İzmir’in Bayraklı ilçesindeki Tepekule sırtlarında yer alan ve halk arasında "Tantalos’un Mezarı" olarak bilinen tümülüs, hem mitolojik anlatılarla hem de arkeolojik verilerle dikkat çeken eşsiz bir yapıdır. Bu anıt mezar, antik Smyrna’nın kuzeyindeki yamaçlarda yer almakta olup, hem tarihsel hem de kültürel miras açısından önemli bir konuma sahiptir.
Efsanelerin izlerini saklayan anıt
İzmir Körfezi'nin kuzeyinde, bugünkü Bayraklı Tepekule sırtlarında yer alan ve "Tantalos’un Mezarı" olarak adlandırılan yapı, hem arkeologların hem de mitoloji meraklılarının dikkatini çeken bir anıt mezardır. Hem Antik Yunan mitolojisinde adı geçen efsanevi kral Tantalos’un hikâyesiyle, hem de 19. yüzyılda Anadolu’yu gezen Fransız seyyah Charles Texier’in detaylı betimlemeleriyle öne çıkan bu mezar yapısı, Batı Anadolu’daki erken dönem mezar mimarisi açısından da oldukça özgün bir örnek teşkil eder.
Texier’in gözünden Tantalos’un Mezarı
1835 yılında İzmir’i ziyaret eden Charles Texier, o dönem Amiral Clerval tarafından görevlendirilerek antik Smyrna yakınlarında kazılar yapmış ve Tantalos’un Mezarı olarak tanımladığı yapıyı ayrıntılı biçimde belgelemiştir. Texier’e göre mezar:
- 33,6 metre çapında, 27,6 metre yüksekliğinde konik yapıda bir tümülüstür.
- Mezar odası 3,55 x 2,17 metre boyutlarında dikdörtgen planlıdır.
- Kemerli tavan, bindirme tekniği ile yapılmış ve Behramkale (Assos) kapısına benzer bir tarzda inşa edilmiştir.
- Yapı, merkezden dışa doğru sıralanmış üç dairesel duvar dizisi ve bu duvarlara bağlanan çok sayıda istinat duvarıyla desteklenmiştir.
- Kuru taş örgü tekniğiyle harç kullanılmadan inşa edilmiş olan bu tümülüs, Texier’in de belirttiği gibi "yüzyılların etkilerine direnebilecek nitelikte" sağlam bir mimariye sahiptir.
Arkaik döneme ait bir yapı
Ünlü arkeolog Prof. Dr. Ekrem Akurgal, bu yapının mimari özelliklerini detaylı şekilde inceleyerek, Tantalos Mezarı’nın Batı Anadolu’da Mykenai etkisi taşıyan tholos (yuvarlak planlı anıtsal mezar) tipinde olduğunu belirtir. Akurgal’ın tespitlerine göre: Mezar odası, Girit’teki Isopata tipi mezarlara benzer şekilde bindirme tonozla örtülüdür. Smyrna Nekropolisi’ndeki diğer mezarlarla karşılaştırıldığında bu yapı, daha eski bir döneme, muhtemelen M.Ö. 620–580 yılları arasına tarihlendirilir. Dönemin Smyrna yöneticilerinden bir basileus (kral) ya da tyran’a ait olabileceği düşünülmektedir. Bugün yapı bütünüyle tahrip olmuş, mezar odası ise modern yapılaşmanın altında kalmıştır.
Tantalos’un efsanesi
Mitolojik anlatımlara göre Tantalos, tanrıların sırlarını ifşa edip, oğlu Pelops’u kurban ederek tanrılara sunmak gibi büyük günahlar işlemiş bir kraldır. Bu sebeple ölümsüz bir cezaya çarptırılmış; açlık ve susuzluk içinde ebediyen işkenceye mahkûm edilmiştir. Robert Graves’in derlediği kaynaklarda, Tantalos’un Lidya’da, özellikle de Sipylos Dağı civarında yaşadığına inanılır. Bugünkü Manisa’ya bağlı Sipil Dağı ile İzmir’in kuzeyinde yer alan Yamanlar Dağı’nın antik kaynaklarda ortak bir dağ silsilesi olarak anıldığı düşünülmektedir. Bu bağlamda, Bayraklı’daki mezar alanı, mitolojik Tantalos anlatılarına coğrafi bir temel oluşturur.
Uzmanlar, Neolitik Dönem'den Antik Smyrna'ya geçiş sürecinde Yamanlar Dağı ile Bayraklı sırtlarının önemli bir yerleşim alanı olabileceğini öne sürmektedir. Ancak bu döneme dair somut arkeolojik veriler henüz sınırlıdır. Mevcut bulgular, Bayraklı sırtlarının Antik Smyrna’nın nekropol (mezarlık) bölgesi olduğunu ve burada tümülüs biçiminde birden fazla mezar yapısının bulunduğunu göstermektedir. Bugün büyük ölçüde tahrip olmuş olsa da Bayraklı Tepekule sırtlarındaki Tantalos Mezarı, hem fiziksel kalıntıları hem de taşıdığı kültürel anlamla İzmir’in geçmişine ışık tutan nadide yapılardan biridir.