Limak Holding’e ait Altınordu Madencilik A.Ş. tarafından Balıkesir-Balya’da işletilmek istenen Altın-Gümüş Madeni projesine karşı dava açıldı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen “ÇED Olumlu” kararına karşı çevre örgütleri ve yöre halkı dava açtı.
Davacılar, projenin bölgedeki ormanları, su kaynaklarını, tarım arazilerini ve insan sağlığını geri dönülemez şekilde tahrip edeceğini belirterek, kararın yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini talep etti.
Çevre örgütlerinin ve yurttaşların Balıkesir Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne sunduğu dilekçede projenin iptali için bazı gerekçeler öne sürülüyor.

BÖLGE YAŞANAMAZ HALE GELECEK
Proje, yerleşim yerlerine çok yakın bir mesafede bulunuyor. Karlık Mahallesi’ndeki bir konutun mesafesi sadece 120 metre. Açık ocağın mahalleye mesafesi ise 438 metre. Dinamit patlatmaları, toz ve gürültü nedeniyle bölge yaşanmaz hale geleceği belirtiliyor.
5 BİN 655 ADET FISTIK ÇAMININ KESİLMESİ ÖNGÖRÜLÜYOR
Proje alanının yüzde 84’ü ormanlık alandan oluşuyor. Projeye göre bozuk orman olarak adlandırılan bölümler hariç tutularak yapılan hesaplamaya göre 19 bin 729 ağaç kesilecek. Tüm orman dikkate alındığında bu rakam daha da yükselecek. Üstelik ormanlık alanda ekonomik değeri yüksek olan fıstık çamları da var ve 5 bin 655 adet fıstık çamı kesilmesi öngörülüyor. Büyük bir orman ekosistemi, içindeki tüm canlıları ile birlikte yok edilecek.

MANYAS KUŞ CENNETİ TEHLİKE ALTINDA
Projede açılacak yer altı kuyularından temin edilecek su kullanılacak. Günde yaklaşık 10 bin kişinin su ihtiyacına denk gelen bin 971 ton su tüketilecek. Proje alanı ve çevresinde yer alan Kavlak Deresi ve diğer su kaynakları Manyas Barajı havzasını besliyor. Bu nedenle olası bir siyanür veya ağır metal sızıntısı doğrudan Manyas Barajı’nı ve Marmara Denizi’ni kirletecek. Ayrıca maden sahasının yeraltı sularını kirletme potansiyeli yüksek olan geçirgen bir zemin üzerinde olduğu belirtiliyor.
SİYANÜR VE CIVA TEHLİKESİ
Projede, siyanür, kostik, tuz ruhu gibi çok tehlikeli kimyasallar kullanılacak. Ayrıca çok tehlikeli olan cıva buharının da oluşma ve havaya karışma riski var. Alınan önlemlerin yetersiz kalması ve olası kazalar bölgeyi riske atacağı ifade ediliyor.

TARIM ALANLARI YOK OLACAK
ÇED alanı içerisinde yer alan tarım alanları yok olacak. Ayrıca, tozuma, kimyasallar nedeniyle civardaki tarım alanları da kontamine olacak ve tarım ve hayvancılık yapılamayacak. Endemik bitkiler ve hayvanlar yok olacak deniliyor.
İKİ KÖY HARİTADAN SİLİNECEK
Maden Yönetmeliği’nin 111. maddesine aykırı olarak, henüz ÇED kararı çıkmadan şirkete işletme izinleri verilmiş durumda. Üstelik izin alanları, ÇED alanından fazla ve içerisinde Karlık ve Söbücealan köyleri de yer alıyor. İki köyün haritadan silineceği belirtiliyor.

ARKEOLOJİK MİRAS TEHLİKEDE
Proje sahası, 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olan Söbücealan Yerleşimi ve Nekropolü'ne sadece bin 300 metre mesafede bulunuyor.
DEPREM RİSKİ
Ayrıca bölge 1.derece deprem bölgesinde yer alıyor. Maden sahasının yakınından diri fay hatları geçiyor. Olası bir depremde atık barajlarının yıkılması felakete yol açabilir.
“KAMU YARARI YOK, ÇED OLUMLU KARARI İPTAL EDİLMELİ"
Dava dilekçesinde, projenin ekosistem üzerinde yol açacağı zararlar, iklim değişikliğine ve çevre ve insan sağlığına etkileri hesaba katılmadığına dikkat çekildi. Projenin şirketin kârına hizmet ettiği, anayasal bir hak olan "sağlıklı çevrede yaşama hakkını" ihlal ettiği ve hiçbir kamu yararı taşımadığı belirtilen dilekçede projenin iptali istendi.





