Can Holding ve Ciner Holding’e yönelik soruşturma kapsamında Habertürk TV’ye el konulmuştu. Bunun üzerine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Habertürk TV’ye kayyum atanmıştı.
Gelişmelerin ardından Habertürk TV’nin satıldığına dair iddialar sosyal medyada gündeme geldi.
TMSF, Habertürk TV ile ilgili sosyal medyada gündeme gelen satış iddiaları hakkında açıklama yaptı.
TMSF tarafından yapılan açıklamada, sosyal medyadaki haberlerin “spekülatif” olduğu belirtilerek Habertürk TV’nin satıldığına dair iddiaların gerçeği yansıtmadığı kaydedildi.
TMSF, resmi internet sitesindeki satış ilanını işaret ederek, “TMSF ilgili mevzuat çerçevesinde bütün satış işlemlerini ilan edilmek suretiyle gerçekleştirmektedir” ifadelerine yer verdi.
"İDDİALAR GERÇEĞİ YANSITMAMAKTADIR"
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından Habertürk TV’nin satıldığına dair iddialar hakkında yapılan açıklama şöyle:
“Sosyal medyadaki spekülatif haberlere itibar edilmemesi ve TMSF’nin internet sitesindeki “satış ilanları”nın takip edilmesi önemle rica olunur.
TMSF’nin mahkeme tarafından kayyım olarak görevlendirildiği Habertürk TV’nin satıldığını iddia eden sosyal medya haberleri gerçeği yansıtmamaktadır.
TMSF ilgili mevzuat çerçevesinde bütün satış işlemlerini ilan edilmek suretiyle gerçekleştirmektedir.
Sosyal medyadaki spekülatif haberlere itibar edilmemesi ve TMSF’nin internet sitesindeki “satış ilanları”nın takip edilmesi önemle rica olunur.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
NE OLMUŞTU?
Geride kalan eylül ayında İstanbul Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, MASAK incelemelerine dayandırarak başlattığı soruşturma kapsamında Can Holding'e operasyon başlatmıştı.
Söz konusu soruşturma kapsamında Habertürk, Show TV ve Bloomberg HT'nin de yer aldığı 121 şirkete el konulmuş, TMSF şirketlere kayyum olarak atanmıştı.
Başsavcılık soruşturmanın gerekçesi ve suçlamalara ilişkin şu açıklamayı yapmıştı: “Can Holding bünyesinde faaliyet gösteren şirketler üzerinden suç işlemek amacıyla örgüt kurulduğu, bu örgüt aracılığıyla nitelikli dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı ve kaynağı belirsiz gelirlerin şirket hesaplarına sokulması, suçtan elde edilen gelirlerin aklanmasına yönelik çok yönlü eylemler gerçekleştirildiği belirlenmiştir.




