İZ GAZETE- Geçtiğimiz günlerde Doğanlar Hüsnü Bornovalı Ortaokulu'nda müdür yardımcısı Suzan Karadağ Toptaş, okul müdürü Meral Yılmaz tarafından sözlü ve fiziki şiddete maruz kaldı. Olaya ilişkin idari ve adli süreç başlatılırken, Eğitim İş İzmir 2 Nolu Şube, Eğitim Sen İzmir 4 Nolu Şube ve Türk Eğitim Sen İzmir 2 Nolu Şube tepki göstererek ortak bir basın açıklaması yaptı. 

'TİPİK ÖRNEĞİ'

Yapılan açıklamada, "Bugün burada yine bir öğretmen arkadaşımıza yapılan sözlü, fiziksel ve psikolojik bir saldırıyı; kişilik haklarına yapılan haysiyet ve onur kırıcı bir saldırıyı kınamak için toplanmış bulunmaktayız. Ancak bu defa arkadaşımıza bunları yaşatan maalesef bir meslektaşımız ve okul müdürü olarak görev yapan Meral Yılmaz. Yine maalesef ki yaşanan Meral Yılmaz vakası bu okulda ilk değil. Daha önce de defaten şikâyet konusu olmuş, uyarılmış, yetkili birimlere iletilmiş ancak görülüyor ki bir sonuç alınamamış. Meral Yılmaz vakası ülkemizde bir yığın örneği olan ehliyetsiz, liyakatsiz atama örneğinin en somut halidir. Kendileri, biz ve onlar şeklinde idari menfaat olarak örgütlenen; takım çalışması anlayışı, sorun çözme becerisi olmayan yöneticilik anlayışının tipik bir örneğidir. Okulda arkadaşlarına ve çalışanlarına karşı tepeden bakan, ben ne dersem o mantığıyla hareket eden ve nobran tavırları ile ülkemizdeki yönetici profilini tam olarak yansıtan bir vakadır. Meral Yılmaz gibi idarecilerin bu üslubu nerden öğrendiklerini gayet iyi biliyoruz. Kendilerini çalıştıkları kurumların sahibi sanan, kişisel kararlarını hukukun önüne koyan, ne yapsalar yanlarına kar kalacağına kesin inanç geliştiren bir anlayıştan öğrendikleri ortadadır. Bu idarecilik anlayışı ile okullarımızı “yönetmeye” çalışan bu zihniyete şunu tekrar hatırlatıyoruz: Öğretmene parmak sallanmaz, öğretmenin kolu sıkılmaz, öğretmenin ağzı kapatılamaz. Baskıyla, zorla okul yönetilemez. Yetersiz idarecilerin kendi eksikliklerini kapatmak için çalışma arkadaşlarına buna benzer tavırlar ile baskı uyguladığını biliyoruz. Bu anlayış bütün eğitim emekçilerini açık hedef haline getirmekte ve saldırganları cesaretlendirmektedir. Okullarımızda eğitim emekçilerine yönelik veli, öğrenci ve yönetici saldırıları hız kazanmaya başlamıştır. Daha geçen hafta Mersin Mezitli’de okul basıp öğretmen arkadaşımıza saldıran ve görüntüleri sosyal medyaya düşünce açığa alınmak zorunda kalınan şube müdürü vakası sıcaklığını ve şok etkisini sürdürmektedir" ifadeleri kullanıldı. 

'GELECEĞİNE ZARAR VERİYORSUNUZ'

"Okullardaki şiddeti ve eğitim emekçilerine yönelik saldırıları önleyecek olan Milli Eğitim Bakanlığı ve yereldeki yetkilileri neden sessiz kalmaktadırlar" ifadeleri yer alan açıklamada, "Buradan Milli Eğitim Bakanlığı'na ve yetkililere tekrar sesleniyoruz: Aynı işi yapan öğretmenleri bölen, ayrıştıran ve yaşanan şiddeti ve itibarsızlaştırmayı arttırma olasılığı bulunan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu derhal geri çekin. Öğretmenlik meslek onuruna yakışan çalışma koşullarını yaratın. İdareci atmalarını liyakate uygun yapın. Bilimsel, laik ve kamusal bir eğitim anlayışını yerleştirin. Bizler öğretmeniz ve eğitim sisteminin içinde düşürüldüğümüz durum hepimize zarar vermektedir. En çok da ülkemizin geleceğine zarar veriyorsunuz. Bizleri ayrıştıran, şiddete özendiren dil ve uygulamalardan vazgeçin" denildi.

'TEKRAR SÖYLÜYORUZ'

Açıklamada son olarak, "Bizler darp edilen, mobbing uğrayan bütün meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu buradan tekrar söylüyoruz. Onur, şeref ve saygınlığı rencide eder nitelikte gerçekleşen bu eylemin 5237 sayılı TCK’nın 125. maddesinde düzenlenen kamu görevlisine hakaret suçunu oluşturduğu bir gerçektir. Yetkilerce derhal inceleme/soruşturma başlatılmalı ve soruşturma sonuçlanana kadar okul müdürü Meral YILMAZ görevden el çektirilmelidir. Yoksa işyerinde bozulan huzur yerine gelmeyecek, çalışma barışı onarılamaz hale gelecektir.  Bizler, eğitim sendikaları olarak bu vahim konunun takipçisi olacağımızı belirtiyoruz. Ne bu okulda yaşanan olayın ne de diğer okullarda yaşanan şiddet vakalarının sumen altı edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Suzan öğretmenimize tekrardan geçmiş olsun diyor, sonuna kadar yanında olduğumuzu ve olacağımızı bilmesini istiyoruz. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz" ifadeleri kullanıldı.  

Editör: Haber Merkezi