İzmirlilerin çilesi haline dönüşüyor." dedi.

"ŞİRKETLERİN KARINI DEĞİL HALKIN ÜSTÜN YARARINI GÖZETİN"
Aktarmalı ulaşımın soguna dönüştüğünü vurgulayan Engin, "Bu kentte ulaşım kolaylığı sağlama, trafik sorununun önüne geçmek için yapılan aktarmalı ulaşım İzmirliler için soyguna dönüştü. Uzak mesafelerde gittiğin kadar öde ve İZBAN üzerinden tasarlanan ulaşım ile her gün cebimizden onlarca liranın ulaşıma gitmesine neden oluyor. 4 kişilik bir ailede 2 öğrenci olduğu var sayılırsa aylık ulaşıma harcadıkları para 3600 TL iken İZBAN’da kaldırılan aktarma ile 1 öğrenci ve 1 yetişkinin İZBAN kulllandığı düşünülse dahi aylık bir ailenin ulaşım masrafları 3000 TL artmıştır. Öğrenci kartına getirilen 30 yaş sınırı mahkeme kararı ile durdurulurken belediye bu karara uymamak için öğrenci kartı uygulamasını kaldırarak 26 yaşa kadar genç kart uygulaması getirilmiş ve binlerce iptal edilen kartları nedeniyle mağduriyet yaşamıştır. asarruf tebdiri altında ESHOT, vapur saatlerini azaltan belediye zarar ettikleri gerekçesiyle 90 dakika aktarmayı daha önce kalmıştır her aktarmada kademeli ücret almıştı. 90 dakika aktarma sistemi sayıştan raporlarına yeniden “kamu zararı” olarak geçti. Belediyeleri uyarıyoruz; belediyeleri şirket gibi yönetemez, kamusal hizmetlerde kar-zarar hesabı yapamazsınız. Sayıştay raporunu bahane ederek 90 dakika ücretsiz aktarma sistemini kaldırmayı aklınızdan bile geçirmeyin. Kamusal hizmetler zarar değil, kamusal yarardır. Kamusal zarar arıyorsanız bin odalı saraylara, bakanlara tahsis edilen uçaklara, belediye başkanlarının hizmetine sunulan araba ihalelerine bakın. Kamusal zarar arıyorsanız geçmediğimiz köprülere, gitmediğimiz hastanelere ödenen paralara bakın. Kamusal zarar arıyorsanız, maden şirketlerine verilen zeytinliklere, ormanlara bakın. Kamusal hizmetleri sizin OVP programınız ile tasarruf tedbiri altında yok etmenize izin vermeyeceğiz! Raydan çıkan metrolar, bozulan yürüyen merdivenler, aksayan seferler ile çileye dönüşen ulaşım hakkımız için buradayız. 40 istasyon ve 20 aktarma merkezinden oluşan İZBAN’ın 12 noktasında topladığımız 5000 imzayı bugün belediye meclisine getirdik. Bizim olanı geri alacağız. Şirketlerin karını değil halkın üstün yararını gözetin." ifadelerini kullandı.

"MÜŞTERİ DEĞİL HALKIZ, BİZİM OLANI GERİ ALACAĞIZ!"
Taleplerinin net olduğunu söyleyen Engin, bunları şu şekilde sıraladı:
"Taleplerimiz net!
- İZBAN’da 90 dakika ücretsiz aktarma ve halk taşıt uygulaması geri getirilsin,
- Artı para sistemi ve 20 kilometreden sonra kilometre başına alınan ücret kaldırılsın,
- Halk taşıt uygulaması yarı yarıya ücret değil, parasız olsun.
- Her saatte işe giden işçiler, öğrenciler, kadınlar, emekliler gözetilerek günde iki kez tüm İzmirlilere parasız ulaşım hakkı tanınsın.
- Öğrenci kart uygulaması geri getirilsin, işçi abonman kartı istiyoruz.
Bu kentin kadınları, gençleri, asgari ücretle geçinmeye çalışan işçileri, emeklileri, işsizleri olarak İzmir halkını müşteri yerine koymanıza, iktidarın tasarruf tedbirlerini, Şimşek programını uygulamaya çalışarak sırtımıza daha fazla yük yüklemenize, kamusal haklarımızdan “zarar ettiğiniz” gerekçesiyle elimizden almanıza izin vermeyeceğiz. Müşteri değil halkız, bizim olanı geri alacağız!"




