Dört aydır devam eden TİS görüşmelerinin tıkanmasının ardından TÜPRAŞ İzmir Rafinerisi önünde uyarı eylemlerine başlayan TÜPRAŞ işçileri, emek ve demokrasiden yana tüm kesimleri dayanışmaya çağırıyor. Evrensel'den Turan Kara'nın haberine göre, İşçiler patronun yapıcı olmadığını ve haklarını gasbetmek istediğini belirterek, “Hepimizin ortak sorunu olan krizin bedelini ödetme çabası içindeler. Tüm işçiler patronlar birbirinin kopyası sözleşmeler yapıyor. Kazanırsak hep beraber kazanacağız” diyor.

"BU MÜCADELE KRİZİN BEDELİNİ ÖDEMEME MÜCADELESİ"

Enflasyon rakamları karşısında ücretleri eriyen, alım gücü düşen TÜPRAŞ işçileri, TİS görüşmelerinin Koç Holding adına KİPLAS’la yapılmasının metal ve petrokimya işçileri için topyekün bir örnek olacağının bilinciyle hareket edilmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Hemen hemen bütün sendikacıların söz açıldığında “Krizin bedelini ödemeyeceğiz” sözünü TÜPRAŞ işçileri “Başka bedeller ödetmeye kalksalar da kabul etmeyeceğiz” diyerek pratiğe geçiriyor.

İşçiler, “TÜPRAŞ işçisi kazanırsa tüm işçiler kazanır” diyerek, TÜPRAŞ patronu Koç Holdingin işçinin emeğini ve sendikal örgütlülüğünü hiçe sayan tavrı karşısında tüm işçilere emekçilere birlikte mücadele çağrısında bulunuyor.

Dışarıdan bakıldığında TÜPRAŞ’ın en güvenilir firma, garanti iş kapısı olarak değerlendirildiğini, işçilerin aldıkları ücretlerin de yüksek olduğunun düşünüldüğünü aktaran işçiler “Bizlere tuzu kuru işçi gözüyle bakıyor birçok insan, hatta işçi sınıfı içinde de var böyle bakan, sendikacılar içinde de. Çoğumuz burada 10 yılın üzerinde çalışan deneyimli işçileriz. Belki maaşlarımız bazı işletmelerde çalışan işçilere göre daha yüksek gibi algılanıyor ama gerçekte durum böyle değil. Bizler yüksek riskleri olan, birebir vardiya sistemiyle uzun saatler çalışan işçileriz. Burası bir rafineri ve rafineri işçisinin deneyimli olması gerekir. Özelleştirmeden önce de burada çalışanlarımız var. Bugün TÜPRAŞ işvereni kazanılmış haklarımızı almak istiyor. Sendikacı veya işçiler üzerinde disiplin kuralları maddelerini katılaştırarak haksızlıklara veya TİS kitapçığına uygun olmayan emirlere direnmeyi zorlaştırıyor. Bu kimi zaman hayati mesele demek çünkü kendi idaresi altında çalışmayan ve iç denetlemesi zayıf taşeron şirketlere iş izni veriliyor” diyor.

GREV TÜPRAŞ PETKİM İŞÇİLERİNE BAŞTAN YASAK

Koç Holdingin taslağı konuşmaya yanaşmayıp TİS sürecini tıkaması üzerine TÜPRAŞ işçilerinin başlattığı eylemler artık kritik bir aşamaya girmiş durumda. Yaklaşık 15 gün sonra bitecek olan karşılıklı görüşme imkanı, Yüksek Hakem Kurulu denilen ve hükümet ve patron temsilcilerinin de olduğu sürece girecek. Bir avuç işçinin kaderi Türkiye’nin en büyük güç sahibi ve en zengin kişilerinin eline kalacak ve mücadele etme iradesi belki de PETKİM’de olduğu gibi zorla bastırılacak.

Koç Holding toplu iş sözleşmesini 2 yıldan 3 yıla çıkarmak, vardiya sisteminde ve ücretli mazeret izni hükümlerinde değişiklik yapmak istiyor. Bu haklar neredeyse TÜPRAŞ kurulduğundan beri kazanılmış olan yazılı haklar. 90 günlük TİS süreci, Koç Holding ve KİPLAS’ın dayatmasıyla bunları tartışmakla geçti. Sendikacılar “Bunları tartışmaya açmak bile abes” dedikçe patronlar “O zaman başka bir şey konuşmayız” dedi. Böylece ara bulucu sürecine girildi. Ara bulucu ile gerçekleştirilen ilk görüşmede de sonuç alınamazken işçilerin rafineri önünde eylemleri sürüyor. İşçiler şu an için sendikanın atacağı her adımın içinde ve eylemlerin arkasında kararlılıkla duruyor. Bu mücadele büyürse daha kolay kazanacaklarını düşünüyorlar. Öncelikle 35 bin, aileleri ile 100 bin petrokimya işçisinden, Koç Holdinge bağlı metal fabrikalarında çalışan işçilerden, mücadeleci sendikalardan ve Aliağa, İzmir kamuoyundan da destek bekliyorlar. Bu süreçte talepleri dinlenen değil mevcut haklarını korumak için direnen bir konumda olduklarının altını çizen işçiler 30-35 yılda kazanılan hakları korumaya çalıştıklarını bildiriyor.

