Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi, 13 Mayıs Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü etkinlikleri kapsamında 3 Mayıs 2025 tarihinde Tarihi Havagazı Fabrikası’nda görkemli bir gala gecesi gerçekleştirdi. Uzun yıllardır mesleğe emek vermiş isimlerin onurlandırıldığı bu anlamlı buluşma, mesleki dayanışmanın en güçlü örneklerinden birine sahne oldu.

Katılımın yüksek olduğu gecede; akademiden kamuya, özel sektörden öğrencilere kadar birçok paydaş bir araya geldi. Etkinlikte, peyzaj mimarlığının yalnızca bir meslek değil; doğaya, kente ve topluma karşı sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimi olduğuna vurgu yapıldı.

Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şube Başkanı Salih Yeşilbaş’ın konuşmasının tam metni

13 Mayıs Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü, bizim için yalnızca bir kutlama değil, bir hatırlayıştır. Bu ülkenin doğasına, insanına, kültürüne, belleğine duyduğumuz bağlılığın ve mesleğimizin toplumsal sorumluluğunun yeniden altını çizdiğimiz bir gündür. Aynı zamanda, hepimizin yüreğinde derin bir iz bırakan, Soma’da yaşanan maden faciasının da yıldönümüdür. O gün kaybettiğimiz 301 madenciyi saygıyla anıyor, alın terinin değerini bilen bir mesleğin mensupları olarak bu acıyı yüreğimizde taşıyoruz. Onların anısı bizlere, emeğe ve insana karşı duyduğumuz sorumluluğu bir kez daha hatırlatıyor.

Değerli konuklar,

Peyzaj mimarlığı bir meslekten fazlasıdır.

Bizler yaşamı kurgulayan, doğayla insan arasında bozulan dengeyi onaran, kenti sağlıklaştıran, iklim değişikliği gibi küresel krizlere karşı dirençli çözümler üreten bir mesleğin mensuplarıyız.

Bizler, doğaya karşı değil doğa ile birlikte düşünen; Toplum için üreten, kentte eşitliği arayan bir mesleğin mensuplarıyız.

Çünkü biz biliyoruz ki peyzaj mimarlığı, yalnızca bir fiziksel çevre üretiminden öte; adaletli, sağlıklı ve dirençli bir yaşamın inşasıdır.

Kıymetli meslektaşlarım,

Bugün kuruluş yıl dönümünü kutlayan meslek odamız, yalnızca bir örgüt değil, aynı zamanda bir hafızadır. İçinde 31 yıllık emek, 1966 yılından bu yana verilen mücadele ve binlerce peyzaj mimarının dayanışması vardır. Bu mücadele yalnızca bizim için değil, daha adil, daha yaşanabilir bir ülke için sürdürülmektedir. Bu yüzden mücadelemizi görünür kılmak, topluma anlatmak, karar vericilere duyurmak her birimizin sorumluluğudur.

Bu vesileyle, kamuda, özel sektörde ve akademide görev yapan tüm üyelerimize bir çağrıda bulunmak istiyorum: Lütfen bulunduğunuz her yerde mesleğinizin sesi olun. Yalnızca çalışmalarınızla değil; duruşunuzla, sözünüzle, ilkelerinizle mesleğinizi temsil edin. Bu mesleğin, her birinizin alın teriyle güçlendiğini sakın unutmayın.

EMEP İzmir'den 10 Mayıs anma konseri: Denizlerin mücadele mirasına sahip çıkıyoruz EMEP İzmir'den 10 Mayıs anma konseri: Denizlerin mücadele mirasına sahip çıkıyoruz

Ve sevgili öğrencilerimiz,

Bu meslek sizlere sadece bir iş değil, bir yaşam biçimi sunuyor. Doğayı sevmek, insanı anlamak, yaşamı yeniden inşa etmek gibi büyük bir sorumlulukla yola çıkıyorsunuz. Lütfen kendinizi sadece aldığınız eğitimle değil; dayanışmayla, gözlemle, merakla, emekle geliştirin. Unutmayın ki bu meslek, sadece iyi peyzaj mimarlarına değil, iyi insanlara da ihtiyaç duyuyor.

Bilginizi sürekli yenileyin. Sadece teknik olarak değil, vicdanen ve toplumsal sorumluluk bilinciyle de donanımlı olun. Doğanın dilini öğrenin, onu dinleyin. Unutmayın ki sizin tasarladığınız her metrekare, bir çocuğun oynadığı park, bir yaşlının nefes aldığı bir gölge, bir toplumun birlikte var olduğu bir kamusal alan olabilir. İşte bu yüzden her çizginizde, her önerinizde, her müdahalenizde yaşamı savunmaktan vazgeçmeyin.

Ve hepimize düşen en önemli görev:

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere miras bıraktığı çağdaş, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni, doğasıyla, tarihiyle, kültürüyle yaşatmak için her koşulda mücadele etmektir.

Ne yazık ki ülkemizde her geçen gün temel insan haklarının ihlal edildiği, ifade özgürlüğünün baskı altına alındığı, kadınların, çocukların, öğrencilerin, emekçilerin hak arayışlarının görmezden gelindiği, doğaya, yaşama ve insan onuruna karşı suçların cezasız bırakıldığı bir dönemden geçiyoruz. Oysa insan hakları; yalnızca bir hukuk meselesi değil, aynı zamanda yaşamın her alanına, kentlere, kırsala, kamusal alanlara, doğaya saygı gösterilmesini de kapsayan evrensel bir ilkedir.

Biz peyzaj mimarları, yaşamı savunurken yalnızca çevremizi değil, adaleti, eşitliği, barışı ve özgürlüğü de tasarlamak zorunda olduğumuzun bilincindeyiz. Bu nedenle mesleğimizi yalnızca fiziksel değil, toplumsal bir sorumlulukla icra etmeye, her koşulda hak ve özgürlük mücadelesinin bir parçası olmaya devam edeceğiz.

Sözlerime son verirken; bu özel geceye katkı sunan sponsorlarımıza, desteklerini esirgemeyen kurum ve kuruluşlara, emeği geçen tüm ekip arkadaşlarıma ve siz değerli konuklarımıza sonsuz teşekkür ediyorum.

Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günümüzü “hep birlikte” diyerek kutlarken; Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine bağlı kalarak daha adil, daha yaşanabilir bir gelecek inşa edeceğimize olan inancımı yineliyor; Nice 13 Mayıslarda, bilimin ve emeğin ışığında yeniden buluşmak dileğiyle hepinize saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum.

Kaynak: BÜLTEN