Konser harcamaları soruşturmasında yeni gelişme: Yavaş izin talebine itiraz etti
Konser harcamaları soruşturmasında yeni gelişme: Yavaş izin talebine itiraz etti
İçeriği Görüntüle

EMEP 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’yle ilgili bir açıklama yayınladı. Türkiye’deki ağır ekonomik koşulların yarattığı ağır yükün işçi sınıfının, emekçilerin ve özellikle de kadınların omuzlarına yıkıldığını vurgulayan açıklamada, yoksulluk ve güvencesizliğin, “aile” ve “ahlak” adı altında yürütülen gerici politikalarla perçinlendiği; kadınların hem ucuz işgücü olarak çalışma yaşamında hem de toplumsal yaşamın her alanında sömürü, şiddet yoksullukla karşı karşıya kaldığı belirtildi.

“DEVLET FAİLLERİ KORUYOR”

2024 yılında 394 kadının öldürüldüne ve 258 şüpheli kadın ölümü gerçekleştiğine dikkat çekilen açıklamada, “2025’in ilk 10 ayında 235 kadın cinayeti gerçekleşti. Koruma kararlarına rağmen öldürülen, “intihar” denilerek kapatılmak istenen, faillerin devlet mekanizmaları tarafından korunup kollandığı kadın cinayetleri her gün artıyor. Kadınları şiddete karşı koruyacak mekanizmalar, gerek tasarruf tedbirleriyle gerek “aileyi koruma” bahanesiyle işletilmiyor. Koruma kararlarına rağmen katledilen kadınların, neden devlet tarafından korunmadığı soruşturulmuyor; sorumlular aynı ihmal politikalarını sürdürüyor” ifadeleri kullanıldı. EMEP’in açıklamasından satır başları şöyle:

"KADINLAR EN DÜŞÜK ÜCRETLERİ ALIYOR"

“Kadın işçiler en düşük ücretleri alıyor, en güvencesiz alanlarda çalıştırılıyor, mobbing ve taciz patronların kâr hırsının bir aracı haline getiriliyor. Denetimsizlik, taşeronlaştırma, esnek çalışma ve performans baskısı; kadınları iş cinayetlerine, meslek hastalıklarına ve şiddete sürüklüyor. Tıpkı Dilovası’nda iş cinayetinde katledilen 3 kız çocuğu, 3 kadın işçinin göz göre göre katledilmesi gibi. Tıpkı Digel işçisi kadınların, Tokat Şık Makas direnişçisi kadınların ve daha nice işçinin yaşadıkları gibi… Tıpkı üniversiteli genç kadınların yurtlarda, kampüslerde ve güvencesiz işlerde maruz bırakıldıkları gibi… Kadınlar hem emeğiyle sömürülüyor hem de şiddetle terbiye edilmeye çalışılıyor.

“SAVAŞLAR ŞİDDETİ DERİNLEŞTİRİYOR”

Dünyanın dört bir yanında savaşların ve işgallerin bedelini en ağır şekilde kadınlar ve çocuklar ödüyor. Filistin’de aylardır süren soykırım, açlık, bombardıman ve toplu imha saldırılarında en çok kadınlar ve çocuklar yaşamını yitiriyor. Kadınlara yönelik her türlü şiddet, emperyalistlerin bir savaş aracı haline getiriliyor. Bu tablo, emperyalist sistemin insanlığa sunduğu geleceğin apaçık göstergesidir. Dünya ölçeğinde yürütülen saldırganlık, içeride kadın düşmanı politikalarla birleştiğinde hem yoksulluğu hem şiddeti derinleştirmektedir.

ÖRGÜTLÜ MÜCADELE ÇAĞRISI

Bugün kadınların attığı her adım, her direniş, her örgütlenme çabası demokrasi mücadelesinin de temel dayanaklarından biridir. Şimdi yan yana gelme, örgütlenme, sokağa çıkma, itiraz etme zamanıdır. Yönetenlerin kadınlara reva gördüğü hayata değil, insanca yaşam hakkına sahip çıkma zamanıdır. Patron baskısına maruz kalıp susan, ev içi angarya yüzünden rahat bir nefes dahi alamayan, güvencesizlik yüzünden şiddet döngüsüne mahkum edilen, “dayanmak zorundayım” diyen hiçbir kadın yalnız değildir. Sorunlar nasıl birlikte yaşanıyorsa, mücadele de ancak birlikte gerçekleştirilebilir. Şiddetsiz, eşit ve özgür bir yaşamın güvencesi, kadınların birlikte mücadelesidir. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, böyle bir yaşamı kurmak üzere mücadeleyi büyütelim!”

Kaynak: HABER MERKEZİ