Beyaz yakalı bir genç kadın Çise Ulus. Ailesi İzmir Seferihisar’da mandalina yetiştiricisi. Dönümlerce arazilerinde binlerce mandalina ağacına bakıyor, besliyorlar. Ailenin en genç jenerasyonu Çise Ulus, baba toprağına adım atınca toprağın çehresi, mandalinanı kalitesi de değişmiş. Ağaçları ilaçlamak yerine ısırgan otu ve kil ile koruyup, yabani otlar için kaz beslemeye başlamış. Arılar döllenmeyi sağlarken, yere dökülen mandalinalar sirke haline getirilip ağaçlara besin olarak geri döndürülmüş. Mandalinanın sezonu sadece üç ay olunca o da jeotermal teknolojisiyle mandalinaları kurutup “ The 7 ” markasıyla satışa sunmuş. Özellikle bütünsel sağlığına dikkat eden ve sağlıklı atıştırmalık arayanlardan aldığı geri dönüşler müthiş. 

Ailesinden destek alan her gencin çiçek açtığı gibi Çise Ulus da tarımın, ağaçların koruyucusu olmuş. “Tarımın geleceğini gençler belirleyecek” diyen Ulus, “Eğitimli olmak, kalıplaşmış bilgilere meydan okuma ve olmaz denileni oldurma cesareti getiriyor. Bu yola çıktığımda “Isırgan otundan tarım ilacı olmaz, bu kadar uğraşılmaz” diyenlerle de savaştım, organik üretime hakim olmayanlara da. Geçen seneye göre mandalinamızın verimliliğini 5 kat arttırdım. Tüm bu çaba toprağın ve ağacın verimliliğini arttırdı, bal tadında ve ilaçsız büyümüş mandalinalarımız oldu” diye açıklıyor yaşanan değişimi.  

Mandalinayı kurutup insanlara ulaştırma fikri nasıl doğdu?

Yaş mandalina hasadı sadece 3 ay sürüyor. Kurutulmuş mandalina fikri, tüm yıl mandalina yiyebilir miyiz?” sorusundan çıktı. Ailem yıllardır mandalina üreticisi olduğu için, bir yıl raf ömrü olan ama vitaminini de koruyacak bir ürün yapabilir miyiz diye araştırmaya başladım. Büyük emekle mandalinayı cips haline getirdik. Hem bir sene boyunca mandalina yiyebiliyor, hem de C vitamini alıyoruz.

Pandemiden önce toprakla bu kadar meşgul olur muydunuz?

Aile büyüklerim hep tarımla ve üreticilikle ilgilenmiş. Bundan dolayı tarım, toprak bana hiç yabancı değil. Küçüklüğüm şimdi markalaştırdığım bahçede geçti. Pandemiden sonra bahçe işlerine her gün zaman ayırır hale geldim. Çünkü toprak emeği sever, emek verdikçe parlar, bereketlenir. Her ay yaptığım uygulamaları excel’e girip tüm süreci takip ettim, raporladım.

Yıllarca beyaz yakalı olarak çalıştıktan sonra nasıl bir histi toprağa değmek?

Aslında hiçbir zaman topraktan çok uzaklaşmadım. Öğrenciyken çevremdekilere atalık tohum hediye ederdim. Gördüğüm boş yere, “Tohum benden büyütmesi doğadan der” toprağa ekerdim. Bu sayede kim bilir ne garip yerlerde, neler yetişti. Şehirde yaşarken bile bir saksıda bir bardakta bir şeyler yetiştirmişimdir. Ama size 27 yaşında bir genç olarak toprak size ne öğretti derseniz. Öncelikle sabretmeyi, küçük bir tohumun büyümesi için pek çok fedakarlık göstermeyi, doğal dengenin muntazamlığını öğretti.

Eğitimli olmanın, her şeyi araştırabilen birey olmanın farkı mandalina üreticiliğinde nasıl ortaya çıktı?

