Bir zamanlar İzmir’in mahalle aralarında yankılanan neşe dolu sesler, betonlaşan kent yaşamıyla birlikte yerini genellikle sessizliğe bıraksa da, nostaljik sokak oyunları hafızalardaki yerini koruyor. “Birdirbir”, “çelik çomak”, “saklambaç” gibi oyunlar, zaman zaman yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği etkinliklerle tekrar gün yüzüne çıkıyor. Betonlaşan kente ve dijital dünyaya sıkışan çocuklar, İzmir’de düzenlenen nostaljik oyun etkinlikleriyle kısa bir nefes alıyor. 70’li, 80’li ve 90’lı yıllarda çocuk olan İzmirlilerin yakından tanıdığı sokak oyunları, yeniden hatırlatılıyor.
Yüzümüzde gülümseme bırakan, eskisi kadar oynanmasa da yaşatılmaya çalışılan ve en çok oynanan 10 sokak oyununu sizler için derledik:

Sırt sırta eğilen arkadaşların üstünden atlayıp sayı sayarak oynanırdı. Diz çürütmeyen kalmazdı!

2. Uzun Eşek
Bir takım sıralanır, diğer takım üstlerine atlardı. Denge, sabır ve eğlence bir aradaydı. Atlayan takım “çöker mi, çökmez mi” diye heyecanla beklerdi. Ancak ilkokul ve lise sıralarında oynandığı zaman öğretmenlerimiz bize çok kızardı!

3. Çelik Çomak
Tahta sopalarla oynanırdı; el ve göz koordinasyonu isteyen mahalle turnuvalarının vazgeçilmeziydi.

4. Yerden Yüksek
Her şey “yere basmadan” oynanırdı. Banklar, ağaç kökleri, kaldırım taşları sığınaktı.

5. İstop
Top havaya atılır, isim söylenir, topu tutan diğerlerini yakalamaya çalışırdı. Heyecanı boldu. Vaktin nasıl geçtiğini anlamazdık.

6. Yağ Satarım Bal Satarım
Bir çember kurulur, ritmik şarkılar eşliğinde arkaya mendil bırakılırdı. Sosyal oyunun temeli belki de Yağ Satarım Bal Satarım oyunuydu.

7. Sek Sek
Kareler çizilir, taşa basmadan zıplanırdı. Hem denge hem dikkat oyunu. Pek çok sokakta sek sek için tebeşirle çizilen alanlar bulunurdu.

8. Körebe
Gözleri kapalı ebe, sesleri dinleyerek yakalamaya çalışırdı. Çocukların ilk strateji oyunu belki de!

9. Beş Taş
Beş Taş oyununda refleksleriniz iyi olmalıydı. Herkesin beş düzgün taşı olurdu; o taşlar çocukları için adeta bir hazineydi.

10. Misket
Her coğrafyada ismi farklı olan rengarenk misketler, çocuklar için çok kıymetliydi. Bilye, meşe, atak olarak da anılırdı. Sonuç olarak hep bir şey için çabalanırdı: Ütmek. Ütmek, oyunda kazanıp rakibinizin misketlerini almak anlamındaydı.




