İzmir’e özgü nadir bir meyve türü olan bardacık inciri, görünüşü ve tadıyla diğer incir çeşitlerinden farklılık gösteriyor. Uzmanlar bardacık için “incirlerin en kalitelisi” tanımını yapıyor.
Bardacık, sıradan bir incir değildir
Bardacık, ilk bakışta klasik bir inciri andırsa da yapı, aroma ve kalite açısından ayrışıyor. Uzun saplı olması, koyu kabuk rengi ve iç kısmındaki yoğun bal oranı ile dikkat çeken bardacık, halk arasında sıklıkla incirle karıştırılıyor. Ancak uzmanlar, bardacığın tat ve yapı bakımından diğer incirlerden ayrı tutulması gerektiğini belirtiyor.
Antik çağlardan günümüze kadar gelmiştir
Bardacık inciri, Latince’de “Figus Caricus Smyrnensis” olarak adlandırılıyor. Ege dağlarından Efes ve Torbalı’ya kadar geniş bir geçmişe sahip olan bu meyve, Metropolis antik kentinde yer alan figürlerde de görülüyor. Bu yönüyle bardacık, tarihsel bir değer de taşıyor.
Güneşte kurudukça değeri artıyor
Bardacık inciri, dalında kurudukça koyu bir renk alır ve içerisindeki vitamin değeri artar. Güneşte doğal olarak kuruyan bardacıklar, A, B1, B2, C vitaminlerinin yanı sıra demir, magnezyum, kalsiyum ve fosfor gibi mineraller bakımından zengindir. Uzmanlar, günlük birkaç adet kuru bardacık tüketmenin sağlık açısından faydalı olduğunu vurguluyor.
İzmir ve Ege’ye özgü bir miras
Bardacık inciri, yalnızca belirli iklim ve toprak koşullarında yetişebilen nadir türlerden biridir. Bu nedenle İzmir başta olmak üzere Ege Bölgesi’ne özgü bir tarım mirası olarak kabul ediliyor. Farklı tat profili, doğal şeker oranı ve aromatik yapısıyla bardacık hem sofralık hem de kurutmalık olarak değerlendiriliyor.