10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı önünde “emek, demokrasi ve barış” talebiyle toplanan kitlenin hedef alındığı, 109 kişinin yaşamını yitirdiği ve yüzlerce kişinin yaralandığı saldırının üzerinden 10 yıl geçti. Türkiye tarihine “en ölümcül katliam” olarak geçen bu saldırının yıldönümünde, Alsancak Garı’ndaki Barış Anıtı önünde toplanan 10 Ekim Barış Derneği üyeleri ve siyasi parti temsilcileri, saldırıya bir kez daha tepki gösterdi.
10 Ekim Barış Derneği Başkanı İshak Kocabıyık, “Acımız, öfkemiz, yasımız azalmadan 115 ay geçti. 10 yıl önce adalet arayışıyla çıktığımız bu mücadelede geldiğimiz nokta, ne yazık ki adaletin harflerinin dahi kalmadığı bir yer. Bizi ölümle, zulümle, hapisle, işkenceyle terbiye etmek isteyenler; aynı dönemde Madımak katillerini, domuz bağcı Hizbullahçıları serbest bıraktı” ifadelerini kullandı.
‘Barış sağlanıncaya dek mücadele sürecek’
Yaşanan saldırıyı unutmadıklarını vurgulayan Kocabıyık, şöyle devam etti: “Unutulmasın diye bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Çünkü unutursak, katliamlarla hatırlatırlar. 10. yılda her zamankinden daha fazla dayanışmaya ve yan yana durmaya ihtiyacımız var. Barış mücadelesi için birlikte olmaya ihtiyacımız var. Katliamlar aydınlatılsın, gerçek failleri ortaya çıkarılsın. Devletin hangi karanlık güçleri, hangi organları bu katliamları planladıysa onlarla mücadele ederek bugüne geldik. Şimdi bu mücadeleyi, barış talebini yükselterek, yan yana durarak ve barış sağlanana dek sürdüreceğiz.”
‘Kötülük düzeninin sonu yok’
DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, ise kimsenin ölmemesi gerektiğini belirterek şu açıklamalarda bulundu; “10 yıl önceki hikâyeyi biliyorsunuz. O gün hepimiz barış yürüyüşüne katılmıştık, yeni bir hikaye yazmak istiyorduk. Ancak tarihimizin en kanlı katliamlarından biriyle karşılaştık. Bunları unutmamız mümkün değil. Hafızalarımız taze. Adalete, barışa ve özgürlüğe susamış bir ülke olarak hâlâ bu değerler için canlar veriliyor. Biz istiyoruz ki artık kimse ölmesin, barış kimsenin hayatına mal olmasın. Umarız ki bu ülkede bir barış süreci yeniden başlar. Bu umudu yaşatmak ve büyütmek hepimizin tarihsel görevidir. Kimseden bir şey beklemeden, inancımız ve kararlılığımızla, bu barışı savunmaya ve kaybettiğimiz tüm canlarımız için mücadele etmeye devam edeceğiz. Birlik olmazsak bu kötülük düzeninin sonu yok. Onlar rejimi ve kendi iktidarlarını sürdürmek için mücadeleye devam edecek. Bizler de bu kötülüğü durdurmak, barışı ve demokrasiyi tesis etmek için sonuna kadar direnmeliyiz.”
‘Emek ve demokrasi için gittiler’
KESK İzmir Dönem Sözcüsü Erdal Akyol ise, Ankara Garı önüne gidenlerin emek ve demokrasi talebiyle orada olduklarını vurgulayarak şu ifadeleri aktardı; “Ülkemizin yakın tarihine kara bir leke olarak geçen, trajik dönüm noktalarından biridir bu katliam. Devletin kontrolünde gerçekleştirilen bir saldırıydı. Ne yazık ki tarihimiz bu tür katliamlarla dolu. Çorum, Madımak gibi olaylara müdahale edilmediği gibi, Gar katliamında da yaralılara yardım etmek isteyen sağlıkçılara ve yurttaşlara gaz sıkıldı. Bu nedenle bu katliamın devlet kontrolünde gerçekleştiğini söylüyoruz. Asıl sorumlu devlettir. Öfkemiz de acımız da taze kalmaya devam edecek. Devletin bazı birimleri ‘Ankara’da ne işleri vardı?’ gibi sorular yöneltti. Oysa orada emek ve barış talebini dile getirmek için bulunuyorlardı. Yaşamları boyunca toplumsal barışa ve dayanışmaya inanan arkadaşlarımız vardı. İnsanca yaşanacak bir ücret talebiyle oradaydılar.”