Türkiye 28 mayısta cumhurbaşkanlığı seçimine giderken siyasi aktörlerin görüşme süreçleri de sürüyor. Seçimin ilk tur adaylarından olan yüzde 5’lik bir oy oranına sahip Sinan Oğan’ın Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğini açıklaması büyük tepki çekti.

Kendi seçmenlerinden de olmak üzere sert bir şekilde eleştirilen Oğan’ın cumhurbaşkanlığı seçiminden kısa bir süre önce istifa eden danışmanı Hilal Gül de kişisel bloğunda Oğan’la çalıştığı zamanlara dair dikkat çekici açıklamalarda bulundu. ‘Vardır Bir Planı (!)’ başlıklı yazıda Gül, daha önce de Oğan’ın danışmanlığını yapan Alperen İnce’nin iddialarını doğruladı.

Alperen İnce Oğan'ın yanından “İkinci turda gerekirse Cumhur İttifakı’nı destekleyebiliriz, bakanlıklarımız, müdürlüklerimiz olabilir" dediği için ayrıldığını öne sürmüştü. Aynı zamanda Oğan’ın daha önce “Tabii ki biz bedavadan ortak olmayacağız. Bakanlıklar gibi taleplerimiz olacak. Anlaşırsak hükümetin içerisinde olacağız. Anlaşamasak da o zaman yolumuza bakacağız” sözleri de gündem olmuştu.

Artık farklı bir yola girildi

Yazısına Oğan’ın “Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak geçmiş” olduğunu söyleyerek başlayan Gül “Seçim sürecinin başlaması ve ATA İttifakı’nın da Cumhurbaşkanı Adayı olarak Sinan Oğan’a desteğinin açıklanması ile ekipten bazı arkadaşlar ayrıldı. Sn. Oğan, kalanlara seçim kampanyasında çalışılacağını, artık daha farklı bir yola girildiğini deklare etti. Sürecin sonunda çok daha farklı imkânlarımızın olabileceğini de dile getirdi” dedi.

Mobbingle açıklamak hafif kaçar

Oğan’la çalışma şartlarının zor olduğuna ve mobbinge maruz kaldıklarına dikkat çeken Gül “Doktoraya yeni başlamışken siyasi kampanya yürütmek aklımda olmasa da Türk milliyetçilerinin bir güç elde etmesi ve siyaseten bir baskı unsuru oluşturulmasını mantıklı bulduğum için her ne kadar çalışma şartları zorlasa ve kendisinin narsisizmi sollayan karakteri iş ortamını sürekli gerse de ideolojik gerekçelerim sebebiyle çalışmaya devam ettim. Çalışma şartları zordu, bize sürekli mobbing uyguluyordu demeyeceğim. Çünkü yaptığı şey mobbing değildi. İnsanlara karşı tutumunu, ettiği hakaretleri, psikolojik şiddeti mobbingle açıklamak hafif kaçacaktır. İnsanların özgüvenini yerle bir eden tutumu herkesin psikolojisini alt üst etti. Ben burada işe başladıktan yaklaşık 2-3 ay sonra çarpıntı ve ritim bozukluğu yaşamaya başladım. O günden bu yana her gün ilaç kullanmak zorunda kaldım. Ancak öyle yoğun çalıştık ki bir dakika bile bunları düşünmeye vaktimiz kalmıyordu” ifadelerini kullandı.

Bizi küçük düşürdü

Oğan’ın ekibini küçük düşürdüğünü savunan Gül, şunları yazdı:

“Son 3 ay boyunca tek bir gün tatil yapmadan, Cumartesi-pazar, gece-gündüz demeden çalışmaya devam eden 5-10 kişi idik. Tüm bu çabaların karşılığında ise bırakın doğru düzgün bir tavırla içten bir teşekkürü, çıktığı bir yayında “Benim en büyük eksim ekibimin amatör olması” diyerek bizi küçük düşürmesi oldu. Bundan sonra ekibin morali bozulsa ve insanlara umut vermeye çalışsam da bu tavrın devam etmesi, bizi hakaret etmeden çalıştıramayacağını düşünmesi, tüm stresini ve sinirini çalışanlarından çıkarması artık aklıma ikinci bir Erdoğan mı doğuyor düşüncesini getirdi. Bunun üzerine istifa ettim. Yine de hâlâ içimde taşıdığım bir umutla, ‘Çok ortada bırakmış olacağım, birçok iş bana bakıyordu’ refleksiyle uzaktan gönüllü olarak destek olma fikrim de vardı. Ama elbette kötü tutumun devam etmesi buna da engeldi. Her şeyi kontrol etme çabası kimseye güvenmemesi de işin cabası… Pek çok kişi ile bu karakterin gittikçe Erdoğan’a benzeyecek olması beni Türk siyaseti açısından en çok endişelendiren şeylerden biri olmuştur.”

Bakanlıklarımız, müdürlüklerimiz olur dedi

Oğan’ın daha önce istifa eden danışmanı Alperen İnce’nin sözlerini doğrulayan Gül’ün yazısındaki ilgili kısım şu şekilde:

“Alperen tek bir yalan, iftira atmadan; benim yukarıda yaşadığım şeyleri görmesi ve aynı zamanda Cumhur İttifakı'na katılma konusundaki söylemleri sebebiyle pek çok kere Sinan Oğan’ın ‘kendisine ait açıklamalarını yorum katmadan’ Milliyetçi Odak’tan paylaşarak bu durumu insanlara göstermeye çalıştı. Cumhur İttifakı meselesini, seçim kampanyasına başlamadan hemen önce bizim grubumuzla da konuşmuştur. İki tarafla da görüşürüz söylemini ben stratejik bir hamle olarak değerlendirip Cumhur İttifakı’na dahil olabileceğini kendime yediremedim sanırım. Kendisi bizlere de “Bakanlıklarımız, müdürlüklerimiz olur farklı imkânlarımız olur” demiştir. Ancak kendi sözleri ile ona muhalefet eden bir kişi bile olsa buna tahammül edemeyen Sn. Oğan, Alperen İnce ve Milliyetçi Odak’ı her defasında yalanlarıyla hedef göstermiş ve en son Fatih Altaylı’da yine bu konudan mağduriyet yaratarak “Bizi linçliyorlar” diyerek geçiştirmeye çalışmıştır.

Her defasında ağzından düşürmediği demokrasi ve adalet ile ilgili ağır eleştirilerine rağmen AKP ile iş tutma ihtimali en başından beri var olan bu şahsa karşıyım.

Otobüs şoförünün güvenliğini düşünmeden Silvan yönünden gönderip kendisini riske atmayan bu şahsın karşısındayım.”

Editör: Özlem Çimen Durmaz