Ekonomik ve sosyal zorluklarla sınanan, genel ahlak kıskacında bunalan kadınların, perdede güçlü biçimde temsil edilmesi ve Yeşilçam klişelerinden uzak, gerçeklik hissi yüksek öykülerin merkezinde yer alması için 80’lerin ortasını beklemek gerekti. Kadına karşı ayrımcılık ve şiddet her geçen gün derinleşirken, umudumuzu canlı tutan unsurların başında yine ve her şeye rağmen bu tabloya direnen kadınlar var. İşte Türk sinemasında, “Dünya yerinden oynar, kadınlar özgür olsa” diyebilmiş yönetmenler ve unutulmaz filmleri...

1. Adı Vasfiye (1985): Kadın hikayelerini sinemanın neredeyse ana akım türlerinden birine dönüştüren ve bu yüzden listemizde sıkça anacağımız yönetmen Atıf Yılmaz’ın, Müjde Ar’la işbirliğinin en ayrıksı sonuçlarından biri Adı Vasfiye idi. Güçlü öyküsünü fantastik öğelerle zenginleştiren Yılmaz, Vasfiye adlı bir kadının hikayesini dört farklı anlatıcının ağzından seyirciyle buluşturuyor. Necati Cumalı’nın, Ay Büyürken Uyuyamam adlı eserinden Barış Pirhasan’ın senaryolaştırdığı film, kadının sinemadaki alışılagelmiş temsillerine başkaldıran cesur bir yapım.

2. Kurbağalar (1985): Şerif Gören imzalı film, kocasının ölümünden sonra yaşama tutunmaya çalışan Elmas’ın hikayesini anlatıyor. Kurbağa toplayarak hayatını kazanan Elmas’ın, hem yaşadığı coğrafyadaki erkeklerin hem de hemcinslerinin baskı ve engellemelerine karşın aşkına sahip çıkacak iradeyi ortaya koyuşuyla gelişen hikaye, Hülya Koçyiğit’in etkili performansıyla hafızalarda yer etmişti.

3. Kırık Bir Aşk Hikâyesi (1981): Başkaları tarafından tasarlanmış bir hayata direnen karakterleriyle öne çıkan Ömer Kavur başyapıtı, küçük bir kasabada göreve başlayan edebiyat öğretmeni Aysel’in (Hümeyra), bölgenin ileri gelen zenginlerinden birinin kızıyla nişanlı olan Fuat’la (Kadir İnanır) ilişkisine odaklanıyor. Muhteşem diyalogları ve etkisinden uzun süre kurtulunamayan finali ile gerçekten kalpleri kıran film, zarafetini hiç kaybetmeden direnen baş karakteriyle unutulmaz bir seyir deneyimi vaat ediyor.

4. Fahriye Abla (1984): Ahmet Muhip Dıranas’ın aynı adlı şiirinden beyaz perdeye aktarılan film, aşık olduğu adamın kendisini hayal kırıklığına uğratması ve gelişen olaylar sonucunda hapse düşen Fahriye’nin öyküsünü anlatıyor. Yavuz Turgul’un ilk yönetmenlik denemesinde Müjde Ar, cinselliğini yeniden keşfeden ve bununla tüm baskılara karşın barışık yaşamak isteyen Fahriye rolünde eşsiz performansıyla büyülüyor.

5. Gelin (1972): Sinemamızın en güçlü anlatıcılarından Ömer Lütfü Akad’ın yönettiği Gelin, köyden kente göç eden bir ailenin geçirdiği soso-ekonomik dönüşüm eşliğinde, bir kadının hasta oğlu için tüm gelenekleri karşısına alışını hikaye ediyor. Kamuran Usluer, Kerem Yılmazer ve Hülya Koçyiğit’li kadrosuyla ışıldayan film, kadın sorununu ekonomi politik bağlamda da değerlendiren büyük bir başyapıt.

6. Aaah Belinda! (1986): Özgün senaryosu, önermeleri, nokta atışı göndermeleri ve bünyesinde barındırdığı psikolojik gerilim ve fantastik unsurlar ile “Aaah Belinda”, Türk sinemasının en ayrıksı filmlerinden biri. Ünlü bir oyuncu olan Serap, bir şampuanın reklamının setinde boyut değiştirir ve ev hanımı Naciye’nin hayatına bakmaya başlarız. Komik, cesur ve farklı hikayesiyle unutulmazlar arasında yerini alan filmin yönetmen koltuğunda elbette Atıf Yılmaz oturuyor.

7. Asiye Nasıl Kurtulur (1986): Farklı türlere göndermelerle dolu çok katmanlı içeriği ve hemen hemen tüm oyuncularınınmuhteşem performanslarıyla sinemamızda büyük iz bırakan film, Vasıf Öngören’in ünlü tiyatro oyunundan Atıf Yılmaz tarafından beyaz perdeye aktarıldı. Film seks işçilerinin hayatına müthiş bir derinlikle bakarken, kadına dayatılan normlar ve ahlaki çatışmalar üzerine de yetkin sorular sormayı başarıyor.

8. Mine (1982): Küçük bir kasabada, erkek egemen bir atmosferde mutsuz bir hayat süren Mine’nin şehre yeni gelen öğretmen ve edebiyatçı İlhan’la dostluğu üzerine çarpıcı bir hikaye anlatan Mine, Türkan Şoray’lı Cihan Ünal’lı kadrosu ve cesur finaliyle büyük ses getirmişti. Yönetmen koltuğunda yine Atıf Yılmaz oturuyor.



