Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel-İş İzmir 1, 2 ve 3 Nolu Şubeleri, İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) ile Toplu İş Sözleşmesi masasında anlaşamayınca 23 bin İzBB emekçisi greve çıkmıştı. Emekçilerin greve çıkmasıyla İzmir’de özellikle ulaşım ve kent temizliği alanında aksamalar yaşanmış, Kıbrıs Şehitleri Caddesi başta olmak üzere birçok bölgede çöplerin yarattığı kötü koku ve görüntü kirliliği gündem olmuştu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, çöplerin toplanmaması üzerine ilçe belediyelerinden ekipman, araç ve personel desteği talep etmişti.
Tugay’ın destek talebi üzerine özellikle Kıbrıs Şehitleri Caddesi ve çevresindeki alan için Konak Belediyesi kendi araç ve ekiplerini bölgeye göndermiş, ekipler bölgede çalışma yürütmek üzere beklerken DİSK Genel- İş İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Ercan Gül, Şube Örgütlenme Sekreteri Eren Bilgen, Şube Disiplin Kurulu Üyesi Fidel Karabakan ve Şube Sekreteri Serkan Yıldırım’ın ‘grev kırıcılığı yapmama’ yönündeki uyarısıyla karşılamış, taraflar aralarında konuştuktan sonra Konak Belediyesi ekipleri bölgeden çöp toplamadan ayrılmıştı.
DİSK Genel- İş İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Ercan Gül, Şube Örgütlenme Sekreteri Eren Bilgen, Şube Disiplin Kurulu Üyesi Fidel Karabakan ve Şube Sekreteri Serkan Yıldırım hakkında, Av. Tarcan Ülük’ün şikâyeti üzerine İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Çevrenin Kasten Kirletilmesi, Kanunlara Uymamaya Tahrik, Görevi Yaptırmamak İçin Direnme ve Tehdit suçlarından iddianame hazırlandığı ortaya çıktı.
Hazırlanan iddianame kapsamında DİSK Genel-İş İzmir 2 Nolu Şube Yöneticilerinin ifadesi alınırken, iddianamede ‘müşteki’ sıfatında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Konak Belediyesi Temizlik İşleri Şoförü H.A., Konak Belediyesi Temizlik İşleri personeli K.K., Konak Belediyesi Temizlik İşleri personeli S.D. ve Konak Belediyesi Temizlik İşleri personeli Z.Y. yer aldı.
İddianame kapsamında H.A., K.K., S.D. ve Z.Y. ifade verdi.
İDDİANAME ÖNCE ‘İADE’ SONRA ‘KABUL’ EDİLDİ
14 Temmuz 2025 tarihinde İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesi iddianamenin iadesine, “iddianamenin eksik olduğu” ve “İzBB Başkanı Cemil Tugay’ın ifadesi alınmadan ‘müşteki’ sıfatında gösterildiği” gerekçesiyle karar verdi. Ancak daha sonrasında iddianame kabul edilerek duruşma tarihi belirlendi. DİSK Genel-İş İzmir 2 Nolu Şubenin 4 yöneticisi, 14 Aralık 2025 tarihinde hâkim karşısına çıkacak.
“İDDİANAMENİN EKSİK OLDUĞU ANLAŞILMIŞTIR”
İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesi, 14 Temmuz 2025 tarihinde verdiği kararda iddianameyi iade etti. Mahkeme iddianamenin iadesi için gerekçe olarak, iddianamenin eksik olmasını gösterdi. İddianamenin iadesi, “Mağdurların iddianamede bahsedilen sözleri söyleyen kişiler yönünden açık bir tespitinin olmamasına rağmen bu sözleri tüm şüphelilere söylemiş gibi iddianamede gösterilmesi sebebiyle bu kişilerin suçun unsurları ile beraber eylemi yapan kişiler olduğu deliller ile ilişkilendirilerek net bir şekilde mağdurlar ile de görüntülerde diyalog kuran kişiler olduğu tespit edilerek anlatılıp açıklanması ve buna ilişkin delilin izah edilmesi gerekirken sanki tüm şüphelilerin birlikte mağdurlar ile diyalog kurduğu ve ne derece cebir olduğu açıklanmayan ‘sıkıntı çıkmasın birbirimizi üzmeyelim’ şeklindeki söylemleri söyleyen kişiler olduğu belirtilmeden açılan iddianamenin eksik olduğu anlaşılmıştır” ifadeleriyle açıklandı.
