DERLEYEN: FATMA KIRAN/ İZ GAZETE- İz TV ekranlarında Fatma Kıran’ın sunduğu Nüans programının bu haftaki konuğu, Dokuz Eylül Üniversitesi GSF Heykel bölümü mezunu, Multimedya Sanatçısı Ali Kanal oldu. Programda, Darağaç Kolektifi nedir, zanaat ve sanatın buluştuğu mahalle ve Darağaç Kolektif neler üretir, başlıkları altında mahallede atölyeleri bulunan sanatçılar, projeler, mahallenin yapısı, geçmişi ve geleceği konuşuldu.

Köklü bir geçmişe dayanan bu bölge zaman içinde küçük sanayi mahallesine dönüşmüşken sanat atölyelerinin burada açılmaya başlamasıyla zanaat ve sanatı birleştiren bir mahalle olma özelliğini üstlendi. Küçük sanayi bölgesiyken sanat atölyelerinin açıldığı bir mahalleye nasıl dönüştüğünü Ali Kanal şu sözleriyle anlatıyor:

“Alsancak liman arkası, İzmir’in tam merkezinde diyebileceğimiz bir bölge.  Biz Darağaç Kolektifi’ni kuran ekip olarak, DEÜ/GSF resim, heykel, fotoğraf vs gibi bölümlerden mezun birbirini tanıyan arkadaşlarız. Mezun olduktan sonra üretimlerimizi devam ettirebileceğimiz atölye arayışlarımız vardı ve İzmir’de kiralar çok yüksekti. 2014 yılının sonuna doğru ve tamamen şans eseri bu bölgeyi fark ettik. Çok fazla kullanılmayan alan vardı. Boşaltılmış hanelerin çoğu zamanla oto tamir ve benzeri atölyelere dönüşmüştü. İlk olarak arkadaşlarımız Ayşegül Doğan ve Güneş Topalöz’ün birlikte kurduğu atölyeyle birlikte biz de bir şekilde Darağaç Mahallesi’nde var olmaya başladık. Tamir atölyeleri olan ustalar ve mahallede yaşayan insanlar çok sıcaktı. Çünkü bizim orada olmamız mahalleli için de ilginç bir durumdu. Bildikleri sanat anlayışı dışında çağdaş sanata dair üretimlerimiz vardı. Sonra zamanla diğer arkadaşlarla atölyelerimizi bu mahalleden tutmaya başladık.’’

GÖKDELENLER Mİ KAZANACAK YOKSA KÜLTÜR SANAT YARIMADASI MI?

Kentsel dönüşüm gerekçesiyle ya da mahallenin sınırına kadar gelen gökdelenlerin çeşitli sebepler gösterilerek mahallenin içine girmesi sık konuşulan ve korkulan bir teori. Diğer bir teori ise mahallenin dokusu korunarak o bölgede İzmir için geniş çaplı bir kültür sanat yarımadası yapılabileceği düşüncesi. Bu iki senaryoyu da Ali Kanal şöyle aktarıyor:

“Darağaç Mahallesi bir yarımada şeklinde bu gökdelen ve inşaatlarla kaplanmış durumda. Dönüşüm sürecinin eninde sonunda Darağaç Mahallesi’ne geleceğini biliyoruz. Bu zamana kadar gelmemesinin sebebi mahallenin ikinci dereceden sit alanı olması ve mahalleye yüksek gökdelen yapılabilecek bir altyapı olmaması söylentileri. Mahalledeki en yüksek yapıdan daha yüksek bir yapı olamayacağı söyleniyor ama söz konusu Türkiye olduğu için maalesef emin olamıyoruz. Bu bizi korkutan kötü senaryo.

İyi senaryomuz ise şöyle: Darağaç Kolektifi olarak 2019 yılında mahallede yaptığımız sergiyi ziyarete gelen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in dile getirdiği düşünceydi. Mahallede bir dönüşüm olmalı ama bu dönüşüm mahallenin dokusunu koruyarak yapılmalı. Eski Rum-Ermeni evlerini, fabrikaları restore ederek geniş çaplı bir kültür sanat yarımadasına dönüştürülmeli. Bizim mahalleliyle birlikte isteğimiz de bu doğrultuda. Hem tarihi hem mimari hem de doku olarak kendine özgü bir yapıya sahip olan mahallenin yıkılıp gökdelenlerle dolması fikri çok korkunç.”

2 ÖNEMLİ DEĞER

Tabii ki bu kadar tarihi bir yerleşim yeri birçok değerli ismi de çıkarmış. Darağaç Kolektifi bu isimlerden ikisini anmak için mahallede anı evi yapmışlar. Bu isimlerden biri, ilk Mini Cooper aracının tasarımcısı 1906 doğumlu AlecIssigonis, bir diğer isim ise Altay ve Milli Takım futbolcumuz Gürcan Berk.

Bu iki ismin Darağaç serüvenini anlatan Ali Kanal, “Kökenleri 18. yüzyıla dayanan ve İzmir Buca’da yaşayan Issigonis ailesinin son ferdi AlecIssigonis. Darağaç Mahallesi’nde fabrikaları bulunan bir aileymiş. Alec 17 yaşında İngiltere’ye giderek makine mühendisliği eğitimi alıyor. Savaş makineleri, küçük otomobiller ve motosikletler tasarlayan Alec 1958 yılında ilk Mini Cooper model no:1’i tasarlıyor.

Gürcan Berk ise doğma büyüme Darağaç mahalleli. Altay, Beşiktaş ve Milli Takım’da forma giyen, 15 yaşına kadar Metin Oktay ile birlikte büyümüş. Son döneme kadar annesi ve babası mahallede yaşıyormuş. Tüm mahalleli de gider gelirmiş. Birkaç yıl önce babası vefat etmiş. 

Ayrıca zanaat ile sanatın iç içe geçtiğini söyleyen Kanal, “O aradaki ince çizginin yer yer iki tarafa da kaydığı bir durum var mahallede” dedi.

Pandemi döneminde bile yüksek korumalı tedbirlerle sergilerini gerçekleştiren Darağaç Kolektifi’n önümüzdeki günlerde gerçekleştirecekleri projeleri aktaran Kanal, “Her yıl Eylül ayının son cuma günü gerçekleştirdiğimiz serginin yedincisi bu yıl 30 Eylül’de olacak onun hazırlıklarına devam ediyoruz. Bu yıl diğer yıllardan farklı olarak uluslararası ve Türkiye içi kolektifler davet edilerek geniş çaplı bir Darağaç Kolektifi sergisi yapacağız. Yine bu yıl İzmir’deki büyük yangının yüzüncü yılı olması sebebiyle kültür sanat içerikli bir konuşma serisi hazırlığımız var. Ayrıca, mahallenin dokusu üzerinden tasarım dili oluşturacağımız bir çalışmamız olacak. Şimdilik projelerimiz bunlar ama mahallede sürekli bir hareketlilik ve üretim söz konusu” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi