Ortadoğu’da yaşanan iç savaş milyonlarca mülteci doğurdu. Savaş ortamından kaçan birçok insan, hayal ettikleri barışa kavuşamadan can pazarının içinde buldu kendini.

Milyonlarca mültecinin yeryüzünde sığınacak bir yer aradığı dönemde, tüm dünyayı sarsan fotoğraf 2 Eylül 2015’te Ege kıyılarında çekildi.

Ege üzerinden şişme botla Avrupa’ya sığınmak için yola çıkan ve botları batınca Ege kıyılarına vuran ‘Alan Kurdi’nin cansız bedeni, savaşların ve mültecilerin yaşadığı dramların sembolü oldu.

İlk kitabı ‘Mülteci İşçiler’den sonra mültecilerin yaşadığı sorunlara dair çalışmaya devam eden gazeteci-yazar Ercüment Akdeniz’in ikinci kitabı ‘Sığınamayanlar’ da hazır. Kitabını Alan Kurdi’ye adayan Akdeniz’in ‘Sığınamayanlar’ı Alan’ın ölüm yıldönümünde kitapçılardaki yerini alacak.

Evrensel Basım Yayın’dan çıkacak olan kitapta yazar, mülteci gerçeğinin egemenlerin fırsata çevirebilecekleri bir kriz mi, yoksa insanlığın büyük bir utançtan kurtulmak için çözmesi gerektiği ciddi bir sorun mu, sorularının cevabını arıyor.

Ercüment Akdeniz, bir yanda zirvelerde bir araya gelen devletlerin açıkladığı mültecilere destek fonlarına diğer yanda bu devletlerle sıkı ilişki içindeki şirketlerin silahlanma harcamalarına dikkat çekiyor.

Bu büyük çelişkiyi deşifre eden yazar, okuru, Türkiye’nin iç ve dış politikasındaki hamleleri de oyunun bir parçası olarak düşünmeye sevk ediyor ve egemenlerin mülteci gerçeği ile statüsüz bırakılan mültecilerin sığınamama gerçeğini yan yana duran iki fotoğraf gibi görmemizi sağlıyor.

Sınıfsal bir bakış ve çıkış yolu sunan yazar, “Suriyelilere vatandaşlık” tartışmalarını da emek ve sermaye bağlamında değerlendiriyor.

Editör: Haber Merkezi