Gizem TABAN/İZ GAZETE- Kamu emekçileri ile hükümet arasında yapılacak olan 7’nci Dönem Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri 1 Ağustos itibarıyla başladı. Görüşmeler devam ederken, yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü nedeniyle geçim sorunu yaşayan kamu emekçileri 16 Ağustos’ta 1 günlük grev yaptı. İzmir’de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İl Müdürlüğü önünde toplanan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na bağlı (KESK) üyeler, müzik ve oturma eylemi içeren eylemde genel grev çağrısı yaptı. Kamu emekçileri adına basın açıklamasını okuyan KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven, hükümete seslendi. Basın açıklaması esnasında emekçiler, ‘Direne direne kazanacağız’, ‘İnsanca bir yaşam istiyoruz, ‘Hükümet zammını al başına çal’ sloganlarıyla hükümetin TİS teklifini protesto etti

df1e4396-8c92-4a0f-be7a-aad53f8ab495

Şaka gibi ama gerçek

Kamu emekçilerinin sorunlarını ve taleplerini içeren basın açıklamasını okuyan KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven, hak ve özgürlüklerine sahip çıkan kamu emekçileri olarak, KESK’liler olarak bugün Türkiye’nin dört bir yanında alanlarda, sokaklarda olduklarını ifade etti. Hükümetin geçtiğimiz günlerde açıkladığı, 6 milyonu aşkın kamu emekçisi ve emekliyi ilgilendiren TİS teklifini hatırlatan Güven, “Buna göre hükümet bizlere altışar aylık dilimler halinde 2024 yılı için yüzde 14+ yüzde 9 maaş artışı, 2025 yılı için ise yüzde 6+ yüzde 5 maaş artışı teklif etti. Şaka gibi ama ne yazık ki gerçek! İktidar Merkez Bankasının hedeflediği, ama her zamanki gibi tutmayacağı bugünden belli olan enflasyon oranlarının bile altındaki teklifi ile hepimizle açıkça alay etmiştir. Üstelik hükümetin tırnak içinde teklifinde tüm kamu emekçilerinin ortak taleplerine ve 11 hizmet kolunun taleplerine dair tek cümle edilmemiştir. Tüm bunlar ‘müzakereler devam ediyor’ denilip geçiştirilmiştir. Kısacası ilk toplantının yapıldığı 1 Ağustos’tan iki hafta sonra gelinen yerde dağ fare doğurmuştur” diye konuştu.

4162872f-f40d-4dcb-8b39-54ffb59ede97

Sefalet ve tehdit var

Hükümetin TİS teklifine kamu emekçilerinin taleplerini içermediği gerekçesiyle tepki gösteren KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Güven, “Çalışma Bakanı haftalardır ‘müzakerelerimizin tüm tarafları memnun edecek şekilde hayırla sonuçlanacağını ümit ediyorum’ açıklaması yapıyor. Bizde buradan soruyoruz, bu teklifte 4 milyonu aşkın kamu emekçisini, 2 milyonu aşkın kamu emeklisini memnun edecek ne vardır? İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret artışı var mı? Yok! Taban aylığımıza yansımayan 8 bin 77 TL tutarındaki ilave seyyanen ödeneğe ilişkin bir adım var mı? Yok! Barınma hakkı kapsamında konutu olmayan kamu emekçisine kira yardımı var mı? YOK! Hangi ad altında olursa olsun emekli maaşlarımızı adeta kemiren, tüm ek ödemelerin taban aylığımıza, emekliliğimize yansıtılması var mı? Yok! Büyümeden, refahtan pay var mı? Yok! Yıllardır maaşlarımızı dilim dilim buharlaştıran gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesi var mı? Yok! Ücretsiz servis, yemek, ulaşım taleplerine ilişkin bir adım var mı? Yok! Vekil, ücretli, taşeron, sözleşmeli, İHS’li gibi farklı adlar altında sürdürülen güvencesiz istihdama son verilmesi, güvencesiz istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesi var mı? Yok! Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılması ve söz konusu kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesi var mı? Yok! Kayırmanın, torpilin kapısını sonuna kadar açtığını kabul ettiğiniz, seçim öncesi sözünü verdiğiniz mülakatın kaldırılması var mı? Yok! Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulması var mı? Yok! OHAL KHK’leri ile sorgusuz-sualsiz işinden ekmeğinden edilen kamu emekçilerinin görevine iadesi, 7 yıldır yaşadıkları zulme son verilmesi var mı? Yok! Bizim için en önemlisi grev hakkı ile tamamlanmış gerçek toplu sözleşme sistemi, demokratik bir çalışma yasasına ilişkin tek bir cümle var mı? Yine yok! Çünkü aslında ortada bir toplu sözleşme teklifi yok! Peki, ne var; 4 milyonu aşkın kamu emekçisini çalışırken daha fazla yoksullukla, 2,5 milyon emekliyi ise daha fazla sefaletle tehdit var!” ifadelerini kullandı.

