Gizem TABAN/İZ GAZETE- Türkiye, her geçen gün; kadına yönelik cinsel saldırı, şiddet ve cinayet haberleriyle sarsılıyor. AKP Hükümeti’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi kararı almasının ardından giderek artan kadın katliamlarına tepkiler sürüyor. Özellikle son dönemde artış gösteren kadın katliamlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan İzmir Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Perihan Çağrışım Kayadelen, İzmir’de başından vurulmuş halde bulunan Şenay Ay olayının şüphelisi Muhammet Sayın’ın ifadelerini değerlendirirken Aleyna Çakır ve Esra Hankulu’nun ölümünün baş şüphelisi Ümitcan Uygun’un tutuklanmamasını değerlendirdi. Kayadelen, devletin bilinçli olarak kadınları korumadığını kaydetti.

‘FAİLLER ARTIK ORTAK HAREKET EDİYOR’
Muhammet Sayın ile kaldıkları otelde başından vurulmuş halde bulunan Şenay Ay olayına yönelik konuşan Avukat Perihan Çağrışım Kayadelen, Şenay Ay cinayetinin şüphelisi Sayın’ın, Şenay Ay’ı kendisinin vurmadığını, o sırada banyoda olduğunu ve silah sesini duyarak dışarı çıktığında kadını kanlar içinde bulduğu yönündeki ifadesini değerlendirdi. Avukat Kayadelen, “Şüphelinin ifadeleri diğer faillerin ifadelerine benziyor. Failler artık ortak hareket ediyor, ifadelerinin çoğu ortak söylemlerden oluşuyor. Çünkü failler birbirlerinden öğreniyorlar, ‘nasıl daha az ceza alırım ya da hiç ceza almadan nasıl kurtulurum’ yönünde ifade vermeye çalışıyorlar. Bunun temelinde ne yazık ki cezasız bir devlet sistemi yatıyor. Özellikle son dönemde kaybedilen kadınların, kaçırılan kadınların boş bir ormanlık alanda bulunmasının temel sebebi faillerin ortak akılla hareket ediyor olması.  Azra’yı parçalara ayırıp ormana atan fail, bunu nereden öğrendi? Pınar Gültekin olayından” diye konuştu. 

‘GÜVENDİKLERİ ŞEY HÜKÜMET’
Aleyna Çakır ve Esra Hankulu’nun ölümünün baş şüphelisi Ümitcan Uygun’un tutuklanmaması hakkında hükümeti eleştiren Avukat Kayadelen, “Ümitcan Uygun tutuklanmadığında, devlet göz göre göre bir kadının daha ölümüne sebebiyet verdi. Bunun başka bir açıklaması yok. Bu kişi neredeyse seri bir kadın katili olma yolunda ilerliyor ve maalesef devlet tarafından korunuyor. Ölen diğer kadının sorumlusu tamamen devlet! Ümitcan Uygun’un ağabeyi Erol Uygun, Pucca adıyla bilinen sosyal medya fenomen ve yazar Pınar Karagöz’e açıkça tehditler savuruyor. Fütursuzca, hiçbir şeyden korkmadan bu şekilde tehdit edebiliyorlar. Bu cesareti nereden alıyorlar? Güvendiği bir şey olmasa bu şekilde konuşabilirler mi? Elbette güvendikleri bir şey var ve maalesef güvendikleri şeyin hükümet olduğu ortada” dedi.

‘EN İYİ İHTİMALLE AÇIK BİR İHMALDİR’
Ümitcan Uygun’un, babası Durak Uygun’un İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile bağlantısı olması sebebiyle tutuklanmadığı iddialarına ilişkin konuşan Avukat Kayadelen, “Bu iddialarla ilgili biz zaten bir suç duyurusu hazırlığı içerisindeyiz. Bu iddialar çok ciddi. Aleyna Çakır’ın adli tıp raporunun değiştirildiği veya ona göre hazırlanması yönünde talimat verildiği yönünde iddialar var. Bunların açığa çıkartılması lazım. Eğer bir hukuk devletinde yaşadığımızı söylüyorsak, sorumlusu kim ise; bunun bir bakan olması veya bir bürokrat olması bir şey ifade etmiyor. Bir kadın öldü ve bu kadın öldükten sonra bu şahıs tutuklanmadı. Bir kadının daha ölümüne sebebiyet verdiniz. Bu, en iyi ihtimalle açık bir ihmaldir!” ifadelerini kullandı.   

‘BİLİNÇLİ OLARAK KORUMUYOR’
Devletin kadınları koruma isteği olmadığını belirten Avukat Kayadelen, “Devlet zaten kadınları koruma gibi bir isteği olmadığını İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek açıkça gösterdi. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığından bu yana bir delilik hali yaşıyoruz. Her gün katlanarak kadın katliamı yaşanıyor. Devlet, faillere etkili bir soruşturma ve kovuşturmayla hızlı bir şekilde yargılayıp cezasını en üstten vermediği ve mağduru değil faili korumaya devam ettiği sürece bu katliam durmayacak. Maalesef ki devlet, bilinçli bir şekilde kadınları korumuyor. Ve bu da her geçen gün daha fazla kadının katledilmesine ve cinsel saldırıya uğramasına sebep oluyor. Cezasızlıktan güç alan failler daha fazla şiddet uygulamaya ve öldürmeye yöneliyor. Bir tane devlet yetkilisi çıkıp ‘Kadın katillerinin karşısında hükümet olarak biz varız, bundan sonra tek bir kadının dahi ölmesine izin vermeyeceğiz’ şeklinde açıklama yapabilseydi bu kadar kadın öldürülmezdi. Çünkü devletin ortaya koyacağı tavır bu katliamın önüne geçebilirdi. Ama tek bir yetkili makamdan böyle bir açıklama duymadık” açıklamalarında bulundu.

Editör: Haber Merkezi