Eğitimli olmak, kalıplaşmış bilgilere meydan okuma ve olmaz denileni oldurma cesareti getiriyor. Bu yola çıktığımda “Isırgan otundan tarım ilacı olmaz, bu kadar uğraşılmaz” diyenlerle de savaştım, organik üretime hakim olmayanlarla da. Farklı kaynaklardan araştırarak, etken maddelerin sağlığımız için ne kadar zararlı olduğunu gördüm. Bunun sonucunda doğadan bulduğumu doğaya verme stratejisiyle ilerledim ve geçen seneye göre mandalinamızın verimliliğini 5 kat arttırdım. Ağaçlarımıza sıktığımız kille, mandalinamızın soğuk - sıcak havalara karşı direncini güçlendirdik. Tüm bu çaba toprağın ve ağacın verimliliğini arttırdı, bal tadında ve ilaçsız büyümüş mandalinalarımız oldu.  

Diğer organik üretim yaptığını söyleyenlerle sizin farkınız ne?

Bahçemizdeki tüm zararlı organizmalardan ilaçla değil, ısırgan otu suyu kullanarak kurtulduk. Üzerlerine doğal kil püskürterek hem güneşten hem de farklı böceklerden koruduk. Sonunda herkesin güvenle tüketebileceği mandalinayı ürettik.

Peki kurutma aşamasını nasıl yapıyorsunuz?

Bahçemizde yetiştirdiğimiz mandalinamızı jeotermal teknolojisiyle yani yine doğadan aldığımız destekle kurutuyoruz. Mandalina cipslerimiz "Ye- kilo alma- yediğinin de birçok faydası olsun" trendine tam uyuyor. Lezzetiyle yedikçe yediriyor, tok tutuyor ve besin değerini koruyor. Üstelik kurutma sisteminde sadece mandalina ve buhar var. Hiçbir katkı maddesi yok.  

Yurtiçinde nasıl karşılandı. Tepkileri anlatır mısınız? Yurtdışına satma planınız var mı?

Mandalina cipslerimiz her şeye yakışıyor. Çikolata, kahve, tatlı ya da et ürünleri ile birlikte tüketebiliyorsunuz. Birçok şeye yakışmasından dolayı özellikle bütünsel sağlığa dikkat edenler, restaurantlar, kafeler, sağlıklı atıştırmalık arayanlar çok beğendi. Bir kere sipariş eden hemen ardından daha yüksek alıma geçiyor. İlk üretim hızlıca tükendi yeni hasattan tekrar cips yaptık. Kuru meyve pazarı gittikçe büyüyor. Şimdi hedefim kurutulmuş mandalinayı daha çok insanla tanıştırmak ve babaannemin mandalinasını yurtdışına satmak. Fransa, Rusya ve Kore ile şu an görüşme sürecindeyiz.

Peki ya aileniz yaptığınız işle ilgili ne düşünüyor?

Ben uzaya çıkacağım dersem "Tamam yap kızım, arkandayız!" derler bu işte de yine böyle oldu. Araştırmalarıma inandılar ve denediler. Zaten annemin ve babamın tarım bilgisi oldukça fazladır. Bahçedeki uygulamaları elbirliği ile yapıyoruz. Her yeni bilgiye açıktırlar ve sonsuz destek gösterdiler. 

Tarımın geleceği araştıran, öğrenmeye hevesli gençlerle değişecek diyebilir miyiz?

Kesinlikle, idealist, kalıplaşmış bilgileri yıkan, cesaretli gençler tarımı değiştirecek! Tarım, bedende enerji, zihinde idealler ve cesaret varken yapılmalı. Gençler doğayla teknolojiyi birleştirecek. Gelecekte  akıllı bahçeler, bahçe işlerinde kullanılacak  yapay zeka robotlar ve  her bahçenin marka olacağı günler göreceğiz!

Üreticinin önündeki en büyük sorunlar neler?

Üretici üretiyor ama karşılığını alamıyor. Destek görmüyorlar ve pazarlama- satış genelde aracılarla sağlanıyor.

Mandalinalarınızı ilaçlamıyorsunuz? Peki ısırgan ve kil ile sağladığınız organik koşulları daha detaylı anlatır mısınız?

