TUGAY CAN / İZ GAZETE - KESK Şubeler Platformu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden Tüm Bel-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Çağdaş Yazıcı’nın da aralarında bulunduğu 8’i Tüm Bel-Sen üyesi 17 kişinin hukuksuz bir şekilde ihraç edilmesi üzerine İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde bir uğurlama gerçekleştirdi.

BES İzmir Şube Başkanın Mustafa Güven, Çağdaş Yazıcı ve görevlerinden ihraç edilen Kamu Emekçisi Erol Hambayat da bir konuşma yaptı.

Çağdaş Yazıcı, baskıların arttığı böyle bir dönemde dayanışmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu belirttiği konuşmasında “ Biz emekçiler olarak onlardan daha büyüğüz. Bunu Soma’da da gösterdik, 7 haziranda da gösterdik, Gezi’de de gösterdik, Berkin Elvan’ın cenazesinde de gösterdik” dedi.

TÜM EMEKÇİLERİN HAKKINI SAVUNACAĞIZ

İşten haksız yere çıkartılmış olmanın mücadelelerinde hiçbir şeyi değiştirmediğini dile getiren Yazıcı, “Biz emekçilerin ulaşım, çocuğu için kreş, yemek kartı” gibi hakları için mücadele etmeyi sürdüreceğiz” dedi. Sözlerine mücadelenin bundan sonra çok önemli olduğunu vurgulayarak devam eden Yazıcı “15 Temmuz’da belediye otobüslerini ücretsiz yapanlar, mevzu işçinin kreşi, yemek kartı olunca susuyorlar” dedi.

NURİYE VE SEMİH BİZİM İÇİN DE DİRENİYOR!

Konuşması sırasında Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya selam gönderen Yazıcı, “Onlar sadece kendileri için değil, bizim gibi haklı bir mücadelenin içinde olan herkes için direniyorlar” dedi. Sık sık alkışlarla kesilen konuşmada “Nuriye Semih yalnız değildir” sloganları atıldı.

EĞER SUÇLU ARIYORSANIZ AKP'NİN İÇİNE BAKIN İŞÇİLERE DEĞİL!

Basın açıklaması öncesinde konuşma yapan Tüm Bel-Sen Genel Merkez Yöneticisi Satı Burunucu Çalı ise On dört yıllık iktidarlarının ardından darbe girişimine maruz kalan, 7Haziran’da kaybeden, Referandumda kaybeden bu hükümet güçlü değildir, saldırganlığı güçsüzlüğünden kaynaklanmaktadır.” İfadelerini kullandığı konuşmasında “Bir yıldır darbenin suçlularını bulamadılar. Eğer suçlu arıyorsanız AKP’nin içine bakın, işçilere bakın.” dedi. Çalı sık sık sloganlarla bölünen konuşmasını daha fazla dayanışma, mücadele ve örgütleme çağrısıyla bitirdi.İşinden ihraç edilen bir diğer işçi Erol Hambayat ise “Bir hafta önce Dokuz Eylül Üniversite’sinden ihraç edilen akademisyenlerin yanındaydık, bugün buradayız. Dayanışmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var” dedi

TERÖRİST DEĞİL SOSYALİSTİZ

İktidar tarafından her seferinde terörist ilan edilmelerinin üstünde duran Hambayat, ''Bunlar KESK’i yıpratma çabalarından başka bir şey değildir, insanlar bu şekilde korkutulmaya çalışılıyor, bizler sosyalistiz, terörist değil” dedi.

Basın açıklamasını okuyan Mustafa Güven ise OHAL bahane edilerek pasifize edilmeye çalışılan emek mücadelesinden “KESK olarak bizler de elbette ki bu saldırı dalgasından payımıza düşeni fazlasıyla alıyoruz” dediği açıklamada “Mücadelemizin en başından beri, demokrasinin, hukukun, adaletin, laikliğin, kardeşliğin ve barışın tesis edilmediği bir ülkede emeğin-emekçinin haklarını korumanın-geliştirmenin mümkün olmadığı bilinci ile sürdürdük, sürdürüyoruz” dedi.

BOYUN EĞMEYECEĞİZ!

Nereden ya da kimden gelirse gelsin, örgütlü mücadelemizi hedef alan, her türlü yasa dışı girişim ve saldırıya rağmen, hukuksal ve örgütlü mücadeleden asla vazgeçilmeyeceği dile getirilen Güven, “Tüm bu antidemokratik ihraç kararlarına, baskılara karşın bu ülkenin onurlu ve mücadeleci kamu emekçileri olarak boyun eğmeyeceğiz.” dedi.

Editör: Haber Merkezi