Gönsüz Koyu nerede? Gönsüz Koyu'na nasıl gidilir?
Gönsüz Koyu nerede? Gönsüz Koyu'na nasıl gidilir?
İçeriği Görüntüle

İklim Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzTV’de Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’in konuğu oldu. Suyun yaşam kaynağı olduğunun atını çizen Yaşar, israfa karşı önlem alınması gerektiğini ifade etti.

Belirli dönemlerde ciddi kuraklıklar yaşandığını hatırlatan Yaşar, “2008 yılında Tahtalı Barajı’nın dibini gördük, müthiş bir kuraklıktı. Zaman zaman ciddi kuraklık dönemleri yaşadık. 70’li yılların başında İzmir’de su savaşları yaşanmıştı. 90’da ciddi kuraklık olmuştu. Asıl sorunumuz nüfus artışı ve suyu kullanmayı bilmememiz. Aslında yağışlar artarak devam ediyor. Çünkü küresel ısınma nedeniyle buharlaşma artıyor ve bu da yağışı artırıyor. Küresel ısınma çağları kuraklık çağları değildir, yağmur çağlarıdır. Ancak nüfus inanılmaz hızla artıyor. Bu nüfus artışına müthiş bir su kaynağına ihtiyaç var. 21 yıl önce bu kuraklığın geleceğini söylemiştim ancak yöneticilerimiz pek aldırış etmedi. Eski yöntemlerle suyu kullanıyoruz ve maalesef durumumuz her geçen gün kötüye gidiyor. Artık nehirlerimiz de çok kirleniyor” dedi.

İzmir'in 70-80 günlük suyu kaldı

Doluluk oranının ciddi şekilde azaldığını söyleyen Yaşar, “Sadece İzmir değil, Ankara ve İstanbul dâhil ciddi sıkıntı yaşanıyor. İstanbul’da doluluk oranı yüzde 70’lere düştü. Haziran ayında yüzde 90’larda olurdu. Ankara’nın da 4-5 aylık suyu kaldı. İzmir’de ise Tahtalı ana barajımız. 300 milyon metreküplük devasa bir baraj. Onun dışındakiler bunun 50’de 60’ta biri kadar. Şu anda Tahtalı Barajı’nda doluluk oranı yüzde 12,73. Geçen sene bu oran yüzde 28 civarındaydı. Geçen sene son yılların en düşük seviyesindeyken bu oran vardı. Bu sene daha da düştü. Ciddi de bir buharlaşma var. O yüzden bu su eylül ayında yüzde 4-5’lere gerileyecek. Yani dibini göreceğiz. Yalnızca barajdan almak şartıyla 70-80 günlük suyumuz var” açıklamasını yaptı.

Manisa'nın altı boşaldı

Yağışların tekrar yoğunlaşması beklenen kasım ayına kadar uzun bir sürenin olduğunu hatırlatan Yaşar, “En büyük hatamız, barajlarımız doluyken bile hep kuyulardan su çektik. Her gün özellikle Manisa’nın altından yaklaşık 200-220 bin metreküp su çekiyoruz. Manisa kendi için de çekiyordu. Manisa’nın altı boşaldı, obruklar başladı, Gölmarmara kurudu. Manisa çiftçisi de İzmir’e haklı olarak tepki gösteriyor. Barajlarımız doluyken suyumuzu doğrudan barajlardan almalıydık. Kuyuları, rezervleri rahat bırakmalıydık. Çünkü İZSU’da jeologlar yok. Özellikle hidrojeolog yok. Olmadığı için de yetkili kimler varsa onların dediği oluyor. İZSU su açığını kapatabilmek için 32 milyon metreküplük su çekecek yerden. Yani tüm rezervleri harcamış olacaksınız. Sorun çok büyük” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne önerilerde bulunan Yaşar, “Çiğli Arıtma Tesisi’nden her gün 600 milyon metreküp su çıkıyor. Bu suyu Gediz ve Menemen ovalarına verelim. Bu suya gri su deriz ve tüm dünyada bu su tarıma kazandırılır. Her gün yer altından ortalama 400 bin metreküp su çekiyoruz, arıtmaya ise 600 bin metreküp su geliyor ve biz bunu denize bırakıyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanı randevu bile vermiyor. Dünyanın birçok yerinde yaşanan kuraklık riskine karşı çokça önlem alındı bizimkiler ise randevu dahi vermiyor” ifadelerini kullandı.

Her yere baraj yapmalıyız

Suyun ortak miras olduğunu vurgulayan Yaşar, “Kış aylarında İzmir’e verilen su 130 litredir. Yazın bu 200 litreye çıkıyor. 70 litrelik artışın nedeni ise, bahçe sulama, araba-balkon-halı yıkamak. 2021’den sonra bunlar dışarıda yasaklandı. Çeşme Belediyesi yıllar sonra devreye girdi ve bunu yasakladı. Şu anda belediyeden şunu yapmasını isterim; her yer, tüm billboardlara su ile ilgili bilgilendirmeler yapsınlar. Yalnızca gerektiği kadar su kullanımı yapılsın. Hobi bahçeleri de çoğaldı. Şimdi onun zamanı değil. Elma, armut gibi meyveler üretmeyelim. Nüfus aldı başını gidiyor ve biz maalesef suyu kullanmayı bilmiyoruz. Su, yaşamın olmazsa olmazıdır. Su varsa devlet var, suyun bittiği gün devlet de biter. Suyu çok dikkatli kullanmalıyız ve yapabildiğimiz her yere baraj yapmalıyız” şeklinde konuştu.

Muhabir: NİL KAHRAMANOĞLU