“TUGAY’IN BEYANI ALINMADAN ‘MÜŞTEKİ’ GÖSTERİLMİŞ”
İddianameyi iade eden Mahkemenin bulduğu eksikliklerden biri ise İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın ifadesi alınmadan ‘müşteki’ sıfatında gösterilmesi oldu. İlgili kısım Savcılığa gönderilen belgede, “Yine iddianame metninde iddianamede müşteki olarak gösterilen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın iddianamede eylem olarak anlatılan Konak'ta temizlik araçlarının getirildiği yerde çöp toplama hizmeti yönünden ne şekilde engellendiği ve şüpheliler ile ne şekilde diyalog içerisinde olduğu açıklanmadan ve sunulan görüntülere göre farklı zamandaki bir faaliyetin diyaloglarının bulunduğu halde bu faaliyetin iddianamede eylem olarak anlatılmadığı da dikkate alındığında iddianamede gösterilen eylemde ne derecede mağdur olduğu belirtilmeden yine Cumhuriyet Savcılığı'nda ifade vereceği belirtilen emniyet fezlekesine rağmen bu konudaki beyanı alınmadan dosyada müşteki olarak gösterilmiş olması hatalı olup bu müştekinin şikayeti alınıp hangi eylemde kimlerden şikayetçi olduğu belirtilerek eylemin de iddianamede anlatılmasında zorunluluk bulunduğu, bu yönden iddianamenin eksik olduğu anlaşılmış, bu nedenle iddianamenin iadesine karar verilmiştir” şeklinde açıklandı
“TUGAY’A ‘GREV KIRICILIĞI YAPIYORSUN’ DEDİM VE AYRILDIM”
İddianame kapsamında ‘şüpheli’ sıfatıyla ifade veren DİSK Genel-İş İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Ercan Gül ise hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söylediği ifadesinde olay günü yaşananları anlattı. Gül, kimseyi tehdit etmediğini ve olay günü ‘grev kırıcılığı’ yapılacağı düşüncesiyle alanda olduğunu belirterek, “Bahsi geçen olay günü Kordon ve çevresindeki çöp toplama girişimi sırasında, belediye yöneticilerinin grev kapsamındaki alanlara müdahalede bulunmak istemesi üzerine alanda bulundum. O anki varlığım ve tutumum, tamamen sendikal sorumluluğumun gereğidir. Grev hakkına ve grev yapan üyelerimizin iradesine sahip çıkmak dışında bir amacım olmamıştır. Hiçbir konuşmam tehdit veya hakaret içermemektedir. Sadece orada bulunan işçilere yönelik belediye amirleri tarafından fiili müdahale olacağını duyunca 4 Nolu holde yapılan meclis toplantısında mecliste bulunan meclis üyelerine ve bürokratlara bu yapılan saldırıya son vermeleri amacıyla çağrıda bulundum. 1 Haziran 2025 Pazar günü Konak ilçesi Atatürk Caddesi (1. Kordon) üzerinde grev yapan işçilerimize destek vermek amacıyla gittim. Burada beklediğimiz sırada İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Dr. Cemil TUGAY alana temizlik aracı ile geldi ve temizlik yapmaya başladı. Bende kendisine grev kararının olduğunu, yaptığı bu eylemin kanunsuz ve usule aykırı olduğunu, grev kırıcı hareketlerde bulunduğunu, bu şekilde çözüm üretilmeyeceğini, masada konuşarak bu işi sonlandıra bileceğimizi söyledim. Kendisi bana evinize gidin. İzmir'in parasını size yedirmem. Gerekirse çalışacak adam bulurum. Belediyeyi batırmanıza izin vermeyeceğim demesi üzerine 20 yıldır belediyede çalıştığımızı, bu belediyenin bizim olduğunu, hiçbir şekilde belediyemize zarar vermeyeceğimizi söyleyerek alandan ayrıldım” şeklinde ifade verdi.
