MİHRİCAN CANDEMİR - İzmir Sağlık Platformu, şehir hastaneleri, acil servisler ve sağlık çalışanlarının sorunlarına yönelik İzmir Tabip Odası’nda açıklamalarda bulundu. Düzenlenen toplantıda Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi Acil Anabilim Dalı’ndan hekimlerin ayrılmasına da değinilerek, sağlıkta şiddete dikkat çekildi.

İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi’nin açılmasıyla artan sorunlar hakkında konuşan SES İzmir şube Yönetim Kurulu Üyesi Hava Akcan, “İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi, 2060 yataklıdır ve Sağlık Bakanlığı mevzuatına bakılarak yapılacak bir hesaplama ile bu hastanenin etkili çalışması için 2500 uzmanlaşmış hekim, 3500 dolayında uzmanlaşmış hemşire ve sağlık memuru ve yine en az 300 dolayında da diğer sağlık çalışanı ve sağlık dışı personel gerekmektedir. Bu hastanenin inşaatı ve açılmasına kadarki sürede bu personel hazırlığı yapılmamıştır. Bu nedenle de, daha önce uzun yıllardır İzmir, Ege Bölgesi ve hatta tüm ülkeden hastalara, gayet organize, etkili, kaliteli bir hizmet sunmakta olan, kadrosu ve alt yapısı ile oturmuş ve koordinasyonu gelişmiş, ayrıca eğitim ve öğretim ve araştırma, geliştirme konusunda da çok etkili olan hastanelerin, öğretim üyeleri, uzmanları ve asistanları bu hastaneye görevlendirilerek ‘kervan yolda düzülür’ yaklaşımı ile aniden Şehir Hastanesi devreye sokulmuştur” ifadelerini kullandı.

Personel yetersiz

İzmir’deki hastanelerin en önemli sorunun personel yetersizliği olduğunu belirterek bu sorunların acilen çözülmesi gerektiğini vurgulayan Akcan, “Bozyaka ve Tepecik başta olmak üzere, diğer bazı hastanelerden de öğretim üyesi, hekim ve asistan ile sağlık çalışanlarının şehir hastanesine görevlendirilmesi, bu hastanelerin tamamen çökmesine buralarda sağlık hizmetinin verilmesinde ciddi sorunlarla karşılaşılmasına yol açmıştır. Bu konu, bu hastanelerde çalışmakta olan personelin maddi manevi, mesleki ve moral olarak ağır koşullar altında kalmasına ve tükenmelerine yol açan bir durumdur. Bu personelin sorunlarına her yönü ile çözüm üretilmesi gerekmektedir. Kaldı ki görevlendirme ilkelerine uygun görevlendirmeler yapılmamıştır. Geçici görevlendirme süreçlerinde de hangi kriterlerin geçerli olduğu bilinmemektedir. Dolayısıyla yasal mevzuata uygun olmayan birçok görevlendirme ve geri görevlendirmeler adeta birer eziyet ve halini almıştır” şeklinde konuştu.

Hastaneler donanımsız bırakıldı

İnşaat firması tarafından, Şehir Hastanesi’nin tıbbi ve tıbbi olmayan tüm donanımı sağlanmış olması gerekirken, eski hastanelerin tıbbi ve tıbbi olmayan pek çok donanımının Bayraklı Şehir Hastanesi’ne taşınmış olduğundan dolayı hastanelerinin donanımsız bırakıldığını belirten Akcan, “Geride kalan hastanelerin hasta yükü, kalan personele oranla artış göstermiştir. Örneğin Tepecik ve Bozyaka’nın hacminin küçülmesi ile Atatürk Devlet Hastanesi’nin yoğunluğu çok belirgin bir şekilde artmıştır. Planlamaların yapılmadan, Şehir Hastanesi’nin aniden açılması, sağlık hizmetlerinde ciddi aksamalara da yol açmıştır. Bunun yasal bir işlem olmadığı, yapılmış sözleşmelere uyulmadığı aşikardır”  diye konuştu. 

Hastalar mağdur

Hasta mağduriyetleri yaşandığından dolayı sağlıkta şiddetin arttığını vurgulayan Akcan, “Hastanedeki sağlık çalışanları, Sağlık Bakanlığı’na bağlı personelken, sağlık çalışanları yanı sıra hastanede hizmet veren diğer yardımcı personel, inşaat firması tarafından temin edilmiş taşeron firmaların elemanlarıdır. İnşaat firması olabildiğince az eleman ile olabildiğince çok iş yapılmasını sağlamaya çalışarak kar amacı güttüğü için, tıbbi hizmetlere ek olarak verilmesi gereken her türlü destek hizmet yapılamamakta ve tıbbi hizmetler buna bağlı olarak gecikmekte ve yapılamamaktadır. Bu durum özellikle nöbetlerde ve ameliyathanede görülmektedir. Bu her şeyden önce hasta mağduriyetine yol açacak sorunlara sebep olmaktadır. Hasta yakınlarının da tepkisi ve hatta sağlıkta şiddetin artmasına yol açacak bir uygulama biçimidir. Bunun değiştirilmesi ve yeterli, eğitimli ve sabit sağlık personeli ile ünitelerin kendi iç yönetimleri ile hizmetlerini düzenlemeleri sağlanmalıdır” diyerek sözlerini noktaladı.

Asıl sorun sağlıkta dönüşüm programı

21 yıl boyunca Türkiye’de uygulanan ‘Sağlıkta Dönüşüm’ programı hakkında konuşan İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Doktor Süleyman Kaynak, “Sağlıkta Dönüşüm programının 4 özelliği bulunmakta. Bunlardan birincisi tüm sağlık çalışanlarının itibarsızlaştırılması, ikincisi hastaların müşterileşmesi, üçüncüsü eğitim ve araştırma hastanelerinin kışkırtılmış hasta profiline dönüşmesi ve dördüncüsü ise kamu kurumları olsun özel kurumlar olsun tüm kurumların kendi yağıyla kavrulmak zorunda kalmasıdır. Bunların hepsi birleşince bugünkü sağlık politikası çıkıyor” ifadelerini kullandı. Ayrıca Acil servislerdeki yoğunluğun asıl sebebinin MHRS sisteminin dolması ve insanların artık olağan poliklinik randevusu alamaz hale gelmeleri olduğunu da belirten Kaynak, “Bunun yanı sıra , acil servislerin 24 saat açık, ücretsiz olması , insanların mesai sonrası işgücü kaybı yaşamadan hızlı bir hizmet alma arayışı vb. nedenler söylenebilir” dedi.

Hekimlerimiz neden feragat etti?

Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi Acil Anabilim Dalı’ndan ayrılmaların sayısı ile yapılan Dekanlık açıklamasına değinen Kaynak, “Ayrılma gerekçesi olarak ‘feragat’ kavramının neyi karşıladığı da burada oldukça tartışmalıdır. Bu meslektaşlarımız durduk yerde neden ‘feragat’ etmişlerdir? Neden ihtisas haklarından vazgeçmişlerdir? Neye karşılık feragat edilmiştir? 8 hekim ise TUS’a girip kazanmış ve başlamışken neden yeniden TUS’a girmeyi göze alarak bu klinikten ayrılmıştır? Bu konu da izaha muhtaçtır. Kaldı ki bu tür yer değiştirmelerin yaygın olmasının zikredilmesi, artık, birçok klinikte benzer sıkıntıların yaygın olduğu kanaatini de pekiştiren bir itiraf yerine geçmiş olabilir” diye konuştu.

Editör: Tuğkan Üsküp