bc1e8d1e-ce0e-4a7c-8666-ada99443af0f

Bizim için yok hükmünde

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmadığına dikkat çeken Güven, iktidara yakınlığıyla bilinen yetkili memur sendikası Memur-Sen’i de eleştirdi. Ülkedeki açlık ve yoksulluk sınırını vurgulayan Güven, şunları söyledi: “Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı Temmuz 2023 itibari ile 38 bin TL’ye ulaşmıştır. Buna rağmen kamu işvereni 2 gün önce açıkladığı teklifi ile mevcutta 22 bin TL olan eşi çalışmayan, iki çocuklu en düşük kamu emekçisi maaşının (15/1 hizmetli) tam iki yıl sonra 30 bin 425 TL olmasını vaat ediyor. Yine bugün 20 bin 350 TL olan bekar, en düşük kamu emekçisi maaşının ise iki yıl sonra 28 bin 145 TL olmasını vaat ediyor.  Üstelik bu rakamların içinde taban aylığımıza yansıtılmayan, dolayısıyla emekli aylıklarımıza yansıtılmayan ilave seyyanen ödenek tutarlarının olduğunu açıklıyor. Birileri ise çıkmış hala ‘hükümetin teklifini revize etmesini bekliyoruz’ diye dem vuruyor. Bizleri bu kadar aşağılayan bir teklifi üç beş puan artırarak revize etmek mümkün değildir. İktidarın kendi enflasyon hedeflerinin bile altında kalan, TÜİK’in sanal rakamlarına dayalı bu teklif bizim için yok hükmündedir.”

Genel grev çağrısı

“Buradan tüm kamu emekçilerine, emeklilere sesleniyoruz” sözleriyle açıklamalarını sürdüren Güven, genel grev çağrısı yaptı. Güven, şöyle konuştu: “Hepimize dayatılan bu yoksulluğa dur deme vakti gelmedi mi? Temmuz maaş artışlarında en büyük darbe sizlere vuruldu, 12 milyon emekli gözlerinin içine baka baka aldatıldı. Milyonlarca emekli kök aylığı 6 bin TL’nin altında kaldığı için yüzde 25’lik artıştan bile yararlanamadı, aylıkları bir kuruş bile artmadı. Üstelik emekliye verilen yüzde 25 maaş artışından 12 gün sonra çıkıp dalga geçer gibi ‘2023 enflasyonunu yüzde 58 olarak güncelledik’ açıklaması yapıldı. Bu sefalete dur deme vakti gelmedi mi?  Bugün ya bizleri yok sayan bu yoksulluk, sefalet, güvencesizlik teklifine boyun eğeceğiz. Ya da hangi sendikaya üye olursak olalım kamu emekçisi ile emeklisi ile ‘hak verilmez mücadele ile alınır’ diyerek ortak sorunlarımız, taleplerimiz için mücadeleyi yükselteceğiz. Kamu işvereni olan hükümetin sesimize kulaklarını kapatamaması, üzerinde pazarlık yapılabilecek yeni ve gerçek bir teklif sunması bizlere bağlı. Bunun için KESK olarak hükümetin hepimize sefalet-yoksulluk ve güvencesizlik dayatan ilk teklifine karşı ilk uyarımızı yapıyoruz. Üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz. Bu daha başlangıç, mücadeleye devam diyoruz. Bu yasa artık geçersizdir, 5,5 Milyon kamu emekçisi ve emeklisinin taleplerini karşılamamaktadır. Tüm konfederasyonları gerçekten grevli TİS’li bir sendika hakkı ve emekçinin toplu sözleşmesi için birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Bu anlamda artık hükümetin masası haline gelen emekçileri aşağılayan bu masadan kalkın emekçinin TİS masasında buluşalım. Eylül-Ekim bütçe döneminde grevli TİS’li bir yasa ile TİS imzalayalım. Bunun dışında emekçinin onaylamadığı hiçbir imza meşru olmayacaktır.”

Editör: Duygu Kaya