CEREN DUMAN/TUĞÇE KAŞ-İZ GAZETE - Alsancak’ta yaşayan trans kadın Hande Buse Şeker'in, 9 Ocak günü polis memuru V.H. tarafından öldürüldüğü iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görüldü. Mahkeme Başkanı, duruşmanın kapalı (seyircisiz) yapılmasına karar verdi. Ayrıca, sanık avukatı yayın yasağı getirilmesini talep etti. Mahkeme Başkanı, dosyadaki eksiklerin tamamlanması amacıyla duruşmayı 13 Eylül'e erteleyerek, sanığın tutuklu yargılanmasının devamına karar verdi.

Karara ilişkin, Genç LGBTİ Derneği, 7. LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi, Lavender LGBTİQ+ Ege Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Topluluğu, Dokuz Eylül Üniversitesi Eşit Şerit Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Topluluğu, İzmir Barosu önünde basın açıklaması düzenledi.

Basın açıklamasında seks işçisi trans kadın Buse Şeker’in kendi evinde müşteri olarak gelen bir polis memuru tarafından tabanca ile öldürülmesinin, yaşanan nefret cinayetlerinin toplumda yer alan mağdur suçlayıcı dilden kaynaklandığına dikkat çekildi.

Bugün İzmir 4. Ceza Ağır Mahkemesinde görülen duruşmaya Genç LGBTİ+ Derneği, İzmir Barosu, İnsan Hakları Derneği ve Cinsel Şiddete Karşı Hukuki Yardım Derneği katılma talebinde bulunmuştu. Fakat talep, mahkeme tarafından suçtan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddedilmişti.

“KAMUOYU BU CİNAYETİN TAKİPÇİSİDİR”

Talebin reddine ilişkin açıklama yapan LGBTİ+ dernek ve komite üyeleri, “Bilinmektedir ki nefret suçları yalnızca olayın mağdurunu değil, mağdurun içinde bulunduğu grubun tüm öznelerini etkilemektedir. Bu nedenle LGBTİ+ haklarını korumakla sorumlu olan tüm sivil toplum örgütleri suçtan zarar görmüştür. Bu kararın hemen ardından mahkeme gerekçesini açıklamadan duruşmaya kapalı devam etme kararı aldı. Mahkeme salonunun tamamen dolu olması kamuoyunun bu cinayetin takipçisi olduğunun göstergesidir. Tüm bunlara rağmen biz bu davanın takipçisi olmaya ve sesimizi her yerde duyurmaya devam edeceğiz.” açıklamasında bulundu.

“FAİL YALNIZCA CİNAYETİ İŞLEYENLER DEĞİLDİR”

Dernek ve komite üyeleri trans cinayetlerinin faili yalnızca cinayeti fiilen işleyenler değildir vurgusunda bulunarak, “LGBTİ+’lara ve seks işçilerini yok sayan cisseksist-heteroseksist-patriarkal bu sistemin bize dayattığı ve razı gelmemizi beklediği, bizler için baskı, korku, utanç, yok sayılma ve ölüm anlamına gelen bu döngüyü kabul etmiyoruz. Hepimiz için yaşanabilir bir dünyayı arzulamaktan ve inşa etmekten vazgeçmeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi