Dokuz Eylül Üniversitesi Müzik Eğitimi Şan Bölümü’nden mezun olduktan sonra farklı bir iş alanına yönelen şu anda ofis mobilyaları ve inşaat sektöründe iki şirketin sahibi olan Huriye Serter ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Müzik mezunu olmasının kendisine ‘farklı yönlerini ortaya çıkabilme ve fark edilebilir olma şansı’ verdiğini belirten Serter, başkaları için ne yapabilirim düşüncesi ve örgütlü mücadeleye inancı ile kadınlar için çalışmaya başlamış. Geçtiğimiz hafta yapılan seçime kadar 11 yıl boyunca İzmir İş Kadınları Derneği’nin yönetim kurulu başkanlığı yapmış ve şu anda da İzmir Kadın Kuruluşları Birliği’ne başkanlık yapan Huriye Serter; kadın mücadelesine dair açıklamada bulundu.
GÜÇLÜ KADIN VE TOPLUM
Kadının, ekonomik bağımsızlığını elde ettiği sürece toplumda yer alacağının altını çizen Serter şöyle konuştu: “Ancak ekonomik özgürlüğü olan kadın gerçekten özgürdür. Bunu çok önemsiyoruz. Kadının iş yaşamında var olması çok önemli. İş yaşamında kadınların önünü açmalı, onların çalışamamasının önündeki tüm engelleri kaldırmalıdır. Bunu gerek özel sektör gerekse kamudan bekliyoruz. Kadının çalışamamasındaki en büyük engel ataerkil yapımızdaki ‘çocuk bakımı’, ‘yaşlı bakımı, ‘ev işleri’nin kadının görevi gibi kabul edilmesidir. Bu anlayışı da yıkıp erkek ve kadın bu işleri eşit paylaşmalı, kreşler, yaşlı bakım evleri açılarak kadının önündeki bariyerler kaldırılmalıdır. Ve kadın da iş yaşamında var olmalıdır. Kadının eğitimine önem verilmeli; sadece çalışması değil, yükselebilmesi de sağlanmalıdır. Bunu sağlamak hem özel sektör hem de devletin görevidir. Yerel yönetimlere de bu konuda çok iş düşmektedir. Kadın kazanırsa dünya ekonomisi kazanacaktır. Kadınlar dünya ekonomisinin itici gücü olabilirler, şartlar ve koşullar bu yönde iyileştirilmelidir ki kadın bu potansiyelini kullanabilsin.”
UYGULANMAYAN YASALAR
Türkiye’de ve dünyada giderek artan kadına yönelik şiddet olaylarıyla birlikte kadın mücadelesinin de daha fazla arttığını vurgulayan Serter, “Artan şiddet ve cinayetler artık hepimize büyük bir üzüntü ve umutsuzluk getirmeye başladı. İnsan haklarıyla ilgili yasalarımız aslında mevcut. Kadın haklarıyla ilgili de imzaladığımız pek çok yasa var. İstanbul Sözleşmesi de bunlardan biri. Keza, Cedaw (Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi) ve 6284 Sayılı kanunlarımız var. Fakat maalesef uygulanmıyor. İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayan ülkeyiz ama şimdi maalesef ‘ne gerek var aileyi dağıtacak’ deniyor. Bütün bunlar düzene girmediği sürece, yasalar uygulanmadığı sürece kadın cinayetleri sürecektir.” diye konuştu.
EĞLENME GÜNÜ DEĞİL!
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün bir güne sığdırılmaması gerektiğini ve Kadınlar Günü’nün eğlenilecek bir gün olmadığını söyleyen Huriye Serter şu mesajları verdi: “Kadınlar Günü, bir güne sığdırılan bir etkinlikmiş gibi yaşanmamalı. Şarkıyla türküyle kutlanacak bir gün gibi görülmemeli. Kadınlar haklarını kullanamıyorlarsa, siyasette, iş dünyasında, sosyal yaşamda var olamıyorlarsa, her gün tacize, şiddete uğruyor öldürülüyorlarsa biz bu günü eğlenip kutlanılacak bir gün olarak görmüyoruz. Kadınlar gününün anlamını ve içeriğini herkes iyi anlamalı, burada belki bizlere biraz daha önemli görevler düşüyor. Hem biz kadınlara hem de basınımıza, görsel medyaya, yerel yönetimlere de tabii ki. Kadınlar günü eğlenilecek bir gün olarak görülmemelidir. Düzenlenen organizasyonlar bu doğrultuda yapılmalı, bizlerin de fikirleri alınmalı, tüm kadın hareketi tek bir doğrultuda tek yürek olmalıdır. Artık güçlü kadınları görünür kılmanın, onların rol modeller olarak genç kadınları etkilemelerini sağlamanın zamanı. Sadece görünür kılmak değil, böyle kadınları var etmenin, genç kızlara, onların eğitimine yetiştirilmesine yatırım yapmanın zamanı. Çünkü on yıl sonra nasıl bir dünyada yaşayacağımızı bugün onlara sağladığımız fırsatlar ve ekonomik olarak yaptığımız yatırım belirleyecektir. Bütün bu çizdiğim kötü tabloya rağmen biz kadınlar umudumuzu yitirmiyoruz. Bugün bunun sinyallerini pek çok alanda görüyoruz. Yeni kadın liderler her yerde ve çok başarılılar. Yeter ki önümüze engel çıkarmasınlar.
Ben inanıyorum bu yüzyıl, kadınların yüzyılı olacaktır.”
