İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ilişkin yürütülen kooperatif soruşturmasında kritik duruşma bugün başladı. Tutuklu ve sanık konumundaki isimler İzmir Adliyesi’nde hakim karşısında. Savcı mütalaasında, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Dairesi Başkanı Ayşe Arzu Çelik hakkında zorla getirilme kararı talep etti. Ayrıca, tutuklu bulunan Barış Karcı, Heval Savaş Kaya, Tunç Soyer, Şenol Aslanoğlu ve Cihangir Lübiç’in kaçma ve delilleri karartma şüphesiyle tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi istendi. Hüseyin Şimşek için eylemden sorumlu tutulduğu ve zararı giderdiği, bu şekilde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma ihtimalinin değerlendirilerek tahliyesi ile adli kontrol altına alınması kararı talep edildi.
Biz sadece yasanın bize izin verdiği şeyi yaptık
Savcının mütalası sonrası savunma yapan Heval Savaş Kaya, "Arada bir cam var ve aktardıklarımız gelmiyormuş gibi geliyor bana. İddianame dahil, herhangi bir menfaat elde etmediğimizde herkes hemfikir. İddianame, kamu zararı var diyor. İddianamede hiç olmayan herkesin mağduriyetini dinledik, yarısı da şikayetçi olmadı. Biz kooperatif mağduriyetini konuşacaksak, onun yeri burası değil. Kamu zararını konuşacaksak, neden bu saate kadar buradaydık? Sözleşme feshedilmemiş, teminatlar bozulmamış; 41 milyonluk kamu zararını nasıl tekrar tekrar ifade edilmesini anlamıyorum. Kooperatif mağdurlarının ifadeleri bu yargılamanın konususuysa ek iddianame lazım, bir karar vermeniz lazım. Bu davanın konusu olmayan şeyleri konuşuyoruz. Dosyada iddia edilen neyse ona cevap vermek istiyorum. Tapular orada duruyor. Bütün hepsi belediyede. İZBETON’un ihale yapması gerekiyor mu gerekmiyor mu? Mevzuatı tekrar tekrar hatırlatmak istemiyorum. Benim ihale yapabilmem için bir yerde para bir yerde iş olması lazım. Yok. Biz sadece yasanın bize izin verdiği şeyi yaptık.
Ama olur da ceza alırsak bu emsal olur, Türkiye’de ne müteahhit ne bürokrat ne belediye başkanı kalır
Tek temel mevzu inşaatların gecikmesi. Onu da anlatmıştık. 2019’dan sonra bu enflasyonda bu ülkede bir tane bile inşaat zamanında bitmemiştir. Selçuk’a giderken TOKİ konutları var, defalarca teslimi ertelendi. İzmir Şehir Hastanesi defalarca ertelendi. Ne diyeceğiz? Dolandırıcılık mı yaptılar diyeceğiz? -İnanıyorum bu yargılamanın sonunda hepimiz beraat edeceğiz. Yattığımız yanımıza kalacak. Ama olur da ceza alırsak bu emsal olur, Türkiye’de ne müteahhit ne bürokrat ne belediye başkanı kalır.
Kimse benim ismimi vermiyorsa biz nasıl bir şebekeyiz, biz nasıl dolandırıcılık yapıyoruz?
Benimle ilgili temsil ağırlama meselesi var bir de… ‘Makam sahibinin hakkını kötüye kullandığı anlamına gelmez’ şeklindeki kararı paylaşıyorum. İşi gücü bilanço okumak olan uzmanlar her sene bu temsil ağırlama harcamalarını ibra etti. Sayıştay ve bağımsız denetçilerin denetiminden geçti. Orada da bütün iddia, bizden sonra gelen İZBB yönetiminin iç denetim raporuna dayanıyor. Savcılık makamı olduğu gibi koymuş o raporu. Geçen duruşmada da anlattık. Dinlediğiniz 62-63 sanık dinlediniz. Bir kişi bile benim ismimi vermedi. Bir tanesi bile ‘Heval beni aradı şunu istedi bunu istedi, şunu yap dedi’ demedi. Kimse benim ismimi vermiyorsa biz nasıl bir şebekeyiz, biz nasıl dolandırıcılık yapıyoruz? Ha biz çok organize bir şebekeysek emeklinin parasının peşine niye düşelim? Biz milyonlarca liralık bütçeler yönettik. Emekli teyzenin parasının peşine mi düştük? Birinin buna cevap vermesi lazım.
