Türk milletinin kültürüne,sofrasına ve paylaşma geleneğine büyük önem veren Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yemek yediği sofralarda fikirler paylaşılır,gelecek konuşulurdu.
Bu özel günde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda bize bu ülkeyi miras bırakan,Cumhuriyet'imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sevdiği yemekleri sizin için derledik.

"Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz." diyor Mustafa Kemal Atatürk bize bu toprakları miras bırakan,Cumhuriyet'i emanet eden atamızın işte en sevdiği 10 yemek...
1- Etsiz Kuru Fasulye
Mustafa Kemal Atatürk kendi tabiri ile "yağlı fasulye" olarak adlandırdığı etsiz kuru fasulye kendisinin askeri öğrencilik yıllarından kalan bir zevkiymiş. Bu yemeği aşçısından sık sık istediği biliniyor.

2- Karnıyarık:
Mustafa Kemal Atatürk genelde tok kalmazmış. Sofra adabına çok önem veren atamızın sevdiği yemeklerden bir diğeri de karnıyarık. Atatürk karnıyarık yemeğini pirinç pilavı ile yemeyi çok severmiş.

3 Pirinç pilavı
Atamızın sofrasında kuru fasulye varsa aşçısı yanına mutlaka pirinç pilavı eklermiş.

4-Ispanaklı börek
Mustafa Kemal Atatürk'ün bir diğer en sevdiği lezzet de kat kat ıspanaklı börek. Selanik usulü hazırlanan bu böreğin atamızda olan yeri bir başkaymış.

5- Fava
Sofrasında sıklıkla sağlıklı yiyeceklere yer veren Mustafa Kemal Atatürk'ün sevdiği bir diğer lezzet de fava.Özellikle Ege mutfağında daha sık karşımıza çıkar. Üzerine zeytinyağı gezdirerek afiyetle tüketilir. Mor soğan veya beyaz soğan dilimleri ile bu lezzeti doruğa çıkartabilirsiniz.

6 Etli bamya yemeği
Atamızın sevdiği bir diğer yemekte etli bamya yemeği. Bu listede gördükten sonra bir daha şans vermelisiniz bizden söylemesi...

7-Fırında kuşkonmaz
Atatürk kuşkonmazı tatmış sevmiş ve beğendiği yiyecekler arasına almış. Atamızın sofrasında kendisine genellikle haşlanmış olarak yer bulan kuşkonmaz Türk mutfağında çok sık tüketilmiyor.

8- Puf puf omlet
Atatürk'ün aşçısı atamızın kahvaltı alışkanlığını, yoğurt ve 1-2 dilim ekmek olarak aktarıyor. Kahvaltılarında peynirli omlet yemeyi de seven atamız akşam yemeği sonrası acıktığında da tercih edermiş omleti.

9- İrmik helvası
Tatlıyla arasının pek iyi olmadığını bildiğimiz atamız, tatlı yemeyi tercih ettiği nadir günlerde aşçısından irmik helvası istermiş.

10-Zeytinyağlı enginar
Bu lezzetin atamız için hüzünlü bir hikayesi var. Son arzusuymuş enginar yemek.

Gelin hikayeye beraber bakalım...
"Hastalık, artık son aşamasındaydı.
Atatürk 29 Ekim'den 7 Kasım'a kadarki 10 günü yarı uyur yarı uyanık vaziyette geçirdi. Genellikle kendinde değildi. Uyku arasında bazı kelimeleri belli belirsiz tekrar ediyor, ayıldıkça da süt, pirinç suyu ve meyve sularından oluşan mönüsüyle karnını doyurmaya çalışıyordu.
O günlerde canı enginar yemeği istedi. Fakat o zaman İstanbul'da enginar bulunmadığından Hatay'a ısmarlandı. Enginarlar geldiğinde o ölüm döşeğinde, derin bir uykudaydı.
Yemek kısmet olmadı. 5 Kasım Cumartesi hafif kendine gelir gibi olunca başucundaki Makbule Hanım, Afet Hanım ve Sabiha Hanım, ince, kemikli elini son kez öperek onunla vedalaştılar.
Karnındaki su iyice artmış ve göğsüne ve kalbine baskı yapmaya başlamıştı. Bu yüzden boğulur gibi oluyor, zor nefes alıyor, ıstırabı, yüzünden okunuyordu. Sonunda 7 Kasım Pazartesi sabahı arka üstü yatarken tükürmeye başladı. Tükürüğünde kan vardı. Hemen doktorlar geldiler. Atatürk, Nihat Reşat Belger'e:
"Doktor" dedi, "karnımdan bu suyu çekmek zamanı geldi. Çünkü bu mayi benim nefesime dokunuyor. Soluk almamı güçleştiriyor. Bunu çekip alın."
Belger "Emri devletinizi yarın ifa ederim" diyecek oldu. Çünkü su çekme işlemi öncesi kalbi takviye edecek önlemler almak istiyordu. Üstelik ilk üç ponksiyonu yapan Mim Kemal Öke sarayda değildi. Ama Atatürk de dayanacak halde değildi:
"Emrediyorum, bunu bugün çekin" dedi.
Bu, onun son buyruğuydu ve odadaki doktorların hiçbiri bu emre direnemedi.
Hasan Rıza Soyak (genel sekreteri):
"Çaresiz kalan doktorlar hazırlık yapmak üzere odadan çıktıktan sonra kaşlarını çattı. Hiddetli bir sesle:
'Niçin tereddüt ediyorlar? Olacak olur' dedi. Sonra da karnını işaret ederek:
'Bu, insuportable'dır (dayanılmaz)' diye ekledi."
7 Kasım günü saat 12.20'de üçüncü ponksiyon başladı. Bu kez operasyonu Mim Kemal Öke yerine Dr. Mehmet Kâmil Berk yapıyordu.
Dr. Nihat Reşat Belger (doktoru):
"Atatürk su çekme esnasında suyun hepsinin çekilmesini ısrarla emrediyordu. Bizlere 'Kaç litre var? Sayın' diyordu. Sayan bendim. Ve her yarım litreyi bir sayarak '12 litre' dedim. Hakikatte 6 litre su çekmiş bulunuyorduk."
Bu operasyondan sonra Atatürk'ün ateşi hafif yükseldi. Fakat rahatlamıştı. Aksam 20.00'den gece yarısına kadar sakin uyudu. Gece yarısı uyandı.
Yaveriyle arasında geçen konuşma ise şöyleydi:
“Çocuk, ben hiç enginar yemedim biliyor musun?”
“Türkiye'nin en ünlü aşçısı sizin için hazırladı. Kahramanmaraş'tan trenle yola çıktı. Geliyor Paşam”
Ama o tren 10 Kasım'a yetişemedi. Mustafa Kemal Atatürk merakla beklediği enginarı yiyemeden hayatını kaybetti."




