Son zamanlarda iş hayatımıza çeşitli kavramlar girmeye başladı. 'Sessiz istifa', 'Sessiz kovulma' derken şimdi de 'Sessiz Kısıtlama' kavramı iş hayatında kullanılan bir kavram olmaya başladı. Peki nedir sessiz kısıtlama?

İş arkadaşınıza yetkili olduğu ve bildiği bir konu hakkında soru sorup da yanıtını almadığınız oldu mu? Üstelik cevabı bildiğinden emin olmanıza rağmen.

Kahoot! yetkililerinin yayınladığı bir raporda, çalışanları işle ilgili önemli bilgilere sahip oldukları halde, %58’inin bu bilgileri diğer iş arkadaşlarından saklama eğiliminde olduğunu vurguluyor.

Kahoot! sözcüsü bir röportajda, “işle ilgili önemli ve değerli bilgilerin diğer çalışanlardan saklanmasının işteki üretkenliği olumsuz etkileyeceğini” dile getiriyor.

En fazla Z kuşağı yapıyor

Bilgiyi bilinçli olarak kendine saklama eğiliminde olmak ne kadar yanlış olsa da bu durum genelde doğal bir şekilde gelişiyor. Yapılan araştırmalarda, iş hayatında sessiz kısıtlamayı gerçekleştirme eğilimine en yatkın grubun %77'lik oranla Z kuşağı olduğu sonucu ortaya çıktı. Bugünün yeni nesil yetişkinleri iş ortamındaki rekabete karşı gardını almış durumda.

Ekmeğin aslanın ağzından çok daha derinlerde olduğu bir devirde belki sessiz kısıtlama sebeplerini empati kurarak anlayabiliriz. Ancak profesyonel iş hayatında yer almaması gereken durumlar olduğu çıkarımını yapmak da zor değil. Uzmanlar bu duruma sebep olan şeylerin başında uzaktan çalışma modellerinin geldiğini vurguluyor.

En büyük darbeyi şirketler görüyor

Maalesef bu işin bir kazananı yok. Bilgiyi saklayan ve kendine kullanan güruh için de bireysel başarı ve kazanımlar kısa vadeli oluyor. Çünkü sessiz kısıtlama sonucu en büyük darbeyi aslında çalıştığımız firmalar ve şirketler görüyor.

Egoların çarpıştığı bu tarz iş ortamlarında, hakimiyet alanlarının savaş meydanına dönüşmesi de kaçınılmaz oluyor.

Özlem ÇİMEN DURMAZ

Editör/Güncel haberler/İzgazete.net

Editör: Özlem Çimen Durmaz