Türkiye Komünist Partisi (TKP) İzmir İl Örgütü, kenti her geçen gün daha fazla tehdit eden su krizine ilişkin bir basın açıklaması yaptı. TKP İzmir İl Başkanı Tuğçe Sezen Gedik ve Çevre Mühendisi Mehmet Faruk İşgenç, siyasi tercihlerle derinleşen plansızlığı ele alırken, TKP’nin çözüm önerilerini de kamuoyu ile paylaştı.
PLANSIZLIK, RANTA DAYALI KENTLEŞME, ÖZELLEŞTİRİLME…
TKP İzmir İl Başkanı Tuğçe Sezen Gedik, su sorununun en büyük nedeninin plansızlık, sermaye ile işbirliği, ranta dayalı kentleşme ve belediye hizmetlerinin özelleştirilmesi olduğuna dikkat çekerek, “Bilime ve akla dayalı bütünlüklü planlamanın yok sayıldığı belediyecilik anlayışının sonuçlarından biri de su kıtlığı felaketidir. Artık derelerimize ve yer altı su kaynaklarımıza su ulaşamaz, İzmirliler de bu kaynaklara erişemez hale gelmiştir. Belediyeler ise belki biraz ağır olabilir ama onlar rant ve ihale dağıtmakla meşguller” dedi.

İZSU GENEL MÜDÜRÜ’NE ELEŞTİRİ
Gedik, İzmir’de su kayıp-kaçak oranlarının İZSU’nun 2022 faaliyet raporuna göre yüzde 28 civarında olduğunu hatırlatarak, “Geçtiğimiz günlerde İZSU Genel Müdürü, bu oranların abartıldığını, Türkiye geneli ve bazı Avrupa ülkelerinde de benzer hatta daha yüksek oranlar olduğunu savundu. Bunu anlamak güç. Temin edilen heer 4 litrenin en az bir litresini kaybederiz ve bu kaçınılmazdır demek sorumluktan kaçmaktır. Oysa bu oranların bilimsel olarak aşağıya çekilmesi teknik ve bilimsel olarak mümkündür” diye konuştu.
SU KRİZİ KAMUCU YAKLAŞIMLA ÇÖZÜLÜR
Su krizinin çözümünün kamucu bir yaklaşımla mümkün olduğunu kaydeden Gedik, “Su kaynaklarına erişimden çoğaltılmasına; iletimden dağıtıma ve tüketime kadar her aşamada halkın değil, müteahhitlerin ve sermayedarların çıkarları esas alınmaktadır. Piyasanın borusunun öttüğü, rant ve karın her şeyin önünde yerde akıl ve vicdan değil, arsızlık ce cehalet hüküm sürüyor. Su krizinin çözümü; İzmir halkının su hakkını ve yurttaşların ihtiyaçlarını esas alan planlı ve kamucu bir yaklaşımla mümkündür” ifadesini kullandı.

KAYIP KAÇAKLARIN YÜZDE 50’Yİ GEÇTİĞİ İLÇELER VAR
Çevre Mühendisi Mehmet Faruk İşgenç, İZSU’nun ‘Evde suyu akıllıca kullan’ paylaşımlarına dikkat çekerek, “Kenti yönetenlerin bu konuda yaptıkları genelde vatandaşlara görevini hatırlatma şeklindedir. Bunun yansımalarının bir tanesi bu paylaşım. Salon ve otoparklarda hortumlara elveda diyor. Ev içinde hortum kullanan var mıdır bilmiyorum. Galiba sadece bahçeli evlere dair söylüyorlar. Az yıkama isteyen tekstil ürünleri alın ve onları kullanırken dikkat edin diyor. Şebeke kaybı olan bir şehirde bu sorunları konuşuyoruz. Vatandaşa misyon biçmek mertebe olarak ne kadar anlamlı… Alınacak önlemler çeyrek asırdır konuşuluyor. Ancak gelecekte yaşanılan kuraklığın hiç gelmeyeceği ve en azından bizim sınırlı ömrümüzde yaşanmayacağı gibi bir algı var. İzmir’de şebeke kayıpları yüzde 25-30 oranında. Kayıpların yüzde 50’yi aştığı ilçeler var İzmir’de. Öncelikle kayıp kaçak su oranı azaltılmalıdır ve su verimli kullanılmalıdır. Sürekli yeni kuyular açmak çözüm değildir” dedi.
DENİZ SUYU ARITMADA AVŞA ADASI ÖRNEĞİ
İzmir’de su krizine dair gündeme gelen denizdeki suyu arıtma yöntemine değinen İşgenç, “Deniz suyu arıtımı gündeme geldi. Bizim kültürümüzde bir şeyin en büyüğünü yapmak gibi bir merak var. Kamuda da gözlemim bir şeyi işletmek, yaşatmaktan çok yapmaya yönelik ilerliyor. Arıtma tesisi en büyük olsun ama onun işletmesi nasıl giderse gitsin gibi bir yaklaşım var. Deniz suyu arıtımı Ortadoğu coğrafyasında yaygın. Deniz suyunun farklı arıtım yöntemleri var, buharlaştırma bir yöntem ama çok pahalı bir yöntem. Ters ozmos yöntemi var; çok enerji tüketir. Günümüzde metreküp maliyeti 1 dolar civarında, çevresel etmenlerle 2 dolar civarında bir maliyeti var. Oldukça pahalı bir yöntem. Türkiye’de çeşitli turistik bunu kullanıyor, kentsel anlamda Marmara’da Avşa Adası bunu kullanıyor. Denizin dalgalı olduğu dönemlerde getirmekte zorlanıyorlar. Zaman içinde kapasite artırılmış durumda. Bu örneğin iyi incelenmesi gerekiyor. İzmir için de ihtiyaç olacaktır, birden çok büyük tesisler yapma sevdasına düşmek yerine küçük tesislerle inceleme yapılması gerekiyor” diye konuştu.




