Son bir yıldır İzmir’de büyük huzursuzluklar olduğunu söyleyen Çakmak, “Bu durum, kenti yönetenlerden kaynaklanıyor. Dün bizden oy isteyenler bugün cebimizdeki parayla, emeğimizle uğraştılar. Kentimizde son bir yıldır ayrıştırarak, çarpıştırarak, haklın önüne atarak bizi ötekileştirdiler, çalışma barışını bozdular. Bir çağrım olacak; kentte kavgayı bırakın. Birlikte olmayı bilelim, birlikte yönetmeyi de bilelim” dedi.
İzTV’de yayınlanan Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’in konuğu Türk İş Ege Bölge Başkanı Hayrettin Çakmak oldu. İzmir’de devam eden işçi direnişleri ve grevlerin konuşulduğu programda yaşanan sorunların çözümü için yöneticilerin irade sergilemesi gerektiği vurgulandı. Başkan Çakmak, yaşanan huzursuzlukların kenti yönetenlerden kaynaklandığını söyleyerek barışın inşa edilmesi çağrısında bulundu.
Kentteki işçi direnişlerindeki son durumu anlatan Çakmak, “Temel Conta’yı ayrı bir parantez içinde tutuyorum. Çünkü işveren 264 gündür TİS masasına oturmuyor. Yaz kış demeden direndi arkadaşlarımız. 17 bin lira maaş alıyorlardı. Ayın 9’unda bir mahkeme var. Bu konuyla ilgi pes etmeyeceğiz. İnanılmaz bir birliktelik var. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bu masa bizim için tabiri caizse namus meselesi. Sahip çıkacağız. Digel Tekstil’de de direnişimiz 228 gündür Serbest Bölgenin önünde sürüyor. Orada yetki sürecimiz sürüyor. Mobbinge, baskıya ve tacize karşı bir direniş var. Örgütsüz yerlerde bu tarz sıkıntılar çok fazla. TPI’da ise 113 gündür toplu sözleşme masasındaki hak mücadelesi var. ABD menşeili bir firma ve orada konkordato ilan etti. Buraya yansımaları olmaması için elimizden geleni yapıyoruz. Üretimin devam etmesi için çabalıyoruz. Umarız burayı toparlayıp üretime başlayacağız. Ancak toplu sözleşme masasında taleplerimizi söylemeye devam edeceğiz. İşçinin istemediği bir sözleşmeye imza atmamız mümkün değil. Grev iki ucu kesken bıçaktır. Bunu sokakta yaşadığım tecrübelerle söylüyorum. Uzlaşma masasına her zaman varız” açıklamasında bulundu.
"Kazanımla sonuçlandı"
Koop İş’in sona eren grevine değinen Çakmak, “Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarındaki grev bağıtlandı. 5 gün süren grev kazanımla sonuçlandı. Yöneticiler Kamu Çerçeve Protokolü’ne uymak istemedi. Bu yüzden greve çıkıldı. İlk günden iyi bir baskı yapıldı. Ancak direnemediler. Kamu Çerçeve’de ne fark varsa aynı ücrete tabi olacaklar. Emek veren herkesi tebrik ediyorum. Hayırlı olsun. Kazanan işçi olsun da ne olursa olsun” dedi.
"Kavgayı bırakın"
İzmir’de emekçilere karşı önyargıların oluşmasına neden olan sorunların giderilmesi gerektiğinin altını çizen Çakmak, “İzmir’de 1 milyon 200 bin emekli var. Bir araştırma yapılmış. Yarısına yakını mutsuz. Bu kent kuruluşun ve kurtuluşun kenti. Avrupa’ya açılan bir kent. Ege’nin incisi. 2001 yılından beri bu şehirde yaşıyorum. Son bir yıldır çok büyük huzursuzluklar var. Bu, kenti yönetenlerden kaynaklanıyor. Dün bizden oy isteyenler bugün cebimizdeki parayla, emeğimizle uğraştılar. Çalışma hayatında ilk kez bordroların sahnelerde uçuştuğunu gördüm. Kentimizde son bir yıldır ayrıştırarak, çarpıştırarak, haklın önüne atarak bizi ötekileştirdiler, çalışma barışını bozdular. Bunu yapanlar yöneticiler oldu. Cemil Bey bu sene bu işi biraz bozdu. Hâlâ durulmuş değil. Şimdi de 130 işçi ücretsiz izne çıkarılmış. Bir an önce toparlanmalı, barış inşa edilmeli. Bu kent barış kentidir. Bugün İzmir’de çok acı bir tablo var. Emekçilere saygı duymaya ben de saygı duymam. Bu yaptıklarınız size kâr getirmez, eksi yazar. Uzlaşmalısın, diyalog içinde olmalısın. Bir çağrım olacak; kentte kavgayı bırakın. Birlikte olmayı bilelim, birlikte yönetmeyi de bilelim. Bizi yaşatın ki siz de yaşayın. Üzülüyorum, işçinin parasını konuşan bir yönetici olamaz” şeklinde konuştu.
"İz bırakmış biri"
Görevi bıraktığını açıklayan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı’ya dair de konuşan Çakmak, “Memiş Bey, bu kentte iz bırakmış birisi. 1 Mayıslarda Tertip Komitesi’ni birlikte yürütüyorduk. Türkiye’de olmayan birlikteliği burada yönetiyoruz. Yapmış olduğu hizmetlerden dolayı kendisine teşekkür ediyoruz. Grev süreci İzmir’de DİSK’i yıprattı. Her iki taraf için de iyi olmadı. Herhâlde burada bir bedel ödendi. Onu da Memiş Bey ödedi sanırım. Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Sonuç itibariyle işçi sınıfının temsilcisiydi. 13 yıldır da görevdeydi. Bundan sonraki süreçte başarılar dilerim” ifadelerini kullandı.
"Biz büyümüyoruz"
Türkiye’nin ikinci çeyrekte 4,8 büyüdüğünün açıklaması konusunda da değerlendirmelerde bulunan Çakmak, “Ben büyümedim. Kim büyüdüyse söylesinler. Benim önümde de veriler var. Memurlar üstünden gidelim. En düşük memur maaşı 41 bin lira. 14 yıl çalışması lazım bir ev alabilmesi için. Bu nasıl bir büyüme? Bize yansımadı maalesef. En düşük emekli maaşı 16 bin lira, asgari ücret 22 bin lira, kamu işçisinin en düşük ücreti 49 bin lira. Kim büyümüş? Şu büyümeyi rakamlarla değil de bizim dilimizden bir anlatsınlar da anlayalım. Büyüyoruz deyince umutlanıyoruz. İhracat rakamlarına da bakıyoruz ama büyümüyoruz. Büyüyen varsa çıksın karşıma söylesin” açıklamasında bulundu.
“Bu yıl 4. yılım bitiyor. Her yıl basınla buluşuyorum. 8 Eylül’de de değerli basın emekçileriyle kahvaltıda buluşacağız. Bir yılda neler yapmışız bunları anlatacağız. Basın emekçileri bizler için çok kıymetli.”