“NE BEN NE DE ÜYELERİMİZ SUÇ İŞLEMEDİ”
Gül ne kendisinin ne de üyelerinin suç işlemediğini açıkladığı ifadesinde, “Hiçbir kamu görevlisine direnmedim, engellemedim. Tarafımdan yalnızca anayasal hakkımızı savunan ve işverenin tutumuna karşı tepki içeren sözlü açıklamalarda bulunulmuştur. Bunlar ifade özgürlüğü ve sendikal mücadelenin doğal parçasıdır. Çevrenin kasten kirletilmesi” suçlaması da kabul edilemez niteliktedir. Grev, hizmetin durması sonucunu doğurur ve grev boyunca temizlik hizmetinin aksaması doğaldır. Bu durum ne benim ne de sendika üyelerimizin suç işlediği anlamına gelmez. Tüm sendikal faaliyetlerimiz demokratik haklarımız çerçevesinde yürütülmektedir. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyor, gerçek dışı ve sendikal mücadeleyi kriminalize etmeye yönelik girişimler olarak değerlendiriyorum” diye konuştu.
“TEHDİT, BASKI VE ŞİDDET YOK”
İddianame kapsamında ifadelerine başvurulan H.A., K.K., S.D. ve Z.Y. adlı Konak Belediyesi personelleri, müşteki sıfatıyla verdikleri ifadelerinde sendika yöneticilerinin kendilerine şiddet uygulamadığını, baskıda bulunmadığını ve kendilerini tehdit etmediklerini ifade etti. Müştekilerin her biri, sendika yöneticilerinin kendileriyle konuştuklarını, ‘grev kırıcılığı yapmama’ yönünde telkinlerde bulunduklarını ve herhangi bir şiddet eyleminde bulunmadıklarını söyledi. Konak Belediyesi personelleri ifadelerinde, hiç kimseden şikayetçi olmadıklarını da beyan etti.
“BİZE MÜSAADE ETTİLER”
Müştekilerden H.A ifadesinde, olay günü yaşananları, “Ali Çetinkaya Bulvarı girişine geldiğimizde, aracımızın yanına şu an da görsem tanıyamayacağım sivil giyimli sırt çantalı bir şahıs ile kır saçlı ve esmer olan bir şahıs geldi. Bize “buraya çöp almaya mı geldiniz?” diye soru sordu. Bizde kendilerine amirlerimiz gelene kadar burada bekleyeceğimizi belirttik. Herhangi bir diyalog yaşanmadan bize müsaade ettiler ve bizde bahse konu olan yerde aracımızı park ettik. Saat 14.30 sıralarına kadar bekledikten sonra sorumlu müdürümüzün talimatıyla buradan ayrıldık. Bizimle birlikte kavşakta bekleyen diğer çöp toplama araçları da ayrıldı. Bu olay esnasında herhangi bir tartışma, tehdit, baskı vs. bir durum yaşanmadı. Yaşanan bu olayla ilgili herhangi bir kimseden şikayetçi değilim. Başka da ekleyeceğim bir husus bulunmamaktadır. Konu hakkında söyleyeceklerim bunlardan ibarettir” şeklinde anlattı.
“DAVACI VE ŞİKAYETÇİ DEĞİLİM”
Müşteki sıfatındaki bir diğer isim K.K. ise ifadesinde, “Görevimiz esnasında şahsıma karşı hakaret, görevimi engelleme ve tehdit olayı olmadığı için kimseden davacı ve şikâyetçi değilim. Diyeceklerim bundan ibarettir” diye konuştu.
“KİMSEDEN DAVACI VE ŞİKAYETÇİ DEĞİLİM”
Konak Belediyesi Temizlik İşleri personeli S.D. ise ifadesinde, “KGYS kamerası Kon-963 Ekopub Sabit1 Kamerası ekran görüntülerindeki şahısları tanıyamadım. Kimseden davacı ve şikayetçi değilim” şeklinde konuştu.
“TEHDİT, HAKARET VE ŞİDDET YOK”
Z.Y. ise ifadesinde, kimsenin kendisini tehdit etmediğini, fiziksel şiddet ve hakaret olmadığını ifade ederek, “Kimse bana ve arkadaşlarımı tehdit etmedi, hakaret etmedi, fiziksel engelleme veya şiddet göstermedi. Zaten fazla bir diyaloğumuz olmadı. Müdürüm muhatap oldu. KGYS kamerası Kon-963 Ekopub Sabit1 Kamerası ekran görüntülerindeki şahısları tanıyamadım. Bu sebeple kimseden davacı ve şikayetçi değilim” diye konuştu.