Bu raporlar tutukluluğumuzun devamına sebep olmamalı, bizim dosyada herhangi bir delil ya da raporu etkileme ihtimalimiz yok
Tıkanmış bir kentsel dönüşüm sürecinin ilerlemesi için iyi niyetli bir çabanın içerisinde insanlarız. Ya bunu anlayacaksınız ya da bizim şebeke olduğumuza falan inanacaksınız. Ve karar vereceksiniz. Mülkiye müfettişi raporunun neyini değiştireceğiz bu saatten sonra? 5 adım sonrasına dair bir zarar varsayımında bulunan bilirkişi raporunun -cek -cak diyen bu raporların neyini değiştireceğiz. Bu raporlar tutukluluğumuzun devamına sebep olmamalı. Bizim dosyada herhangi bir delil ya da raporu etkileme ihtimalimiz yok. Ben geçen duruşmada da söyledim. 15 ay önce bu soruşma başladı. Ondan sonra 7 kere yurtdışına çıktım geri döndüm. Defalarca savcıya gidip ifade verelim dedik, almadılar. Kaçma ihtimalimiz yok. İZBETON’da görevim yok. Yeni yönetim zaten bize düşman. Neyi etkileyeceğiz? Mevcut İZBB yönetiminin neyini nasıl etkileyeceğiz? Bazı arkadaşlar İZBETON’u istihbarat örgütü zannediyor. Onu araştır bunu araştır. Diyelim ki anlaştığımız bir firma iflas etti. Ne yapacaktım ben yine suçlu mu olacaktım? Bu yaklaşım çok riskli. Hukuk düzeni bakımından riskli. Allah sonumuzu hayır etsin. Tahliyemi talep ediyorum."
Burada kesinlikle dolandırıcılık suçu olmadığı, bahsedilen kamu zararının da olmadığı (bugün yazısı geldi) görülüyor.
Sözü alan Heval Savaş Kaya'nın avukatı Halil Çağlar Akbulut, "Savcılık makamının dayandığı bilirkişi raporu dahi, bu işin ne kadar yanlış irdelendiğini ortaya koyuyor. Birçok sanığı ve mağdurları dinledik. Çıkan sonuç; burada iddia edilen eylemlere ilişkin hiçbir şekilde suç kastı yok. Burada kesinlikle dolandırıcılık suçu olmadığı, bahsedilen kamu zararının da olmadığı (bugün yazısı geldi) görülüyor. Müvekkilimin buradaki durumu; iyi niyetle kabul gören kooperatif projesinin hayata geçirilmesi için sözleşmeye vekalet etmek. Bu sözleşme de hukuka uygun. Dolandırıcılık olması için somut bir inşaatın olmaması gerekir, ancak ilerleyen inşaatlar var. Dosyada nitelikli dolandırıcılığın en ufak bir unsuru bile yok. Mağduriyetler müvekkilden kaynaklı değil. Sebep; sürecin deprem sonrasına, pandemiye, maliyet artışlarına denk gelmesi..." dedi.
Tahliye talebini yineleyen Akbulut, "Bu duruşmanın görüldüğü İzmir Adliyesi bile 19 yılda bitirilmiş. Teslim tarihi defalarca ertelenmiş. TOKİ raporlarına göre tüm Türkiye’de 50 binin üzerinde gecikme davası var, mağdurlar var. Bir savcı dahi soruşturma başlatmamış. CHP’li olmayan belediyelerin 9 yıl ertelenmiş benzer inşaat işleri var, bir tanesine bile soruşturma açılmamış. Müvekkilimin tahliyesini ve beraatini istiyorum." ifadelerini kullandı.