BU BAŞTA ALİAĞA OLMAK ÜZERE TÜM EMEKÇİLERİN MÜCADELESİ

Bir taraftan verdikleri mücadeleyi anlatan işçiler diğer taraftan çağrı da yapıyor. “Ben altı sözleşme dönemi geçirdim. Patron bu süreçte bizleri ve sendikayı Yüksek Hakem Kurulu ile baskı altına almaya çalışıyor. Ara bulucuda bile kendi isteklerini tartıştırmayı bırakıp bizlerin taleplerine bakmadı. Burası grev yasaklı bir yer. Grev yasağı varken bizim radikal eylemler yapamayacağımızı düşünüyor. Benim maaşım iyi gibi algılanabilir. Ancak ben bir işçi olarak yıllık birçok işletme sahibinden, ticaret yapan insandan daha fazla vergi ödüyorum. Benim buradaki mücadelem ekmeğimin daha fazla elimden alınmak istenmesine karşı bir mücadeledir. Biz bu TİS sürecinde taleplerimizi kabul ettirebilir de kazançlı çıkarsak Aliağa’da diğer işletmelerde çalışan arkadaşlara da örnek olacağımızı düşünüyorum.”

“Petrol-İş Sendikası Aliağa Şube Yönetimi ile süreci şeffaflıkla yürütüyoruz. Sendikamızla birlikte sonuna kadar gideceğiz. Eylem kararlılığımız var. Koç Holdingi uyarıyoruz. Bizim haklarımıza dokunmaya kalkmasın. Bugün burada verdiğimiz mücadele tüm Aliağa emekçilerinin de mücadelesidir. O yüzden burada devam eden ve artacak olan eylemlerde tüm emek dostlarını yanımızda görmek istiyoruz.”

 “Aliağa’da yaşayan herkesin bizi en azından desteklemelerini, TÜPRAŞ işçisinin talepleri için mücadele etmesinin doğru olduğunu söylemelerini istiyoruz. TİS sürecinde işçilerin talepleri konuşulması gerekirken bu görüşmelerin tümünde patronun talepleri konuşuldu. Bizlerin maaşları, mazeret izinleri, vardiya saatleri işverenin isteğine onun kâr oranlarına göre şekillendiriliyor. Burada üretim yapan biziz.”

 “İlk defa kendi işverenimizle değil onun temsilcisi KİPLAS ile karşı karşıyayız. Bütün kimya patronlarıyla toplu iş sözleşmesi masasına oturuyoruz. Onların parası, sermayesi ve birliği var. Bu yüzden herkesi TÜPRAŞ işçileriyle dayanışmaya çağırıyoruz. Diğer işçi sendikalarının da bizlere destek vermelerini bekliyoruz.”

 “Sorumlusu olmadığımız krizin bedeli bizlere ödetilmek isteniyor. İşverenlerin yıllık kârları ortada. Şu ana dek işverenin zarar edeceği bir eylemimiz olmadı ancak satış durdurma eylemleri başlarsa işverenin zararı büyük olacaktır. İşte o zaman daha önce PETKİM’de olduğu gibi hükümeti arkasına alarak karşımıza gelmesini istemiyoruz. Süreç bu noktaya ilerlemeden, masada görüşmeyi bitirmek istiyoruz.”

TÜPRAŞ VE YILDIZ SUNTA MDF İŞÇİLERİNİN YANINDAYIZ!

Emek Partisi (EMEP) Kocaeli İl Başkanı Arzu Erkan, yaptığı yazılı açıklamada Kocaeli’de bulunan TÜPRAŞ ve Yıldız Sunta MDF işçilerinin yanında olduklarını belirtti.

Erkan, “Yaşanan ekonomik krizin boyutlarını görmek için sadece Kocaeli’ye bakılması bile yeterli... İşten atmalar, ücretsiz izinler, kapısına kilit vurulan işyerleri, kapanan fabrikalar... 17 yıldır ülkeyi yöneten partinin genel başkanı, uyguladıkları ekonomi politikaların ülkeyi adım adım bir ekonomik krize sürüklediği gerçeğini ne kadar gizlemeye çalışırsa çalışsın mızrak çuvala sığmıyor” dedi. Yıldız Sunta MDF fabrikasının kapandığını, 6 aydır ücret alamayan 550 işçinin tazminat alacaklarının da ödenmediğini belirten Erkan, bir yandan da TÜPRAŞ işçilerinin mücadelesini hatırlattı. TÜPRAŞ işçilerinin hak gasplarına karşı mücadele ettiklerini ifade eden Erkan, Partimiz TÜPRAŞ işçisinin haklı mücadelesinin, Yıldız Sunta MDF işçisinin haklarını almak için verdiği çabanın yanındadır” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi