İzmir'in Karşıyaka ilçesinde görev yapan kadın öğretmen, okulda müdür yardımcısı tarafından mobbinge, psikolojik şiddete ve tacize maruz bırakıldığı gerekçesiyle dava açtı. Davanın duruşması 5 Aralık Cuma günü saat 15:00’te, Karşıyaka Adliyesi 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Eğitim Sen İzmir 2 No’lu Şube Kadın Sekreteri Cansu Başer, duruşma sonrasında bir açıklama yayımladı. Yayımlanan açıklamada, “Şiddeti önlemek, kadınları ve çocukları erkek şiddetine karşı korumak devletin görevidir. Devlet bu yönde politika üretmek, yasaları düzenlemekte bunları uygulamakla yükümlüdür. Kadına yönelik her alanda yapılan mobbing, taciz ve şiddeti kabul etmiyoruz” denildi.

“MAHKEMENİN UZATILMASI GERÇEK ADALET DEĞİL ERKEK ADALETİN UYGULANDIĞINI GÖSTERİYOR”

Açıklamanın tamamında şu ifadeler yer aldı:

“Karşıyaka’da görev yaptığı okulda müdür yardımcısı Nevzat Kahraman tarafından mobbing, psikolojik şiddet ve tacize maruz kalan kadın öğretmenimizin adalet arayışı ne yazık ki olması gerekenden çok daha uzun bir yargı sürecine dönüşmüştür.

İlk duruşması 11 Eylül 2024’te 3. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen dava, 5 Aralık 2025 ‘te görülen 5. duruşmanın ardından 8 Mayıs 2026 ya ertelenmiştir. Bütün deliller ortadayken 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin mahkemeyi hala uzatması gerçek adalet değil erkek adaletin uygulandığının göstergesidir.

İzmir'de drift atan 2 sürücüye 138 bin lira ceza
İzmir'de drift atan 2 sürücüye 138 bin lira ceza
İçeriği Görüntüle

Bu durum, hem şiddete maruz kalan öğretmenimizi hem de adaletin gecikmemesi gerektiğine inanan kamuoyunu ciddi şekilde kaygılandırmaktadır. Bir kadının uğradığı şiddet ve tacizi ispatlamak için aylarca, yıllarca beklemek zorunda bırakılması; yargı sürecinin bu denli ağır işlemesi kabul edilemez. Sürecin bu kadar uzatılması, yargılamanın sürekli ertelenmesi ve cezasızlık politikaları failleri cesaretlendirmektedir.

Eğitim Sen 1

“BU DAVA TACİZE UĞRAYAN TÜM KADINLARIN ORTAK SESİ”

Bu dava yalnızca bir öğretmenin mücadelesi değil; çalışma yaşamında şiddete, mobbinge ve tacize uğrayan tüm kadınların ortak sesi haline gelmiştir.

Eğitim sen olarak, adaletin hızlı, etkin ve şiddete uğrayan kişilerden yana işlemesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Şiddeti önlemek, kadınları ve çocukları erkek şiddetine karşı korumak devletin görevidir. Devlet bu yönde politika üretmek, yasaları düzenlemekte bunları uygulamakla yükümlüdür. Kadına yönelik her alanda yapılan mobbing, taciz ve şiddeti kabul etmiyoruz. Öğretmenimiz şahsında tüm kadınlara ve eğitim emekçilerine yönelik gerçekleştirilen saldırılara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.

Davanın bir an önce sonuçlanmasını, şiddete maruz kalan kadın arkadaşımızın korunmasını ve faile gerekli yaptırımların uygulanmasını talep ediyoruz.

8 Mayıs 2026’ da görülecek duruşmaya kadar süreci yakından takip etmeye, dayanışmamızı büyütmeye ve adaletin peşinde olmaya devam edeceğiz.”

Kaynak: HABER MERKEZİ