KESK İzmir Kadın Meclisi, eğitim sisteminde toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemine dikkat çekmek amacıyla Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. KESK İzmir Kadın Meclisi adına açıklamayı okuyan Dilek Karakul, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) toplumsal cinsiyet eşitliği derslerini çarpıttığını öne sürdü. Karakul, bazı eğitimcilerin, müfredatta yer almayan cinsiyet eşitliği konularını işledikleri gerekçesiyle cezalandırıldığını belirtti. Verilen cezaların yalnızca öğretmenleri değil, aynı zamanda modern eğitimi hedef aldığını vurgulayan Karakul, MEB’in eğitimde gerici politikalar uyguladığını ifade etti.

Başkan Tugay Aliağa’da aşure lokmasına ortak oldu
Başkan Tugay Aliağa’da aşure lokmasına ortak oldu
İçeriği Görüntüle

Sendika tarafından yapılan açıklama şu şekilde:

"Sendikamız Eğitim Sen tarafından 8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü vesilesiyle yıllardır olduğu gibi bir ders saatinde “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dersi” yapılacağı ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratılacağı duyurulmuştu. Ancak Millî Eğitim Bakanlığı, 10 Mart tarihinde sendikamızın aldığı karara dayanarak yapılan toplumsal cinsiyet eşitliği temalı dersleri çarpıtarak kamuoyunu yanıltmaya çalışmış, suçlayıcı ve gerçek dışı açıklamalarda bulunmuştu. 12 Haziran 2025 tarihinde ise Bornova İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından sendikamız yöneticileri İzmir Eğitim Sen 4 Nolu Şube Kadın Sekreteri Evren Nesil Dinçer Çalık, Mali Sekreteri Erdal Balcı ve üyemiz Nurşen Turan Öğüt hakkında 10 Mart 2025 Pazartesi günü girdiği derslerde “müfredatta yer almayan toplumsal cinsiyet eşitliği konularını işledikleri” gerekçesiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/B-a maddesi uyarınca "kınama" cezası verilmiştir.

Bu karar öğretmenlik mesleğinin özerkliğine, bilimsel eğitime ve sendikal haklara açık bir müdahaledir

Bu karar, yalnızca bireysel bir cezalandırma değil, aynı zamanda öğretmenlik mesleğinin özerkliğine, bilimsel eğitime ve sendikal haklara açık bir müdahaledir. Eğitim Sen olarak defalarca belirttiğimiz üzere, toplumsal cinsiyet eşitliği yalnızca akademik bir kavram değil,demokratik, cinsiyet eşitlikçi bir eğitim anlayışının ayrılmaz bir parçası ve aynı zamanda adaletin tesis edildiği, insan haklarının esas alındığı, eşit, özgür, demokratik bir toplumun temel taşıdır.UNESCO, Avrupa Konseyi ve birçok uluslararası kurum, eğitim sistemlerinin toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alması gerektiğini vurgulamaktadır.

MEB, bilimsel gerçeklerden uzak bir biçimde bu kavramı “tehdit” olarak gösteriyor

Ancak MEB, bilimsel gerçeklerden uzak bir biçimde bu kavramı “tehdit” olarak göstermekte, kadın-erkek eşitliğini hedef alan, geleneksel cinsiyet rollerini mutlaklaştıran ve gerici bir bakış açısını dayatmaktadır. Eğitim Sen’in toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı eğitim talebi kriminalize edilmek istenmekte, kamu emekçileri cezalandırılmakta, sendikal faaliyetler baskı altına alınmakta ve susturulmak istenmektedir. Öte yandan Millî Eğitim Bakanlığı iktidara yakın sendikalar, dini tarikat ve cemaatlerle kurduğu ittifaklarla yalnızca öğretmenleri değil, çocuklarımızı ve toplumsal yaşamın tüm alanlarını hedef alan gericileştirme politikaları yürütmektedir.

Bu “cezayı” ve baskıcı uygulamaları kabul etmiyoruz

MEB’in bu gerici ve baskıcı tutumuna karşı durmak, tüm eğitim emekçilerinin ve demokratik kitle örgütlerinin sorumluluğudur. Eğitim Sen olarak, üyelerimiz Evren Nesil Dinçer Çalık, Erdal Balcı ve Nurşen Turan Öğüt nezdinde yapılan bu hukuksuzluğa karşı gerekli hukuki ve sendikal süreci kararlılıkla yürüteceğimiz, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğimiz bilinmelidir. Bu “cezayı” ve baskıcı uygulamaları kabul etmiyoruz. Eğitim hakkı, cinsiyet eşitliği ile güçlenir; özgür ve adil bir toplumun temelini ancak eşitlikçi bir eğitim anlayışı oluşturur. Eğitim Sen, tüm bu baskılara karşı toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini sürdürmeye devam edecektir."

Kaynak: BASIN BÜLTENİ