Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, memur ve memur emeklilerini kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde iki yıl geçerli olacak zam oranını belirlemek üzere toplanırken; Askeri İş Yerlerinde Görevli Kamu Çalışanları Sendikası (ASİM-SEN), Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK), Çalışanlar Birliği Sendikalar Konfederasyonu (CALIŞAN-SEN), Devlet Memurları Konfederasyonu, Kamu Çalışanları Hak Sendikaları Konfederasyonu (HAKSEN), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), YURT Sendikaları üyeleri, toplantının yapıldığı Sayıştay önünde açıklama yaptı.

Heyet emekçilerin ve kamu emeklilerin yaşadıklarından bihaber

"Resmi olarak 28 Temmuz'da başlayan toplu sözleşme sürecinin tıkanarak hakem heyetine götürülmesini biz 'bir oldu bittiye getirme telaşı' olarak görüyoruz" diyen HAKSEN Genel Başkanı Ayhan Çivi, şu ifadeleri kullandı:

"Biz konfederasyon olarak, aylardır, Türkiye'nin dört bir yanına giderek emekçilere neredeyse teker teker taleplerini sorduk. Bu süre zarfında diğer konfederasyonların taleplerini, yıllardır dile getirdiklerimizi ve varılan yeri; sözde toplu sözleşme sistemiyle emekçilerin neler kaybettiğini de değerlendirdik. Sadece halihazırda kamuda çalışmakta olan emekçilerin değil, emeklilerin taleplerini de bilhassa emeklilikle birlikte sorunların ne kadar katmerlendiğini açık etmek için emekli örgütleriyle birlikte değerlendirerek kamuoyuyla paylaştık. İktidarın temsilcisi olan kamu işveren heyetinin de aslında emekçilerin ve kamu emeklilerin yaşadıklarından bihaber olmadığını biliyoruz.

Hakem heyetinin geçmişteki pratiklerine bakarsak önümüzdeki 2 yıl 4,5 milyon kamu emekçisinin ve 2 milyon emeklinin aileleriyle ekonomik kriz karşısında açlık ve sefalete mahkum edileceğine işaret eden bu teklifi tasdik edeceği çok açık. Biz bu sürecin, yani toplu sözleşme sürecinin her aşamasıyla, hem biçimi hem yürütülme süreci ve usulü açısından bir bütün halinde sorunlu olduğunu defalarca söyledik, söylemeye de devam edeceğiz. Yıllardır toplu sözleşmenin sadece ağustos ayına sıkıştırılmasının bile bu sözleşmenin emekçilerden kaçırılma çabasını yansıttığını ve bu sürecin emekçilerin hayrına olmayacağının bir göstergesi olduğunu ifade ediyoruz."

4688 sayılı yasanın sendikalardan, emekçiden yana olmadığı çok net

KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, "Gelinen aşamada daha önceki 7 toplu sözleşme de olduğu gibi tüm söylediklerimizi, altını çizdiklerimizi doğruluyor. Tüm bu sürecin değişmesi, 4688'in tarihin çöp sepetine gitmesiyle mümkün olacaktır” dedi. Koçak, şu ifadeleri kullandı:

"Yetkili konfederasyon emekçilerin ve konfederasyonların tepkisiyle Hakem Kurulu'na başvurmaktan imtina etmiş olsa da bugün katılımlarıyla Hakem Kurulu'nun toplanabilmesini sağlayan konfederasyonların bu oyunu dürüst oynamadıkları açığa çıkmıştır. Zira konfederasyonların üye vermemesi durumunda hakem heyetinin toplanabilmesi için ihtiyaç duyulan 8 kişilik heyet oluşmamış olacak, yani toplanamayacaktı.

Burada yetkili konfederasyon biz elimizden geleni yaptık ancak işleyiş böyle Kamu İşveren Heyeti hakeme gitti demesine zemin hazırlamaya çalıştığını yani şimdiye kadar oynadığı oyunun başka bir türünü sahnelediğini görüyoruz. Hakem heyetinin bir çözüm olmadığını kendilerinin de defaatle ifade etmiş olmalarına rağmen iktidarın işveren heyeti olarak Hakem Kurulu'na gitmesi durumunda heyete dahil olarak heyetin işler hale getirilmesi hakem heyetine başvurmaktan farklı değil.

İş görüşmesine giden genç kız isyan etti: Sonra biz beğenmiyor oluyoruz
İş görüşmesine giden genç kız isyan etti: Sonra biz beğenmiyor oluyoruz
İçeriği Görüntüle

4688 sayılı Yasa'nın sendikalardan, emekçiden yana olmadığı çok net. Grevsiz toplu sözleşme hakkının kimin lehine olduğu da öyle. Bu nedenle bu yasa bağlamında yürütülen görüşmeleri biz bir toplu sözleşme süreci olarak görmüyoruz. Oluşumu, usulü her şeyiyle bir düzmeceden fazlası olmayan, hakem kurulunun da sonucu belli bir oyunun oyuncusundan fazlası değildir."

Kaynak: ANKA