İzTV’de yayınlanan Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’in konuğu İzmir Barosu Cezaevi Komisyonu Üyesi Avukat Ömer Tör oldu. Meclis’te kabul edilen ve kamuoyunda infaz düzenlemesi olarak bilinen 10. Yargı Paketi’ne dair değerlendirmelerde bulunan Tör, düzenlemenin beklentileri karşılamadığını söyledi.
İnfaz Kanunu’yla ilgili düzenlemelerin çok uzun zamandır konuşulduğunu belirten Tör, “Maalesef bu kanunda sürekli değişikliğe gidiliyor. Temelde tek bir sebep var; cezaevlerindeki kapasitenin çok büyük oranda aşılmış olması. Suç işleme oranları git gide artıyor. Siyasi irade bu oranları azaltmak yerine cezaevlerindeki sayıyı azaltıyor. Çok kapsamlı bir infaz düzenlemesi olacağına dair genel bir kanaat oluştu. Hatta mahkûm aileleri genel affı dahi konuşmaya başladı. İlan edilen iki temel düzenleme vardı. İlki, 31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle cezalarda oluşan eşitsizliği gidermek amacıyla suçun kesinleşme tarihi değil, suç tarihi baz alınan bir düzenleme yapılması oldu. İkincisi ise ikinci kez tekerrür dediğimiz birden fazla suç işleyen kişilerin koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik hakkından yararlanıp yararlanamamasına yönelikti. Çözüm süreci kapsamında DEM Parti’nin bazı talepleri vardı ancak anladığımız kadarıyla bunlar iktidar tarafından kabul görmedi. Büyük beklentiler oluşturuldu. Bu beklentilerin çoğu karşılanmadı” ifadelerini kullandı.
"50 bine yakın kışi faydalanacak"
Yeni düzenlemeden 50 bine yakın kişinin yararlanacağını ifade eden Tör, “Ceza Kanunu’nda da değişiklikler oldu ama temelde İnfaz Kanunu’nda yapılanlar. Toplumdaki beklenti de burada yapılacak değişimlerdi. İnfaz düzenlemesiyle totalde 50 bine yakın kişinin bu hükümlerden yararlanacağı konuşuluyor. Öte yandan İnfaz Kanunu medeni ülkelerde üstünde bu kadar oynanan, değişiklikler yapılan bir kanun değil. Bizde cezaevlerinin doluluk oranları çok yüksek. Çünkü suç işleme oranları çok yüksek” dedi.
"Türkiye'nin kaldırabileceği bir kapasite değil"
Bu durumun cezaevi kapasitesine de yansıdığını söyleyen Tör, “Şu anda 410 binin üstünde tutuklu ve hükümlü cezaevlerinde kalıyor. Bu da Türkiye’nin kaldırabileceği bir kapasite değil. Hatta İzmir’de Şakran Cezaevi’nde, bazı koğuşlarda hükümlüler nöbetleşe yatıyorlar. Bu doluluğu aşabilmek için hükümet, bazı zamanlarda çeşitli kanun değişliklerine gidiyor. Bunu en kolay İnfaz Kanunu yoluyla yapıyor. Bazı kanun düzenlemelerinin ne topluma ne suçun önlenmesine ne caydırıcılığa faydası var. ‘Bir ceza işlesem de infazı yok’ intibaı oluşuyor. Yani bu düzenlemenin gelmesi tamamen cezaevlerindeki kapasiteyle alakalı bir durum. Biz hukukçular olarak bu kanunda bir süre değişiklik yapılmaması taraftarıyız. Çünkü bu kadar değişiklik yapılması suç işleme kararlılığını değiştiriyor” diye konuştu.