Bağımsız film sevenler için yönetmenliğini ve senaristliğini Kaouther Ben Hania’nın yaptığı ve Filistin’de yaşanan insani dramdan esinlenen The Voice of Hind Rajab gösterimde. Venedik Film Festivali’nde uzun süre ayakta alkışlanan belgesel-drama, aynı zamanda Tunus’un bu yılki Oscar adayı olarak da öne çıkıyor.
1. Avatar: Ateş ve Kül
Serinin üçüncü filmi, Jake ve Neytiri’nin ailesinin, yaşadıkları kaybın yasını tutarken, Pandora’da savaşın büyümesini ve ailenin agresif bir Na’vi kabilesi olan Kül insanlarıyla yolunun kesişmesini anlatıyor.
Terminatör, Alien, Titanic gibi gişe canavarı filmleriyle tanıdığımız Yönetmen James Cameron’un yıllardır üzerinde çalıştığı serinin son filmi kemik oyuncu kadrosunu koruyor ve hikayeyi nihayete erdiriyor. 2009’da başlayan ve küresel ölçekte müthiş bir başarı elde eden serinin ikinci filmi beklenen etkiyi yaratamamıştı.
2. Hind Rajab’ın Sesi
Gazze’de İsrail ordusunca 6 aile üyesiyle birlikte öldürülen 6 yaşındaki Hind Rajab’ın son saatlerine odaklanan film, saldırıdan sağ kurtulan küçük çocuğa ambulans gönderilmesi için gösterilen insanüstü çabanın hikayesini anlatıyor.
Derisini Satan Adam ve Dört Kız Kardeş adlı filmleriyle bilinirlik kazanan Tunuslu Kaouther Ben Hania’nın yönettiği filmde 29 Ocak 2024’te yaşanmış bir insanlık dramı, İsrail askerlerinin gerçekleştirdiği katliam ve bu katliamın son kurbanı Hind Rajab Hamada’nın hayata tutunmak için verdiği mücadele anlatılıyor. Film bu yıl Tunus’un Oscar adayı olmayı başardı.
3. Şahinbey: Saatin Sırrı
Gaziantep savunmasını araştıran çocuklar, müzenin altındaki kastellerde bir saat bulurlar. Saat Sultan 2. Abdülhamit tarafından Şahinbey’e hediye edilmiştir. Saat anlayamadıkları bir şekilde onlara araştırdıkları olayları gösteriyordur.
Yarı fantastik, yarı tarihi animasyon, sinema yoluyla yeniden inşa edilen yakın tarih anlatılarının çocuklara yönelik tasarlanmış bir örneği.
4. Doğudan Fragmanlar
1916’da Rus işgali Trabzon’u tehdit ederken, Zeynep ve Safiye, Zeynep’in dört yaşındaki oğlu Haşim’i de yanlarına alarak batıya doğru yola çıkarlar. Perişan ve kaybolmuş iki kadın, sonunda uzak bir dağ köyünde yaşlı bir adamın harap evine sığınırlar. Bolşeviklere katılmak için Rus ordusundan firar eden General Galiyev’in yaralı halde eve gelişiyle durumları giderek daha da tehlikeli bir hal alır. Onun varlığı, Zeynep’i ve Safiye’yi, kaçmayı umdukları düşmanla yüz yüze getirir.
