ÖZLEM KARA/ İZ GAZETE- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubesi depreme dair değerlendirmelerde bulundu. SES İzmir Şube Sekreteri Ümit Doğan, Depremin merkez üssünün Seferihisar olmasına karşı depremdeki en ağır kayıpların Bayraklı ilçesinde olduğunu belirterek, ağır hasarlı ve yıkılan 124 bina, orta hasarlı 119 bina, 730 az hasarlı bina, 172 boşaltılan bina olduğunu söyleyen Doğan, “Depremden etkilenen bölgede geçici yaşam alanları olarak toplu çadır alanları kurulmuş fakat bu alanlar covid – 19 bulaşma olasılığı yönünden ciddi bir risk kaynağı durumundadır. Çadırlar arası mesafe olması gerekenden daha azdır. alanda birçok yardım kurumu, dernek, sivil toplum örgütü ve gönüllü bulunmakta fakat iyi koordine olamadıkları için kargaşa hali hakimdir” dedi.

SAĞLIKÇILARIN DEPREMZEDE OLDUKLARI UNUTULMAMALI

Sağlık emekçilerinin depremzede olduklarının unutulmaması gerektiğini ifade eden Doğan, “Sağlık emekçileri yaklaşık 8 aydır pandemi süreci içerisinde olağanüstü koşullarda çalışırken üzerine birde depremin kendisi eklenmiştir. Pandemi sürecinde çalışma sürelerinin uzaması, aşırı iş yükü ve tehlikeli çalışma ortamında çalışmaya devam ederken hiçbir taleplerinin karşılanmaması, covid – 19 un meslek hastalığı kabul edilmemesi sağlık emekçilerini tamamen bir tükenmişlik duygusu içerisine sürüklemiştir. Deprem bunu daha katmerli hale getirmişken izin hakları bile elinden alınmış, dinlenme hakkını bile kullanamamaktadırlar. Zaten olağanüstü koşullarda insanüstü bir çabayla pandemiyle mücadele eden sağlık emekçilerinin aynı zamanda birer depremzede oldukları unutulmamalıdır.Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi depremde kullanılamaz hale geldiği için kapatılmış, sağlık personelinin depremzede olduğu, aileleri, bulundukları yer ve ulaşım imkanları göz önüne alınmadan diğer sağlık kurumlarına geçici görevlendirmeleri yapılmıştır. Depremden en çok etkilenen Bayraklı İlçesi sağlık emekçilerinin de yoğun olduğu bir bölgedir. Ve birçok arkadaşımız ve yakını yaşamını yitirmiş, yaralanmış ve evleri ağır hasarlar almıştır. Dr. Hüsnü Kırbalı, Dr. Buse Demir,Hemşire Nebiye Tekin, Hemşire Fatma Öztürk, Sağlık Teknisyeni Doğan Sert, Diş Tabibi Zarife Doğan, Diş Tabibi Yeşim Emir, Diş Tabibi Aslı Taner yaşamını yitirmiş arkadaşlarımızdır. Yine Sağlık emekçilerinin yakınları Süheyla Erdönmez, Burcu Yüksel, Ilgaz Yüksel, Dila Yüksel, Arda Baran Demir, Ali Kaygusuz, Ali Bildirici, Ahmet Baltırak ve Dr. Şenay Çitim’in annesi yaşamlarını yitirmiştir” şeklinde konuştu.

“DEPREMLE BİRLİKTE COVİD-19 HIZI ARTACAK“

Doğan, depremle birlikte Covid-19 salgının da hızını arttıracağını kaydetti. Doğan, depremle birlikte evlerinde karantinada olan, hastanelerde tedavi gören pozitif vakaların panikle birlikte karantina koşullarından uzaklaşarak toplumla temas içine girdiklerini, enkaz haline gelen binalarda arama kurtarma çalışmalarında ve çevresinde fiziksel mesafe, maske ve hijyen kuralları aksadığını, deprem mağdurları için oluşturulan yaşam alanlarının pandemiyle ilişkin kurallarının göz önünde bulundurulmadığını, koordinasyon noktalarında toplanan yardımların ve bunların dağıtımı sırasında pandemiyi artıracak koşullar mevcut olduğunu dile getirdi.

“KRİZ ODALARINA MESLEK KURULUŞLARI DAHİL EDİLMELİ”

Bu tablonun tekrar yaşanmaması için kamu kurumlarının, yerel yönetimlerin, toplum ve demokratik kitle örgütlerinin de katılımıyla depreme nasıl hazırlanılacağı çalışmalarının başlanması gerektiğini aktaran Doğan şu şekilde konuştu, “Oluşturulan kriz masalarına meslek odaları dahil edilmelidir. Kamu kurumları ve meslek odaları arasında bir koordinasyon kurulmalıdır. Çadır Kentlerde yaşayanlar en kısa sürede kalıcı konutlara yerleşmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Oluşturulan açadır kentlerde yaşamak zorunda kalanlar için yeterli düzeyde içme ve kullanma suyu hijyen olanakları sağlanmalıdır.”

SAĞLIKÇILAR DEPREMLE BİRLİKTE DAHA DA RİSK ALTINDA

Sağlık emekçilerinin de depremzede olduğunu bir kez daha hatırlatan Doğan, “Sağlık emekçileri kendilerinin ve ailelerinin güvenliği ve temel gereksinimlerini karşılaması için izin ve özlük haklarına ilişkin sınırlamalar kaldırılmalıdır. Yıllardır yaşanan kreş sorunu depremle birlikte daha yakıcı bir şekilde ortaya çıkmıştır. Deprem saatinde işbaşında olan sağlık emekçilerinin çocukları evde depreme yalnız yakalanmıştır. Birçok çocukta ve ebeveynlerinde travmaya neden olan bu durumun önüne geçmek için 7/24 açık kreşlerin açılması gerekmektedir. Pandemi sürecinde Covid – 19 açısından yüksek riskle çalışan sağlık emekçilerinin depremle birlikte riski daha da artmıştır. Bölgedeki tüm sağlık çalışanlarına periyodik bir şekilde yaygın test yapılmalıdır. Hasar gören sağlık kuruluşlarında çalışan emekçiler bina deprem raporlarının güvenilirliğine ilişkin ciddi şüphe içindedir. Deprem raporlarının bağımsız meslek odaları ile birlikte yapılıp sonuçları sağlık emekçileri ile paylaşılmalıdır. İzmir’de ikamet eden sağlık emekçilerinin ailelerini güvenli bir ortama kavuşturuncaya kadar idari izinli sayılmaları ve diğer illerden destek ile takviye edilmesi gereklidir. Pandemi ve deprem sağlık emekçilerinin ne kadar yüksek bir risk altında olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle fiili hizmet zammının ve 3600 ek göstergenin bir an önce yasalaştırılması gerekir. Öncelikle haksız bir şekilde işlerinden edilmiş olan sağlık emekçileri işlerine iade edilmeli, güvenlik soruşturması nedeniyle işe başlatılmayan sağlık emekçileri işlerine başlatılmalı, sonrada atama bekleyen binlerce sağlık emekçisinin derhal kadrolu güvenceli ataması yapılmalıdır” şeklinde konuştu.

Editör: Haber Merkezi