İz TV’de ‘Gizem Taban ile Z Raporu’ programına konuk olan Çiftçi-Sen Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu, 2025 yılının çiftçiler açısından geçtiğimiz yıllara göre daha kötü geçtiğini söyledi.
İklim krizinin de etkileriyle verimde ciddi bir düşüş yaşandığını kaydeden Çobanoğlu, “2025 yılı çiftçiler açısından geçmiş yıllara göre daha kötü geçti. İklim krizinin etkilerini hissettiler. Verimde ciddi bir düşüş meydana geldi. Mesela üzüm geçtiğimiz yıllara göre yüzde 30 daha azdı. Fındıkta rekolte düştü. Buna rağmen şirketler fiyatların daha da baskılanması için elinden geleni yaptı. Her geçen gün üreticiler üretemez hale getirilmeye çalışılıyor. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri, hububat hasat sezonunda vergisiz ithalatın kapıları açıldı. Çıkan bir yönetmelikle, iki yıl ekmeyen üreticilerin tarlalarına el konulmak istendi. Tarlalara ne ekileceğini bile bakanlık belirler hale geldi” dedi.

TOPRAĞI ELİNDEN ALINAN ÇİFTÇİ ÜRETEMİYOR
Hem Türkiye’de hem Avrupa’da çiftçilerin yaş ortalamasının yükseldiğini hatırlatan Çobanoğlu, “Türkiye’de üreticilerin yaş ortalaması 60’larda. Buna rağmen Türkiye’deki tarımsal nüfus Avrupa Birliği ülkelerine kıyasla yüksek. Ancak ülkemizde kırsaldaki yaşam koşulları ortadan kaldırılınca köyden kente göç oluyor. Şirketlerin önünü açan politikalar uygulanıyor. Bergama-Dikili hattı tarıma dayalı organize sanayi bölgesi ilan edildi. Hazine arazileri şirketlere bedavaya hibe edildi. Çevresindeki köylere, küçük arazilere kamu yararı adı altında el konularak yine şirketlere verildi. Burada yine o insanlar çalıştırılacak. Çiftçiler burada sosyal güvencesiz olarak çalıştırılacak. Geçtiğimiz dönemde biliyorsunuz Agrobay işçilerinin mücadelesi gündeme gelmişti. Bu noktada her şey gıdayı kontrol etme amacı taşıyor. Şirketler her şeyi kontrol etsin, köylüler orada ücretli işçi olsun… İstedikleri bu. İnsanları gıdayla kontrol edebileceklerini düşünüyorlar. Türkiye’de şirketlerin kontrolüne geçen gıda sistemi daha da yaygınlaşırsa ciddi bir gıda kriziyle karşı karşıya kalacağız. Toprağı elinden alınan çiftçi üretim yapamayacak. Şirketlerin tek düşündüğü şey kar etmektir. Kar ediyorsa, ürünü tarlada bile bırakır, hasat etmez” diye konuştu.

İKLİM YASASI ŞİRKETLERİN ÖNÜNÜ AÇTI
Hükümetin çıkardığı iklim yasasının şirketleri koruduğu savunan Çobanoğlu şu ifadeleri kullandı: “Biz demokrasiden ve tarım politikalarına çiftçilerin dâhil edilmesinden yanayız. Hükümet yaz aylarında bir iklim yasası çıkarttı. Aslında bu bir oyalama yasası. Şirketlerin önünü açan bir yasa. Hemen ardından da maden yasasını çıkarttılar. Bütün tarım topraklarını ve ekolojiyi mahvedecek bir yasadan söz ediyoruz. Üreticiler ve tüketiciler olarak bizim hep birlikte demokrasi talep etmemiz gerekiyor. Ancak bir dayanışmayla bu işi yürütmemiz mümkün olabilir.
KIRSALIN YEREL SEÇİMDE TAVRI NETTİ
Biz çiftçi örgütleri olarak bunu başarabileceğimize inanıyoruz. Nitekim birçok ülkede demokrasiye yönelmenin yolu çiftçilerin örgütlenmesinden geçti. Çiftçiler örgütlenirse, orayı da değiştirebiliyorlar. Geçtiğimiz yerel seçimlerde de ülkemizde kırsalın tavrı nettir. Kırsal artık bu politikaları istemiyor, onun karşısında kim varsa destekliyor. Bundan ders çıkarmak lazım. Kırsalda ve kentte yaşayan insanlar dayanışma içinde hareket ederse hem açlık sorunu hem iklim krizi çözülür.”




