Gazeteci Ertuğrul Özkök, yakın dostu ve meslektaşı Figen Batur’un ölümünü sosyal medya hesabından duyurdu. Özkök, paylaşımında Batur’u “hayatı güzel yaşamanın ve yaşatmanın zarif simyacısı” olarak tanımlarken, onun Ankara’nın gizli entelektüellerinden biri olduğunu vurguladı. 1980’lerde edebiyat ve sanat dünyasının önemli isimlerini ağırlayan Batur, Hürriyet’teki yazılarıyla seyahati bir sanat haline getiren kalem olarak hafızalarda yer etmişti.
Özkök şu ifadeleri kullandı:
“Ankara Yeşilyurt sokağın güzel kızıydı. Paris Maree’nin güzel kızıydı. İstanbul’un güzel kızıydı. Sarp’ın güzel annesiydi. Gülümsün’ün güzel ablasıydı. Tansu ve benim güzel arkadaşımızdı. Enis Batur’la Ankara’daki evi 1980’lerin Çınaraltı’sıydı. Yusuf Atılgan, Oruç Aruoba, Bilge Karasu, Selim İleri, Filiz, Şahin Yenişehirlioğlu, Ece Ayhan, İlber Ortaylı, Tahsin Yücel, ilhan Usmanbaş… Kimler kimler geçti o evden. Ankara’nın gizli entellektüeliydi Figen. Hayatı güzel yaşamanın, güzel yaşatmanın zarif simyacısıydı. Adı hiç konmamış bir Hayat loncasının piriydi Figen. Hürriyet’teki yazıları gezmeyi sanat haline getiren birer başeserdi. Elinin ve aurasının dokunduğu her yeri bir hayat vahası olarak işaretler, bir hayat teruarı haline getirirdi. Figen bu ülkenin büyük yazarlarının, sanatçılarının arka oda sırdaşıydı. Büyük kızdı Figen. Büyük yaşadı. Ve ona en yakışan haliyle sessizce gitti. Figen bir dönem Türkiye’sinin büyük kadınlarındandı. Güle güle Figen. Yaşadığın hayatın kalitesi, estetiği, ruhu yaşından çok dolu ve uzundu. Upuzundu. Sen hepimiz için unutulmayacak, unutulamayacak bir arkadaştın. Ölsen de gitmezsin, gidemezsin aramızdan. Sen istesen de biz bırakmayız. Nihat Odabaşı’nın bu güzel fotoğrafı hep başucumuzda durur.”