Bahçede kendiliğinden çıkan ısırgan otunu toplayıp uzun süre suda bekletiyoruz, daha sonrasında kille karıştırıp ağaçlara sıkıyoruz. Bu uygulamamız zararlı böceklerin yeşili gri görmesini sağlayarak, zarar vermelerini önlüyor. Ağacın ve meyvenin üzerinde toz gibi kalarak, soğukta battaniye, sıcakta şemsiye görevi görüyor. Yere düşen mandalinalarımızı ise mandalina sirkesi olması için bekletiyor, budama zamanı geldiğinde kesilen dalları dezenfekte etmek ve ağacın bağışıklık sistemini güçlendirmek için kullanıyoruz.

Budadığımız dalların bir kısmını öğütüp toprağın altına gömüyor, diğer kalan budanmış dalları yakıp kül haline getirip ağaç köklerine döküyoruz. Toprağın azot miktarını arttırmak için ise  güvercin , keçi gübresi ile gübreleme yapıyoruz. Bahçedeki arılarımız ağaçlarda tozlanma sağlayarak mandalinaların daha düzgün şekilli ve kaliteli olmasını sağlıyor. Bahçedeki  yabani otlar için ilaç atmıyor, yerine kaz besliyoruz. Yabani otları yiyerek yok ediyorlar hem de gübreleri toprağın azot seviyesini attırıyor.

Mandalinadan ürettiğiniz başka neler göreceğiz yakında?

Mandalinayla ilgili çok değişik farklı ürünler göreceğiz. Sırada çayı ve granolası var.

Kurutulmuş mandalinayı hem bu kadar lezzetli yapmayı nasıl başardınız? Bir pakette kaç tane var? Toplam kaç kalori?

Kurutulmuş mandalinanın en büyük başarısı mandalinayı üretmekte kullandığımız teknikler. İlaçsız olması tadını farklılaştırıyor. Bu özelliğinden dolayı En iyi Mandalina Yarışmasında 1. Seçildi. Mandalina bal gibi olunca cipsi de lezzetli oluyor. 50 ve 100 gr.lık paketlerimiz var. Paketlemede elimizi bol tutuyoruz. Paket toplam 391 kalori.

Çise Hanım gelecek planlarınızdan bahseder misiniz?

Ben küçükken o zamanlar tedavisi henüz bulunmayan bir hastalık geçirdim. 2 sene lösemi hastası çocuklarla aynı odada kaldım. Çocuk odasında beraber kaldığım 10 çocuktan tek yaşayan benim. O zamandan sağlığın önemini anladım. Herkes sağlıklı olsun diye bahçemde yaptığım uygulamaları tanıtıp, kendi topraklarında uygulamalarını sağlamak ve Seferihisar mandalinasını dünyaya duyurmak istiyorum.

Devletin üreticilere, girişimcilere hangi destekleri yapması gerekli?

Ülkemizde organik tarım ve tarlaların teknolojikleştirmesi için teşvik vermesi, yurtiçi ve dışı pazarlama kanallarının açılmasına imkan hazırlanmalı, üreticiye marka, pazarlama, e-ticaret ve e-ihracat eğitimleri verilmeli.

Çise Ulus kimdir?

Ben Sevin Çise Ulus, annem “sevin mutlu ol, bu sevinci yağmur gibi çiseleyerek yay” diye adımı böyle koymuş. 1994 yılında İzmir/Seferihisar'da doğdum. Ailem ticaretle ilgilendiği için tezgahtarlıktan, satışa, garsonluğa kadar uzanan bir geçmişim oldu. Lise hayatıma kadar hep Seferihisar’daydım.  Daha sonrasın Bartın Üniversitesi - Yönetim Bilişiim Sistemleri bölümünü okuyup, onur öğrencisi olarak bitirdim. Üniversite hayatımda Türkiye’nin önde gelen toplulukları olan Türkiye Girişimcilik Vakfı, Yeni Bir Lider derneği gibi kurumlardan 1 sene girişimcilik ve liderlik konularında eğitim aldım. Mezuniyetimden sonra dil eğitimi almak için 6 ay İngiltere’ye gittim daha sonrasında Türkiye’nin önde gelen şirketlerinde dijital pazarlama ve satış pozisyonlarında görev aldım.  

Editör: Haber Merkezi