İzmir’in kalbinde yer alan ve bugün sadece adıyla hatırlanan Yalı Medresesi, Osmanlı döneminde eğitim ve ilim merkezi olarak önemli bir rol üstlenmekteydi. Medrese, Konak Meydanı’nda bulunan tarihi Yalı Camii’nin hemen yanında yer alıyor.
Yalı Camii'nden önce inşa edildi
Ayşe Hanım tarafından 1749 yılında yaptırılan Yalı Medresesi, Yalı Camii’nden önce inşa edildi. Taş ve kâgir yapı özellikleri taşıyan medresede alt katta sekiz öğrenci hücresi, üst katta ise bir dershane bulunuyordu. Ayrıca yapıda çamaşırhane, banyo, tuvalet ve bir iç avlu yer almaktaydı. 1754 yılında Ayşe Hanım, medresenin giderlerinin karşılanması ve eğitimin kesintisiz sürmesi amacıyla yeni bir vakfiye düzenledi. Bu vakfiye ile müderrise günlük 40 akçe, öğrenci hücrelerine ise altışar akçe tahsis edildi. Ayrıca Fazlıoğlu Hanı'nın gelirleri de medreseye vakfedildi. Müderrislerin yalnızca İzmir Kadısı tarafından seçilmesi şartı da bu belgede açıkça belirtilmişti.
150 yıllık hizmet
Vakıf şartlarına göre Ramazan ayında öğrencilere ve fakirlere iftar verilmesi, her cuma ve pazartesi akşamı hatim yapılması, öğrencilere zeytinyağı ve sabun dağıtılması gibi sosyal faaliyetler de düzenli olarak uygulanmaktaydı. Öğrencilerin yaz aylarında su ihtiyaçlarının karşılanması için detaylı hükümler vakfiyeye eklenmişti. Medrese, yaklaşık 150 yıl boyunca kesintisiz şekilde faaliyet gösterdi. 19. yüzyıl sonlarında medreseye ait muhasebe kayıtlarında, müderris ve talebe giderlerinin toplam bütçenin %30 ila %40’ını oluşturduğu görülmektedir. Bu dönemde öğrenci sayısı 7 ila 10 arasında değişmekteydi.
Yalı Medresesi'nin ne zaman yıkıldığı kesin olarak bilinmese de 1914 yılında Hükümet Konağı ile Sarı Kışla arasındaki meydan düzenlemesi sırasında yıkıldığı tahmin edilmektedir. Bu süreçte, medresenin önce bahçesi ve ardından binası yıkılarak meydanla bir oldu.